MOSKOVA
Rusya Federasyonu'na bağlı Çeçenistan Cumhuriyeti, Donbass'a "Za Pravdu" (Gerçek İçin) konulu bir basın turu düzenledi.
Türkiye'den sadece dikGAZETE'nin yer aldığı gezi, Çeçenistan Cumhuriyeti Ulusal Politika, Dış İlişkiler, Basın ve Enformasyon Bakanlığı ve Rus Federal siyasi enformasyon dergisi "Persona Stranı" ile ortaklaşa düzenlendi.
dikGAZETE adına katıldığım gezide, gazetecilere bizzat Çeçenistan Cumhuriyeti Ulusal Politika, Dış İlişkiler, Basın ve Enformasyon Bakanı Sayın Ahmed Dudayev ve "Persona Stranı" dergisi Genel Yayın Yönetmeni Yelizaveta Abramova eşlik etti.
Geziye, aralarında Türkiye (dikGAZETE), Birleşmiş Arap Emirlikleri, Çin, Sırbistan dahil olmak üzere 100 yerli ve yabancı gazeteci katıldı.
Çeçenistan Cumhuriyeti Bakanı Ahmed Dudayev'e ve "Persona Stranı" dergisi Genel Yayın Yönetmeni Yelizaveta Abramova'ya ve ayrıca gezinin organize edilmesinde emeği geçen herkese derin şükranlarımı iletiyorum. Elbette başta Çeçenistan Cumhuriyeti Lideri Ramzan Kadirov'a teşekkürlerimizi iletiyoruz. Çünkü bu önemli gezi, Kadirov'un bizzat talimatıyla organize edildi.
Gezi neden önem arz ediyor? Çünkü bugün çoğu Türk medyası dahil, dünya medyası genelde Ukrayna'da yaşananlara farklı taraftan bakmayı tercih ediyor.
Oysa olaylara diğer taraftan da bakmak ve Donbass bölgesinde yaşananlar konusunda da susmamak lazım.
8 yılda Donbass'ta aralarında yüzlerce çocuk dahil yaklaşık 14 bin sivilin öldürüldüğünü yazmak lazım, gündeme getirmek lazım.
Donbass'ta yaşananlar tam bir trajedi.
Bizler Donbass'ın Volnovaha kentinde çatışmaların izlerini kendi gözlerimizle gördük.
İnsanların anlattıklarına göre, Neonazi çeteler, kent merkezi hastanesini karargaha çevirerek, kenti yoğun ateşe tuttular. Sağlık görevlilerini de bodrum katında rehin olarak tutuyorlardı.
Görüştüğümüz sağlık görevlileri, Neonazilerin insanları canlı kalkan olarak kullandığını göz yaşlarıyla anlatıyordu. Hastanenin bazı katlarında ve çevrelerinde mayın olabileceği konusunda yetkililer sık sık bizi uyarıyordu.
Hastanenin çevresindeki konut ve binalara bakmakta ise zorlanıyorduk. Evler, top ve mermi ateşleri sonucunda harabeye çevrilmişti.
Avlularında dolaşan sakinlerle görüştük. Onlar yıkılmış evlerinden ayrılmak istemiyor ve binanın bodrum katında kalıyor. Avluda da yemek pişiriyor ve yıkılan evlerine bakarak dertlerini paylaşıyor. Onların yaşadıklarını sözle aktarmak çok zor.
Neonazilerin, kendilerini nasıl rehin tuttuklarını anlatırken Ukrayna yönetimine lanet de okuyorlar.
Avluda karşılaştığımız bir köpeği hiç unutamıyorum.
Sessiz şekilde yerde uzanan o masum köpeğin neler yaşadığı adeta gözlerinden belliydi.
Çok anlamlı gözlerinin fotoğrafını çektim.
Daha sonra, dakikalarca o masum gözlerinin fotoğrafına baktım. Sanki gözleriyle, yaşadığı o korkunç anları bize de anlatmaya çalışıyordu.
Donetsk kentinde bazen patlama sesleri duyuluyordu. Fakat, kentte normal hayat devam ediyor.
Donetsk'te dev sanayi işletmelerinde üretim devam ediyor, emekçi insanlar görevinin başında.
Donetsk Halk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Deniz Puşilin'in basın toplantısına da katıldık.
dikGAZETE olarak; "Bölgede daha önce görev yapan AGİT yetkililerinin ve dünya medyasının, yaşananlara neden göz yumduğunu" sordum.
Puşilin, cevap olarak "AGİT yetkililerinin olayları tespit ettiklerini, fakat çifte standart çerçevesinde hareket ettiklerini" sert dille eleştirdi. Yani Avrupa ve dünya medyası, Donbass bölgesinde hiçbir şey olmamış gibi davranmış. Bugün de öyle.
Gezinin önemini bir daha vurgularken, bir atasözü de hatırlıyorum: “Bin kere duymaktansa bir kere görmek daha iyi…” Bizler de Donbass bölgesinde yaşananları kendi gözlerimizle gördük.
Eğer birilerinin kafasında soru işaretleri varsa, ilgili mercilerden izin alarak buyursun ziyaret etsin.
.
Fuad Safarov, dikGAZETE.com