“Dezenformasyon – Manipülasyon ve Propaganda İstihbaratına Karşı Önlemler” – II
Bir önceki yazımızda (*), (XXX) harici olarak planlanmış “Dezenformasyon – Manipülasyon ve Propaganda” temelli İstihbarat Operasyonlarına karşı “Temel Savunma ve Önlemler” konusunu işlemiştik. Ancak büyük bir eksiklik daha var. Hatta bu eksiklik ve atlanılmış konu “Harici Taarruz ve Operasyonlar”dan daha tehlikeli, daha zararlı sonuçlara sebep olabilir.
“Milli ve Resmi / Gayri resmi sınırlar içinde – Ulusal ve Bölgesel – Kültürel – Tinsel, Lokal zeminler üzerinde Dezenformasyon – Manipülasyon ve Propaganda temelli İstihbarat Operasyonları”
Çok kullanışlı, ivedi sonuç odaklı ve yaygın bir kazanım elde edebileceğiniz en isabetli operasyon türüdür. Kendi ülkenizde, halkınız üzerinde, ulusal, genel ve lokal olarak yapacağınız bir “Dezenformasyon – Manipülasyon” operasyonu neticesinde öne süreceğiniz propagandalar ile kendi çıkarlarınız – ideolojiniz ya da popülerliğiniz veya kendi hedefleriniz doğrultusunda elde edeceğiniz “Aslan Payı” hiç şüphe yok ki, bu operasyon türüyle kazanılır.
Oldukça ucuz, etkili ve kitlesel hareket bağlamında ise izleyebileceğiniz en uygun ve akıllıca yoldur. İhtiyaçlar Listesi, oldukça küçük ve kolay ulaşılabilir.
İlk ihtiyacınız olan “Taban – kitle ve yığınlar”dır. Bu tabanın “fikirlerini – düşüncelerini – ideoloji ve beklentilerini” çok iyi analiz etmeli ya da küçük propaganda enjeksiyonları ile oluşmasına izin vermelisiniz. Bu biraz zaman ve emek ister. Ancak yan aparatlarla katalizör etkisi oluşturup, süreci hızlandırabilirsiniz.
Sonraki adım, bu tabanda belli bir fikir birliği oluşumunu destekleyecek “önde olan” , “saygı duyulan” ve “şüphe götürmeyen” kişi ve tüzel kişilerle birlikte bir güven halkası, güvenli bir alan oluşturmak ve bu alan içinde toplamış olduğunuz kitleleri “Manipülatif Bilgilerle” şişirmek olacaktır.
Toplamış olduğunuz yığınların yetmeyeceği çok belliyken daha fazla kitlelere ulaşabilmek için sonraki yol ise “tarafsızlara ve eğitimsiz / yetersiz” olan çoğunluğa nüfuz edebilmek için “bir medya ya da yaygın bir ağa” sahip olmaktır.
Sahip olduğunuz medya ve yaygın ağlarla, ilk ortaya çıkartacağınız manipülatif bilgi; “mağdur olma – mağdur bırakılma” olmalıdır. Bu ajitasyon ile toplum içindeki yukarıda dediğimiz “tarafsız – Apolitik ya da size karşı nötr” olan kitlelere de ulaşacak ve tabanınızı daha da büyütmüş ve yaymış olacaksınız.
Büyümüş olan yığınlarınız içinde; “Kemikleşmiş” bir kitleniz çok önceleri oluşmuş olduğundan, güvenli alan ya da kendi çemberiniz içinde yeni katılmış olan halk kitlesi de, onlar sayesinde sertleşmeye başlayacaklar. Ki bu zaten “tabiatın kuralı olduğu için” kendi kendine oluşacaktır.
Bir sonraki unvan maçına artık hazır sayılırsınız. Tam olmasa bile ringe çıkacak kadar palazlanmış ve güçlenmişsinizdir. Beklentilerinizi düşük tutup, ilk maçta ‘knock-out’ olduğunuzda ise atölye çalışması ile yapacağınız bir “dezenformasyon ve manipülasyon” çalışması ile kaybettiğiniz maçı, maç sonrasında “propagandaya” dayandırıp, aslında kazanan çoktan siz olmuşsunuzdur.
Sonraki maça, artık daha fazla taraftar, sizin için bağıracak – tezahürat edecek – bilet alacak ve korkmadan çekinmeden sizi savunacak bir kitleye sahip olarak çıkarsınız. Çünkü ilk maçta şike yapılmıştır ve herkes bundan çok emindir. Sizin yaşadığınız bu mağduriyet, birçok maçı tarafsız izleyen insanı da yanınıza çekmekle kalmayıp, “bir şansı hak ettiğinizi” düşünen ciddi bir kitleyle birlikte ringe adım atarsınız.
