Toplumda engelli olarak isimlendirilen özel gereksinimli bireylerin hangi sporu yapıp yapamayacağı anlayışının, günümüzde net bir karşılık bulduğunu görüyoruz.
Engelli bireylerin ulusal ve uluslararası organizasyonlarda katılım göstermesi, yapılan yarışmalarda başarılarından dolayı almış oldukları ödüller, bunun en önemli yansıması.
Bireyin hayatta kalma ve kaliteli yaşama sürecinde verdiği mücadele, gerçekleştirdiği sporla engelinin üstesinden gelmesi, fiziksel ve psikolojik açıdan sağlıklı bir birey olmasını sağladığı gibi, sosyalleşmesi için de kapısının sonuna kadar aralandığını göstermektedir...
SPOR ORGANİZASYONLARININ ENGELLİLER İÇİN ÖNEMİ…
Düşüncelerimizi yazıya dökerken, Antalya’nın Kemer ilçesinde Oturarak Voleybol Avrupa Şampiyonası gerçekleşeceği haberini okuyoruz.
Bedensel Engelliler Federasyon Başkanı açıklamasına göre, Türkiye olarak Ampute Futbol, Paralimpik Atıcılık ve Badminton gibi branşlardan sonra, “oturarak voleybol”da da Avrupa Şampiyonlarına ev sahipliği yapacağız.
Gelecek yıl ise ülkemizde, Ampute Futbol Dünya Şampiyonası gerçekleşecek.
Tüm bu bilgiler ışığında Spor Organizasyonları, gerek tesisleşme gerekse ulaşım, barınma, gibi diğer şartların yerine getirilmekte oldukça başarılıyız ve dünya çapında ev sahipliği yapamayacağımız Spor Organizasyonu yoktur.
Bu kadar da iddialıyız.
Peki, bunun özel gereksinimli (engelli) bireylerle ne ilgisi olabilir?
Devam edelim…
ENGELLİ BİREYLERİN HANGİ BRANŞA UYGUNLUĞU VAR?..
Ulusal ve Uluslararası Sportif Organizasyonlara baktığımızda, her engelli bireyin katılım göstereceği bir branşın olduğunu görmekteyiz.
Sportif Organizasyonların en önemlisi olan Paralimpik Yaz Oyunlarına baktığımızda 23 branşın yer aldığı, Kış Oyunlarında ise Alp Disiplininden, Tekerlekli Sandalye Körling’in de içerisinde yer aldığı 6 branşın gerçekleştirildiğini görmekteyiz.
Sürece iyi niyetle (dersler çıkarma anlayışıyla) yaklaşıldığında, bu tablo bize engellilerin hangi spor aktivitesi içerisinde yer alabileceğini göstermektedir.
Engellilere uygun sportif aktiviteler, engelli bireylerin toplumsal entegrasyonu ve rehabilitasyonu için önem taşıyor, engelli bireylerin spor faaliyetlerine katılımı için etkili ve yetkili konumda olan Engelliler Spor Federasyonları ve Milli Paralimpik Komitesine önemli görevler düşmektedir.
Kamu ve özel sektörün sürece dahil olmasıyla birlikte, rehabilitasyon sürecini atlatan engelli bireylerin, düzenlenecek olan sportif etkinliklerle spora teşvik edilerek katılımı sağlanacak, bedensel ve ruhsal açıdan sağlıklı bir neslin yetişmesine katkı sunulmuş olunacaktır…
SPORCU İÇİN UYGUN ORTAM VE UYGUN EĞİTMEN ÖRNEKLERİ…
Engelli bireylerin eğitimi için uygun ortam ve uygun eğitmen temin edildiğinde, nelerin yapılabileceğini örnekleriyle görmekteyiz.
Verilmek istenen mesajı tek bir, Körfez Belediyespor’un Görme Engelli judocu Merve Uslu’nun dikkat çeken örnek başarısından dahi anlamak mümkün.
Merve Uslu, 9 ayda tam 34 kilo düşerek 51 kiloda katıldığı Türkiye Judo Şampiyonasında Şampiyon olma başarısı göstermiş.
Kendisiyle yapılan röportajda, Merve Uslu’nun çalışma programı ve geleceği hakkında konuşan antrenörü Rabia Nilgün Kerkez’in, 27 yaşındaki sporcusunun başarısı hakkında sözleri oldukça anlamlı; “Merve hedef odaklı bir sporcu. Sözümden hiç çıkmadı. Ne olursa olsun engel kişinin beyninde. Bunu en güzel kanıtlayan Merve oldu.
Hiçbir engel tanımadan ne dediysem yaptı. Çok heyecanlı bir sporcu. Olimpiyatları izlerken, sürekli taktikleri konuştuk..
Merve görme engellilerde gerçekten idol olabilecek biri. Neden? Kendi başına, kendi hayatını tekrar baştan kurabildi.
Biz kocaman bir aile olduk. Belediye Başkanımız, her konuda destek oluyor. Zaten Körfez Belediyesinin tek görme engelli sporcusu olarak bir numaramız.”
BU SAATTEN SONRA KİMLERE NE GİBİ GÖREVLER DÜŞÜYOR…
Başarı, klasik ifadeyle, başarısızlığı yenmekle oluyor.
Bunun en canlı örneği, özel gereksinimli (engelli) sporcular ve elde ettikleri sayısız başarılar.
Burada önem taşıyan, başarıya giden ve mutlulukla neticelenen her örnekten hayat/gerekli derslerinin çıkarılması.
Yazımızın başlığına konu olan “Engelliler hangi spor aktivitesini yapmalı ya da yapmamalı?” sorusunun cevabı da, işe o örnek hayat/başarı hikâyelerinde mevcut.
Bu bağlamda diyoruz ki onların başarı elde edemeyecekleri spor branşı yoktur.
Evet, yeter ki ilgili ve yetkililer o örnek hayatlardan, kendi üzerlerine düşen dersleri çıkarabilsin. Yani, onlara imkân tanınsın.
Madem bildiğimizden mesulüz, şartlar uygun olmasına rağmen “görmedim, duymadım, bilmiyorum” anlayışıyla olaylara “kör, sağır, dilsiz” olur, üzerimize düşen vazifeyi yerine getiremez isek, onun bedelinin nasıl ödeneceğini biz değil elbette ki Allah bilir.
Öyle ise yapmamız gereken, kaygı ve kederli bir anlayışa kapılmaktansa, harekete, icraata geçmek, vesselam!.
.
Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com