DİYANET’İN HIYANETİ (2)
Hatırlarsanız bir önceki videomuzda Ali Erbaş ve avanesinin, Kurum bünyesindeki, tamamen duygusal amaçlı ali cengiz oyunlarına değinip, Türk Diyanet çarkı üzerinden dönen dolapları gözler önüne sermeye çalışmıştık.
Bugün de Diyanet’in alt kadrolarını cemaat, Ali ERBAŞ’ı da cemaatin imamı var sayarak, malum imam-cemaat kriterinden yola çıkıyor ve bugünün Diyanet Başkanı olsa da geçmişin cami imamı olan Ali ERBAŞ’a odaklanmak istiyoruz.
1961 doğumlu ERBAŞ, 1980’de İmam Hatip Lisesi’nden, 1984’te ise İlahiyat Fakültesinden mezun olmuş.
Kariyerinde, 11 yıl cami imamlığı, 14 yıl akademisyenlik, 6 yıl bürokratlık, 4 ay rektörlük ve 7 yıldır devam eden Diyanet İşleri Başkanlığı var.
15 Temmuz darbe girişiminin hemen 1 yıl sonrasında, Yalova Üniversitesi rektörlüğüne atanmış ve daha 4 aylık Rektör iken Diyanet İşleri Başkanlığı’na getirilmiş.
Demek ki var bir kerameti.
Diyanet’in resmi sayfasındaki özgeçmişinde “iyi derecede Fransızca ve Arapça bildiği” yazsa da biz onu, Irak ziyaretinde kendisine sorulan Arapça soruyu Türkçeye tercüme ettirmesi ve yanıtı da Türkçe vermesiyle,
Fransızca ve İngilizce yaptığı kısa okumalarda ise bu dilleri resmen katletmesiyle hatırlıyoruz.
Başka neyle hatırlıyoruz zat-ı muhteremi?
Duayı, yaratan için açtığı avucuna yazdığı kopyadan, hutbeyi, mikrofon görünümlü, uzaktan kumandalı prompterdan okumasıyla hatırlıyoruz.
Yani cümle cümle gidiyor. İlk cümleyi okuduktan sonra kumandaya basıyor, hoop gelsin sıradaki cümle.
Adamın yaptığı tek iş dua okumak onu bile kopyasız, teknoloji desteksiz yapamıyor.
Allah yolunda şehit olmak varken, zırhlı araçla geziyor, korumasız dolaşmıyor.
Tarzımız olmasa da bu noktada, Ali ERBAŞ’ın eşi Seher ERBAŞ’a da değinmek zorundayız.
Hanımefendi de bir nevi ‘First Leydi’.
Hani bizde adettir; Tugay Komutanı emrindeki subay ve astsubayların, Komutanın eşi de subay ve astsubay eşlerinin komutanıdır ya, Seher Başkan da, Diyanet’teki tüm yönetici eşlerinin başkanı.
Örneğin Antalya’da 5 yıldızlı otelde İl Müftüleri İstişare Toplantısı yapılıyor, Seher Başkan da yan salonda, müftü eşleriyle huzur toplantıları düzenliyor.
Başka ne yapıyor Ali ERBAŞ?
Modaya uymuş olsa gerek, arada bir kılıç çekiyor. Ama bu konuda destekliyoruz kendisini.
Zira Türkün iktidarında, uzun yıllar yattıktan sonra çıkarsa, bir dönercide iş bulma ihtimali artacaktır bu sayede.
Gerçi hiçbir hutbede ATATÜRK’ten bahsetmeyip, kimseye de bahsettirmemesi, hatta Ayasofya’nın açılışında çaktırmadan Mustafa Kemal’e lanet okuması, dönemin Türk yargıçlarınca, nasıl ağır bir suç olarak görülür orasını bilemesek de, bizimkisi bir nevi pozitif yaklaşım.
Şu ana kadar anlattığımız hususların tamamı, her türlü belge ve görsel ile desteklenebilir mahiyette olsa da ekran kirliliği yaratmak istemedik.
Tek bir görseli seçiyoruz konunun altını çizmek için.
Ne diyor Ali Efendi?
“Vatanımızın geleceğini hafızlarımıza emanet edeceğiz” diyor.
Hadi oradan densiz!
Sen kim yetkisin ki bu vatanın geleceğini hafızlarına bırakacaksın?
Maşallah devletten maaş alan iki yüz bin kişilik ordunun başındasın ama bugüne kadar ülke için can veren bir tane şehidinizi, bir tane yaralınızı duymadık.
Aksine ortalık, gündüz imamlık yapıp gece pavyonda şarkı söyleyen, karşı köyün imamının karısını kaçıran, Mülki idareciyle yasak aşk yaşayan neferlerinizden geçilmiyor maşallah.
Yüreği Türklük ve Atatürkçülükle yoğrulmuş, Cumhuriyet sevdalısı milyonlarca Türk genci varken, bu ülkenin geleceğini planlamak sana ve hafızlarına mı düşer be hey hadsiz?
Sen ve tayfan, böyle boyunuzu aşan işlere burnunuzu sokmayı bırakın da, Diyanet Vakfı eliyle fırıldak ettiğiniz trilyonların, kaçak kurslarda ırzına geçilen, kaçak yurtlarda yanarak ölen çocukların, ATATÜRK’e duyduğunuz kin ve düşmanlığın, dini siyasete peşkeş çekip, milleti dinden-imandan soğutmanın hesabını nasıl vereceksiniz ona bakın.
YAŞASIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ,
VAR OLSUN TÜRK MİLLETİ.
.
Yener Bozkurt, dikGAZETE.com
-Bağımsızlık Partisi Genel Başkanı, Emekli MİT mensubu-
.