Rusya Federasyonu’nda İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ilk defa seferberlik yaşanıyor.
Tüm ülkede savaşabilecek yaştaki bütün erkekler, parti parti askere alınıyor.
Elbette Kafkasya’da da durum aynı.
Kremlin tarafından atanmış sömürge valileri, emri uyguluyor olsa da gerek Rusya’da gerek Kafkasya’da bu karar pek te iyi karşılanmadı.
Günlerdir Kabardey Balkar’da, Çeçenistan’da, Dağıstan’da protesto gösterileri düzenleniyor.
Ülkeden ayrılmak için bir çok pasaport başvurusu yapıldı.
Elbette Çeçenistan, insan hakları ihlallerinde yine birinci sırayı koruyor.
Yirmi kadar kadın, oğullarının askere alınıp Ukrayna’ya gönderilmesini protesto etmek isteyince gözaltına alındı ve pasaport başvurusunda bulunanlar, birer birer kaçırılıp askere “gönüllü katılım” için form imzalamaya zorlanıyorlar.
İmzalamak istemeyenlerin akıbeti hakkında hiçbir bilgimiz yok ama eğer itiraz ederlerse Ukrayna’da değil, kendi topraklarında faili açıklanmayan bir cinayetin kurbanı olma ihtimalleri yüksek.
Kadim Adiğe topraklarında kadınlar en ön saflarda.
Binlerce yıllık bilgeliğin ışığıyla parıldıyor, korkusuzca yetkililere oğullarını kendileriyle ilgisi olmayan bu savaşa götürmekteki ısrarın nedenini soruyor, haklı itirazlarını dile getiriyorlar.
Çerkesler, Çeçenler, Dağıstanlılar bu savaşın bir tarafı değiller.
Bu savaş, halkların savaşı değil.
Küresel güçlerin kozlarını paylaştığı bir arenaya dönmüş olan Ukrayna topraklarında savaşın asıl sahipleri, sermayenin de sahibi olanlardır.
Egemenlerin iktidar mücadelesinde bütün dünya halkları krizin eşiğinde.
Avrupa halkı da bu savaşta zarar görenlerden. Çok zor bir kışı endişeyle bekliyorlar.
Bu savaşın, bütün savaşlar gibi sıradan insanlara getirdiği tek şey ölüm ve yoksulluk.
Biz savaşmak istemiyoruz!
Kafkasyalılar savaşmak istemiyor!
Uzun yıllardır baskı altında yaşayan, Çeçenistan’ın işgalinden, on yıl öncesine kadar özel operasyonlara maruz kalan Kafkasyalılar, bu eylemler sebebiyle de Rusya faşizminin hedefi oldular.
Organizatör olduğu iddia edilen bazı kişilerle birlikte gazeteciler de evlerinden özel operasyonlarla alındı.
Baskınlar devam ediyor.
Rusya her zaman olduğu gibi döverek, öldürerek, tutuklayarak sorununu çözüyor (!)…
Bu savaşın sonucunu bilemiyorum, bildiğim başından beri ön saflarda Rus asıllı olmayan halkların savaştığı.
Türkler, Kafkasyalılar en önde ölüme gönderiliyor.
Rusya hem düşmanıyla çarpışmış, hem de varlığından rahatsız olduğu halkları elini sürmeden kırmış, sayısını azaltmış oluyor.
Böylece iki kere kazanıyor!
Bu savaşta Rusya safında olanların görmesi gereken gerçek bu.
Tabi de olsanız, Rusya ölmenizi istiyor.
Köleleşmiş de olsanız, ölmenizi istiyor. Çünkü siz Adiğesiniz, Çeçensiniz, Avar, Kumuk, İnguşsunuz, Karaçaysınız.
Yüz yıldır her fırsatta sırtında sopa kırdıklarısınız.
Sovyet’ken de Çarlık’ken de Cumhuriyet’ken de kanından nemalandıklarısınız. Çünkü Rusya için en iyi Çerkes, ölü Çerkestir.
Düşünün!..
Özellikle 90’lardan bu yana, sessizce yaşıyor olmamıza rağmen hala öldürülüyor olmamızı nasıl açıklıyorsunuz?
Rakamlara bakılırsa sadece Kafkasya topraklarından dört binden fazla insan, bu savaşta can verdi.
Baskı ve zorla savaşa daha fazla insan gönderildiğinde ölümlerin oranı artacak.
Eğer Rusya, gerçekten savaşmak istiyorsa, askeri deneyimi olanları göndermeli.
Amacı bir etnik temizlik değilse okula giden gençleri, evin tek çocuğu olan erkekleri seçip, seferberlik emrini onlara göndermemeli.
Ve bütün Kafkasya halkları, özellikle kanaat önderleri, bu adaletsizliği sorgulamalı, barışçıl yollarla gereken her türlü itirazı yapmalılar.
Özgür günlerde!
.
Ülkü Menşure Solak, dikGAZETE.com