-Çağın kimyasıyla yakılmış olan ciğerine çekmeli Allah'a inanma aşkını insan- Sezai Karakoç
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var.
Aynısını yaşamasan da o frekansta oluyor o ruhla çırpınıyor o haline acıyorsun…
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var.
Peşinde koştuğun, peşini bırakmıyor…
Çırpınıyorsun o olmamak istiyorsun.
Ama ‘O’sun.
Artık itiraf edebilirim…
Buraya hangi fotoğrafı koysak boşuna!
Kara kabus diyeli, iflah olmamışız…
- Hayatıma hep iyiler denk gelmiş kıymet bilmemişim!..
Kötü öyküler, imtihanın lütfa evrilmesinden başka ne ki!
Bir çiçek almışım, beş gündür vazoda gık dememiş…
Direnmiş!
Kedim, artık ruh halime göre istiyor isteyeceğini…
Cevap vermişim egoma dokunan mesaja!
Sırf içimdeki ses “cevap ver” dedi diye…
Saçma çok saçma…
Hani pişmandım...
Tüm buna benzeyen cevaplarımın da sebebini, doğum günümde anlamışım…
Kırküç kere düşmüşüm peşime…
Kırküç defa aynı deliğe…
Toplumsal olayları kritik etmenin lüksü, ortamdan kendini soyutlamandır.
Bu küçük not, yazıyla hiç ilgili değil.
Silmek yerine altyazı bazen daha dayanıklı kılar bizi…
Göze aldığımıza göre, göz göre göre…
Sadece sevdiğimle göz göze.
Hiç sınanmamışım, merhameten yaşamışım mesela…
Büyük lütuf.
Ne anlatsan inanmışım, niye yalan olsun ki!..
Sonra bir canavar çıkmış içimden…
Ne söylesen yanlış.
Sandığın gibi değil o…
O da bir şey mi…
Bedenimin kapladığı yerin küçücük olmasını isterim.
Bunun küçük olduğumu bilmekle bir ilgisi varsa bile…
Herkes bir görevi ifa için gelmiştir.
Ruhuyla yer kaplayanlara nasıl özenilmez…
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var.
Mahrumiyetlerimize çok şey borçluyuz.
Bize çarpan biziz…
Kelimeleri asılı kalmış kişilerce bilinir ki yolun yarısını geçmişiz.
Epeyce bir yerini gördüm dünyanın, epeyce bir yeri de kendi halinde…
Güzelce beklerim.
Ben iyi beklerim.
İki kelimeyle anlatanlar vardır…
Sussa da konuşanlar.
Ah ne çok aşık olunacak şey var…
Evet kar, kabus değil.
Kırküç kere maşallah bana, ortaya çıkan her şeye rağmen…
Nereden diksek diğer yerden sökülen.
İcad çıkarmayın, okuyun gitsin.
.
Arzu Leyal, dikGAZETE.com