?>

Dağların ve bağların kazları

Ulvi Alacakaptan

2 yıl önce

74 sonbaharı, 9 aylık Alamanya macerasından Ludwig Maximillians Universiteat dil sınavı başarısı ve bir doktora çalışması için üniversiteye girişin 10 yıllık bir Ana Sponsor gerektireceğinin açığa çıkması sonucu memlekete kesin dönüş yapmışız.

Cümle uzun değil mi!..

Eee… Almanca’nın özelliğidir.

Arkadaşlarla toplanmışız, hepimiz kan kızıl komünistiz ancak anlattıklarımı biraz pembe buluyor yoldaşlar.

Tamam Devrim falan iyi hoş da uzak hedefler, kitleyi pasifleştiriyor, ümitleri kırıyor.

Halka günlük yaşamında da bazı hoşluklar, iyileştirmeler göstermek gerek.

Örneğin; dünyadaÇevre” diye bir sorun gündemde; Almanya ilk çevre bakanlığını kuran ülkelerden biri.

Ülke, 7’den 70’e harekete geçirilmiş bir durumda.

Bizde İstanbul’da şu anda bazı yerlerde denize girilemiyor.

Bir gün gelecek hiçbir yerden denize giremeyeceğiz.

Kumburgaz sahillerindeki yapılaşma korkunç.

İspanyollar turizm uğruna Costa Brava’yı bu sahil şeridini ki Barcelona’dan Fransa sınırına uzanan bölgeyi Çin seddine çevirdiler ve pişmanlar.

Bizim ise daha aktimiz ve fırsatımız var! “Türk Rivierası” denilen Antalya sahillerini ve Kumburgaz’ı kurtarabiliriz.

Beni aşağıladılar dalgalarını geçtiler.

Ve:

- Oğlum sen burjuvalaşmışsın, yozlaşmışsın; bizim ihtiyacımız olan Ağır Sanayi… Bırak şimdi bu fantazileri…

45 yıl olmuş…

Yaşadık gördük; o toplantıda beni sarakaya alanların, yeşilleri morları giyip “çevre çevre” diye ünlediklerini.

Geçenleri Kaz dağlarında değil de yakın çevresinden gezinenler arasında da benim gibi 70’e yaslanmış olanları da vardır…

Onları beyaz, atkuyruğu saçlarını lastikle toplamalarından tanırsınız.

Yaşlanmanın en acıklı yanı “ben demiştim” demenin anlamsızlığıdır.

-“Hayatta Oynamam” kitabımdan-

*

GSM’nin kurucusu ben değilmişim!..

GSM (Gösteri Sanatları Merkezi) Genel Sanat Yönetmeniydim

Daire Başkanı; “ÜSTÜN ABİ’yi de müdür olarak alsak; yeni emekli oldu ihtiyacı da var” dediğinde; “Tabii kendisini tanırım… Ancak benden yaşlıdır. Ben Genel Sanat Yönetmeniyken ona müdür hitabı yakışık almaz. Onu GENEL KOORDİNATÖR yapalım” dedim; öyle de oldu.

Şimdi ise hasımlarımın çıkarttığı dergide; “GSM’yi biz kurduk, sonradan adını anmak istemediğim birini getirdiler. Allah’tan çabuk gitti!” diyor

73 yaşındayım… Ü. İ. benden yaşlıdır; bunu yazdım zaten ve kendisi hayatımda benim en kıymetlimdir. Hesap günü onu zevkle bekleyeceğim.

Ben “BİRADERLER”in kurbanı oldum herhal; ÜSTAD’ı yalnız bırakmayacaklardır.

*

Ne namazıma ne orucuma güvenirim…

Acı ama hakkımdaki gıybet, iftira, tekfirler inşaallah ite-kaka beni cennete sokacak.

GSM kurulduğunda Kültür Daire Başkanına gidip; “Biz Müslüman değil miyiz! Bize de iş verin” diye adamı bizar eden ikili kimdi?

Yıllarca, geçirdiğim rahatsızlığı öne serip; “Tamam tiyatro yapıyor ama birden sahnede çırılçıplak soyunursa İslam’ın şerefi ayaklara düşmez mi!.." diye sözde endişe duyanlar kimlerdi?

Ben biliyorum, Rabbim de biliyor!.. Onlar benim kıymetlim.

.

Ulvi Alacakaptan, dikGAZETE.com

KİTABIM ÇIKTI!..

Adres ve telefonunuzu “birliksanat@gmail.com”a yollayın, imzalı “Hayatta Oynamam”ı edinin… PTT kargo bize ait; 40 TL

YAZARIN DİĞER YAZILARI