Yine mi mağlup oldunuz!
Dert etmeyin!..
Mağlup olmak, bazı koşullarda galip gelmekten daha çok kazançlıdır.
Bu mağlubiyetinizi kazanca çevirmek çok daha kolay olacaktır. Çünkü bu sefer, öncekine göre daha büyük bir medya ve tabana yayılmış, “dezenformasyon ve manipülasyona” dayalı bilgileri servis edecek bağlantılarınız vardır. Artık mahalli – lokal – kentsel bir hareketten çıkıp, ulusal bir unvan maçına hazırsınızdır. Arkanızda sizin için seve seve canını dişine takıp, mücadele edecek bir kitleniz vardır. Ve çok da heyecanlıdır.
Sonraki eliminasyonu kazanmamak artık sizin için mucize olacaktır. Kazandığınız zaman ise kolay kolay hiçbir güç yoktur sizi o koltuktan ya da o unvandan uzaklaştıracak olan.
Başa gelir gelmez kemikleşmiş kitleniz sayesinde daha da köklerinizi toprağa salacak, uzmanlaşmış olduğunuz “Dezenformasyon ve Propaganda” konularında size muhalif ve karşı olanları da bir bir kendi güvenli alanınızdan uzaklaştırmış olacaksınız. Size karşı “kırmızı çizgiler” ve “hassasiyetler” oluşturmuş yığınlarınızla da artık dokunulmaz, sorgulanmaz ve yargılanamaz bir boyuta geçerek tek hâkim olarak varlığınızı sürdürmeye, tamamen kendi fikir – düşünce ve ideolojilerinize göre davranma hürriyetine de sahip olmuşsunuzdur.
Yine aynı yöntem “Dezenformasyon” çalışmaları ile size karşı düşünen ya da fikirlere sahip olanları medya ve yaygın ağlarınızla çok kolay “düşman – hain –karşıt” ilan ederek kolaylıkla “Kazanç” ve “Kazanım” sahnesinden de uzaklaştırma gücünüzde var olacaktır. Üstelik buna itiraz edecek kimse de kalmamıştır. İtiraz edenlerde aynı kaderi paylaşacakları için yolunuz açık, ufkunuz berrak ve aydınlıktır. Oluşturduğunuz bu imparatorlukta artık karşınızda duracak hiçbir şey yoktur.
Gelgelim diğer yandan, “Size karşı tek risk, yine kendinizsiniz”dir. Herhangi bir sebeple oluşacak kitlesel travma sonucu, kendi içinizde bulunan kitlelerin bir anda aydınlanması ve taraf değiştirmesi dışında, koltuğunuzu alabilecek hiçbir şey yoktur.
Buraya kadar ulusal bağlamda, sıfırdan “Dezenformasyon – Manipülasyon ve Propaganda Temelli” çalışmaların, yarı teorik ve pratik çalışmasını inceledik. Bu tip sıfırdan ortaya çıkan sistemlere tarihte en güzel örnek “Alman NAZİ İmparatorluğu”dur. Ve yakın tarihimizde kendi ülkemizde de buna benzer örnekler görmek mümkündür.
Bir de mevcut kitleler üzerinde “Dezenformasyon – Manipülasyon ve Propaganda Temelli Operasyonlar” vardır. Bunlar da oldukça kullanışlı, icrası kolay ve menfi çıkarlarınıza kısa yoldan ulaşmanızı sağlar.
Belli bir kitle üzerinde, sahip olduğunuz medya ve ağlarla servis edeceğiniz, laboratuvarda oluşturulmuş, dezenforme edilmiş bir bilgi ile ciddi bir tabanı hareketlendirebilirsiniz.
Ya da size karşı yayılmış – paylaşılmış ve en alt tabana kadar ulaşmış gerçek ya da sahte bir bilgiyi yine aynı yöntemle dezenforme edip o bilgiyi sarsabilir, kendi kitleniz içinde onun gerçek olmadığı konusunda ispatlı ve delilli (!..) metotlarla düşürebilirsiniz.
Bir halk hareketinde, kendi kitleniz için kutsal sayılan yerlerde saygısızlık yapıldığını iddia etmek, o halk hareketine karşı kendi kitleniz içinde bir “nefret ve kin” temelli görüş uyandırabilir. İspat etmeniz ya da etmemeniz çok mühim değildir. Size inanan bir kitle vardır ve bu tehlikeli kıpırdanmaya da zaten hazırdır.
