Ekini ve nesli zehirledik...
Ekini zehirledik. Yabani otları öldürelim derken toprağımızı zehirledik. Toprağı zehirlemek, kendimizi zehirlemekti. Ekmeğimizi artık bedenimize sadece besin değil zehir de ettik.
Toprağımıza zehir ektik, zehirli ekinleri yedik, hayatımızı kendimize kendi ellerimizle zehrettik.
Dinin korudukları arasında sayılır mal, can, nesil, akıl… Şimdi bakıyorsunuz din anlatanlara yani bize domuzun haramlığı kadar yediğimiz zehirlerin zararlarından bahsetmiyor kimse. Bahsetmek gerektiğini geçen gün tanıştığım bir doktoru, yaklaşık üç saat dinledikten sonra fark ettim.
Ve sohbetin sonunda insan ne kadar cahil, bilinçsiz sağlığı ve bedeni konusunda diye düşündüm.
İnsan, Allah’ın ona bahşettiği mükemmel mekanizmayı bozmakta çok mahir.
Bilinçsizce nefsine uyup, bedenini mahvediyor kendi elleriyle.
Tüm bunların üzerine tam da bir bayram günü söyleyeceklerim nefsimize hoş gelmeyecek şeyler ama kimsenin söylemediklerini söylemek gerekiyor. Bu iş, sadece tıp okumuş doktorların işi olmamalı.
Onlardan öğrendiklerimizi yaymak, hepimizin zaruri vazifesi olmalı ya da kendi adıma böyle düşünüyorum en azından.
Bu bayramda zehirli otları öldürmek için zehirlenen ekinlerden yapılan ekmek, yufka, şebit, baklava yemeyin.
Antibiyotiklere maruz kalmış hayvanların etlerini yemeyin.
Şeker yemeyin.
Bedeninizi sevin.
Allah’ın size verdiği en değerli kazanımlarınızı güzelce koruyun, bedeninize özenin.
Onu zehirlere maruz bırakmayın.
Bunlardan kaçınmanız için illâ vahiy gelmesine gerek yok.
Domuz eti yemek kadar kötü gelmeli yabani otları zehirleyen zehirle büyütülen ekin. Ambarda haşerelerden korumak için bir kez daha zehirlenen ekin. Ve ondan elde edilen unu beyazlatmak için kullanılan zehir...
En çok tükettiğimiz, yemezsek doyma hissi alamadığımız ekmekten aldığımız zehri varın siz hesap edin. Siz etmeseniz de beyniniz ediyor merak etmeyin. Sonra önünüze öyle bir bilanço çıkarıyor ki şaşırıp kalıyorsunuz.
Bu bayram kendinize bir iyilik edin, hayatınızdan sizi zehirleyen her şeyi çıkarmaya karar verin.
Şu ilahi mesaj eşliğinde;
“Öyle insanlar vardır ki hakimiyeti ele aldığında ürünleri ve nesli yok etmeye çalışır. Allah yarattığı mükemmel ve tertemiz düzeni bozanları sevmez...”
Nefislerinize hoş gelen baklavaları, şekerleri, antibiyotiklere bulanmış etleri, çikolataları yemeden önce vücudunuza vereceği tahribatları düşünün ve bunları yemekten alacağınız hazları kurban sunun Allah'a.
Ve umutlanın...
Dikenler bile böyle güzel çiçekleniyorsa umutsuzsuzluğu unutmalı insan...
U(mutlu) bayramlar...
Mutlu bayramlar...
.
Sevim Korkmaz, dikGAZETE.com