Bugün Kadıköy’de zorlu bir mücadele var…Fenerbahçe 52’inci randevuda Galatasaray’ı ağırlayacak. Bu maçın istatistik rakamlarına baktığımızda ev sahibi ekip durumundaki Kanarya’nın Aslan’a karşı 28’e 9 üstünlüğü bulunuyor.
Bu rakamları daha da ilginç hale getiren ve bugün oynanacak maça artı heyecan katan konuk ekibin Kadıköy’deki son galibiyetini 1999 yılında almış olması.
Topun yuvarlak, futbolun sürpriz sonuçlara açık olmasını bir kenara bırakırsak, rakamlardan çıkarılması gereken mesaj, kağıt üzerinde maçın favorisinin Fenerbahçe’nin olması…
•
Futbol Federasyonu aylar önce, lig takvimini belirliyor. Hangi maçın hangi gün ve saatte oynanacağı bellidir. Hal böyle olmasına rağmen, siz Fenerbahçe’nin Ekim ayı Olağan Kongre’sini, bırakın ayın sonunu, derbi maçının arifesine denk getirilmesi sizi bilmem ama, ban göre ne rastlantı ne de tesadüf. Düpedüz bu, derbi öncesi bir yönetim stratejisidir.
Bir takımın karşılaşma boyunca sahada nasıl bir taktik uygulayacağını, saha kenarında ki teknik ekip yönlendirirse, maç öncesi ve sonrası sahadaki oyuna eleştirisel bir boyut-süreç kazandıran da başkan ve yönetici olmakta.
Söylediklerimizin ne manaya geldiğini, Fenerbahçe Kulübü Başkanının Olağan Toplantısında anlamak zor olmasa gerek.
•
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın dün yapılan Olağan Toplantı’nın Yüksek Divan Kurulu konuşmasında geçen konu başlıkları, üzerinde hassasiyet gerektiren içeriğe sahip…
‘Mayıs ayında yapılan Kongre konuşma yaparken, yargılama neticelendiğinde bırakacağımı söylemiş. Bu sözü laf olsun diye söylemedim…’ ifadelerini duyan muhalif grup ‘bu iş tamam, Yıldırım gidiyor’ derken, devreye tekrar Yıldırım giriyor ‘…Bazı gelişmeler oldu ve onun için Yargıtay tasdik edene kadar, başkanlığa devam edeceğim’.
Bu açıklamanın bitişindeki ‘olumlu ve olumsuz’ olur sözleri bırakma gibi bir kesin sözün söylenmediği, kararı ise ‘papatya’ falı ile benzerlik gösterdiği...
•
Başkan Aziz Yıldırım’ın haklı olduğu açıklamalar yok değil. O da Trabzon bölgesinde Milletvekili olarak adaylığını koyan kişinin takındıkları tavırlar. Ne diyor Yıldırım? ‘2011’den beri tüm partiler Trabzon’dan bir Milletvekili çıkarabilmek için yorumlar yapıyorlar.
Trabzon’da kaç millet vekili çıkıyor bilmiyorum ama İstanbul’dan 80 millet vekili çıkmakta… Bu tür konulmalar bizi tahrik ediyorlar ama biz tahriğe kapılmıyoruz…’
Sayın Yıldırım’ın açıklamaları içerinde ‘…Türkiye’de herkes bilmeli ki, sivil bir ihtilal yapılmak istendi. Askeri ihtilallerden ne kadar dertliysek, olmasını istemiyorsak sivil ihtilalde olmamalı.’
‘Türkiye’de. 11 bin savcı ve hakim bulunmakta. 4500 tanesi blok oy atmakta. Bugün Yargıtay’da ve diğer mahkemelerde görevlerine devam ediyorlar. Bizim güvencemiz nerede? Kime güveneceğiz?’
•
Yaşananlardan ders çıkarılmadığı, iki günümüz eşit olduğu sürece ‘kaybetmeye’ mahkûm olacağımızı unutmamalıyız.
Evet, kim kime, nasıl güvenecek? Doğruyu görme adına, uyuyan kişiyi uyandırıp kendine getirecek kadar silkeleyici bir soru! Önce kendimiz, sonra yanımız sonra ise içimizden çıkan değerlere... Tüm bunlarla birlikte, önce bizi yoktan var eden, en büyük adalet sahibi Allah’a güvenmeliyiz ve ona sığınmalıyız…
Sahi, bugün Fenerbahçe ile Galatasaray arasında bir derbi oynanacak. Sonucundan daha çok, öncesi ve sonrası ile yankıları beni ilgilendiriyor. Neden? Maç her zaman oynanır, fakat ülke menfaatlerine yapılan saldırının izlerini-zararlarını telafi etmek öyle kolay olmadığını, içinde yer alınan süreçte görmekteyiz.
Tüm bu söylediklerimizin bir karşılığı olmalı. İşte onun karşılığı önümüze gelecek ‘sandıkla’ bir kez daha cevap aranacak. Ya tek başına ‘AK’ parti diyeceğiz, ya da süreci aleyhimize işletmeye devam edeceğiz...
******
Twitter-Facebook: ahmetgulumseyen