BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, 6 Mayıs’ta Rus birlikleri tarafından kontrol altında tutulan Mariupol’deki Azovstal tesisinden yaklaşık 500 kişinin tahliye edildiğini açıkladı. İlginçtir, bu insanların çoğu Ukrayna kontrolündeki bölgelere tahliye edilmeyi açıkça reddedip, Rus birlikleri tarafından korunan güvenli bölgelere götürülmelerini talep ettiler.
Yaklaşık 3 haftadır büyük çelik fabrikası Azovstal, Rus birlikleri tarafından kontrol altında tutuluyor. Tesisin yerleşkesinde Azov milisleri de dahil olmak üzere 2.000’den fazla Ukrayna askeri bulunmakta. Buna ek olarak, Ukrayna ordusu komşu şehirlerden yaklaşık 1.000 kadar sivili “canlı kalkan” olarak kullanmak üzere fabrikaya zorla getirdiği de biliniyor.
Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin, 21 Nisan tarihinde ordusuna tesise saldırmamasını ve orada abluka altına alınan Ukrayna güçlerinin teslim olmasına izin vermesini emretti. Teslim olan herkese geniş kapsamlı tıbbi bakım ve gerekenlere tedavi garantisi verileceğini de açıkladı. Tesis yerleşkesinden sivillerin çıkışı için insani koridorlar da sağlandı. Ancak bugüne kadar çok az sayıda insan bu koridorları kullanabildi.
Tesisten kaçan sivillerin orada bulunan basın mensuplarına aktardıklarına göre; Ukrayna ordusu, tahliyelerine izin vermiyor, onlara acımasız davranıyor, tahkimat yapmaya zorluyor ve onlara yetersiz miktarda yemek ve su veriyor.
Kaldı ki Rus birlikleriyle müzakereler sırasında, tesiste kapana sıkışan Ukrayna ordusu, sivilleri yiyecek ve su karşılığında değiştirebileceklerini belirtti. Ukraynalıların sözlerine göre; 1 ton gıda ve ilaç karşılığında 15 kişilik sivil grupları salıvermeye hazırlar.
Yine tesisten kaçan bu siviller, Ukrayna ordusunun kendilerine karşı böylesine acımasız bir tavır sergilemesini; Ukrayna’nın Batı ve Merkez bölgelerinden gelen birliklerin ülkenin doğusundaki nüfustan nefret etmesine bağlıyorlar.
Gerçek şu ki, Doğu Ukrayna’daki vatandaşlar, çoğunlukla Rusça konuşuyor ve Rusya’ya karşı sempati duyuyorlar. Kiev Rejiminin gözünde bu insanlar ayrılıkçı ve görüşleri ile Rus dilini konuşmaları sebebiyle ciddi bir şekilde cezalandırılmaları gerekiyor.
Bir diğer husus ise tesisin yerleşkesinde kapana sıkışan Azov birliklerinin Neo-Nazi ideolojisine sahip olmaları ve sivil nüfusa yönelik zulüm eden bir yapılarının olmasıdır.
Bu Azov birliklerine bağlı bulunan Ukrayna askerleri, yakalandıklarında; askerlerin “gamalı haç” gibi bir sürü Nazi sembollerini vücutlarının çeşitli bölgelerine dövme yaptırdıklarını gördük. Hemen hemen her gün ‘Telegram’da böyle fotoğraflar paylaşılıyor.
Fabrikada kapana sıkışan Azov milisleri, suçlarına dair birçok kanıt ve hayatta kalan tanıkların olduğunu biliyorlar.
Esir düştükleri anda Donbass Halk Cumhuriyetlerinde yargılanacaklar. Bu nedenle, tek umutları zamana karşı oynamak ve olası bir ateşkes durumunda Kiev tarafından kontrol edilen bölgelere gitmelerine izin verilmesini ummaktır.
.
İlber Vasfi Sel, dikGAZETE.com