Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED) Genel Kurulu, tüzük değişikliği ve Dünya Çerkes Birliği’ne (DÇB) üyelik konularını görüşmek için olağanüstü olarak toplandı.
Bugün Genel Kurul’da yapılan konuşmaları dinlerken hayretler içerisinde kaldım.
Kaffed yönetimi ve Genel Başkanını DÇB ile ilgili belgeleri kamuoyuna açıklamakla suçladılar.
Çerkes halkına koyun gibi davranılmaması, ilgili kimseleri neden rahatsız etti anlayamadım.
Çerkes halkı, bütün dünyada saygı ve görgüsüyle tanınır ve bütün halklar gibi her zaman açık, şeffaf yönetimi ve saygıyı hak eder.
Kendisiyle, kaderiyle, vatanıyla ilgili her şeyi de bilmeye hakkı vardır, bunu değerlendirebilecek zekaya ve kültüre de sahiptir. Kimsenin bu konuda kuşkusu olmasın.
DÇB konusuna gelince, kurucularını rahmetle anarım, saygıyla selamlarım hatıralarını ve büyük emeklerini. Fakat DÇB, artık o DÇB değil!..
Sormak istiyorum;
Soçi’de, Çerkesya’nın başkenti Soçi’de, atalarımızın son kalesi, direnişin göğe yükseldiği, binlerce insanımızın kanının aktığı o kutsal yerde, kayak pistleri yapılır, atalarımızın toplu mezarları üzerinde oteller yükselirken ve dünyanın dört bir yanına dağılmış Çerkeslerin kalbi bu saygısızlık nedeniyle parçalanırken DÇB ne yapıyordu?
Sormak isterim; Kanjal anmalarında polis, Çerkes gençlerini tartaklarken, gözaltına alırken ne yapıyordu?
Dün Suriye’de Çerkesler ölüme sürüklenirken, vatana dönmek için talepte bulunurken “kalıp Suriye’de savaşsınlar” diyen, onları ölüme terk eden DÇB değil miydi?
Kimdi?
Ruslan Guashev, bir 21 Mayıs’ta atalarına dua etti diye tutuklandığında DÇB neredeydi, ya da Martin Kochesoko yargılanırken?
Neredeydi?
Tarık Topçu -ki bugün DÇB’yi savunuyor- sınır dışı edilirken DÇB onun için ne yaptı?
Tarık Topçu gibi birçok insanımız için ya da?
Anavatanımızda, anadilimizin zorunlu dil dersi olmaktan çıkartılıp, seçmeli hale getirilmesi sırasında, bunu engellemek için çaba harcadı mı, herhangi bir başvuru yaptı mı?
Ya da bugün, Rusya Federasyonu’na bağlı birçok devlet “gen havuzunun çeşitliliğini tehdit ettiği için ülkemizden asker alınmamasını talep ediyoruz” derken, ilgili cumhuriyet başkanları ve DÇB böyle bir talepte neden bulunmadı?
Adiğe halkı Rusya Federasyonu’nun en kalabalık nüfusuna mı sahip?
Neden savaşa gönderilen çocuklar, askeri giysisi olmadan, botu, çantası olmadan cephe yolarına düşürüldüğünde tek kelime etmedi?
Neden kalp, şeker hastası delikanlıların askere alınmasını normal karşıladı?
Kısacası DÇB, son 20 yılda Çerkesler için ne yaptı?
-ÇERKESLERİN RUSYA’YA GÖNÜLLÜ KATILIMININ 450. YILINI KUTLADI.
Bizim uluslararası bir Çerkes, hatta Kafkas birliğine ihtiyacımız mutlaktır.
Fakat bu çatı, yukarıda bahsettiğimiz çatı değildir.
Bu koşullarda merkezi Rusya Federasyonu olan bir uluslararası birlik, Çerkesler yararına çalışamaz!..
Bunun gerçek olduğunu inkâr edenler de dahil hepimiz biliyoruz.
Dünya Çerkesleri, uluslararası bir birliği kurmak ve yönetmek konusunda yeterliliğe ve güce sahiptir.
Bu yazının yayında olduğu saatlerde de ikinci oturum yapılıyor olacak.
Sonuç ne olursa olsun, halklarımız kendi kaderini bütün yapılara rağmen kendileri verecektir.
Mesele derneklerin, yapıların halklarından uzak, Ortaçağ Fransası zihniyetiyle hareket etmemesidir.
Böyle olursa, halklarından koparlarsa, sembolden öteye geçemezler.
.
Ülkü Menşure Solak, dikGAZETE.com