Ya da kendi fikirlerinizle paralel, gönül birlikteliği yaptığınız kişi ve tüzel kişilere karşı ortaya çıkmış bir karşı kampanyada medya ağınızı kullanarak kendi tabanınıza ulaşabilir ve onları sizin masum olduğunuza dair kesin ve tartışmasız bir şekilde ikna edebilirsiniz. Elinizde belgeler vardır çünkü. Belgelerin nasıl oluştuğu, size nasıl geldiği ya da nasıl servis edildiğinin hiçbir önemi yoktur.
Kimlik ya da tercihler sebebiyle bir “mağdur ve mazlum” ajitasyonu oluşturup, bunu kendi ağlarınızda yayıp, o fikir ve yaşam tarzını benimsememiş insanları o kitleler etrafında toplayabilirsiniz. Bunun için ihtiyacınız olan tek şey, “kirletilmiş – üzerinde oynanmış bilgi kırıntısı” ve “sağlam bir propaganda politikası”dır. Siz o tip bir yaşam tarzında olmasanız bile o kitleler, muktedir güç olana karşı ciddi bir direnişi rahatlıkla oluşturabilir ve bunu da kendi çıkarlarınıza göre yönlendirebilirsiniz.
Günümüzde, içinde bulunduğumuz ve bu tip operasyonlarda çok yaygın bir aparat olan “Sosyal Medya” çağında, maaşlı ya da gönüllü olarak kadrolaştıracağınız, sayıları binleri geçen personel ile rahatlıkla sizi savunan ya da karşı tarafa zarar verecek bir “sosyal başlık” açarak, bu personellerle o başlığı “Dezenforme ve manipüle” edilmiş bilgilerle besleyip, gündeme sokup, istediğiniz sonuçları sosyal medyada nefes alıp-veren ve o başlıkları “gerçek gündem” sanan bu topluma kabul ettirmeniz çok çok kolaydır.
Peki, bununla nasıl mücadele edebilir? Bu tip “Dezenformasyon – Manipülasyon ve Propaganda Temelli İstihbarat Operasyonlarına” nasıl karşı koyabiliriz?
İlk ve en temeli; “Medya Okur Yazarlığı” konusunda kendimizi – çevremizi ve toplumumuzu eğitmekten geçer. Fikir – Düşünce ve İdeolojiniz ne olursa olsun (Ki her fikrin karşı bir fikri olduğunu düşünürsek) ilk adım atmamız gereken çalışma budur. Bu olmalıdır. Bu konuda online ya da yüz yüze eğitim kurumları (bazıları ücretsiz) mevcuttur.
İkincisi; Bir haber ya da paylaşımı hemen ve körü körüne inanıp, peşinden gitmemek de çok önemlidir. Zaman zaman bu tuzağa ben de düşüyorum ancak bir süre sonra hemen karşıt haber servislerini incelediğimde o haberin gerçek ya da gerçek dışı olup olmadığı kolaylıkla ortaya çıkıyor.
Elbette ki herkesin bir ideolojisi ve fikri var ve bunu beslemek – konuşmak – yaymak ve paylaşmak da herkesin anayasal ve kanunlarla korunan hakkıdır. Muhakkak ki bu görüşlere uygun medya ajanslarını takip etmek istersiniz ancak siz; “Haber mi almak istiyorsunuz” yoksa “kendi fikir ve düşüncelerinizin daha da bilenip, daha da sivrilmesini mi istiyorsunuz” önce buna karar vermelisiniz.
Eğer haber almak istiyorsanız bunu tamamen tarafsız ve sizinle çıkar / beklenti hedefleri olmayan medya yayınlarını takip ederek öğrenebilirsiniz.
Eğer tercihiniz diğeri ise zaten şu an ülkemizde bulunan her medya grubu, bunu siz isteseniz de istemeseniz de yapıyor. Hatta siz farkında olmadan yapıyor.
Herhangi bir fikre ve ideolojiye bağlı kalmadan bir ağın size verdiği haberin “kesinlikle doğru” olmadığını düşünerek takip etmeye başlamak, bu fikri kendi içinde oluşturmak, filizlenmesine izin vermek de sizi bu konuda aydınlatabilir.
Yazı dizimizi “Propaganda Politikasının Atası” olarak kabul edilen Alman NAZİ İmparatorluğunun ikinci adamı, Dr. J. Gobbels’in bir sözü ile bitirelim; “Bana vicdansız bir medya verin, ben de size bilinçsiz bir halk vereyim…”
.
Serkan Yıldız, dikGAZETE.com
(*) ‘Manipülasyon, Dezenformasyon ve Propaganda’ İstihbaratına karşı önlemler