?>

Cumhuriyetin 100. yılında sürpriz var mı!.. Atatürk dirilecek mi?

Ömür Çelikdönmez

1 yıl önce

Sosyal medyada Atatürk'ün bilinen, tanınan bedeni ile 29 Ekim 2023'de Ankara'da yeniden ete kemiğe bürüneceği ve o şekilde görüneceği paylaşımları yapılıyor. Hayatım boyunca ölüp yıllar sonra dirilen hiçbir kimse ile karşılaşmadım.

O nedenle Yahya Kemal Beyatlı'nınSessiz Gemi” şiirindeki "Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler / Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler" dizeleri hep hatırımdadır.

Bu tür iddialar genellikle Yahudi, Hıristiyan ve Müslümanların dini menkíbelerinde anlatılır. Hatta bazı şarlatan Hıristiyan vaizler, yeni ölmüş süsü verilen sözde cansız bedenlere dokunarak onları yeniden hayata döndürürler. Buna benzer görüntüler Afrika menşeeli animist dinlerde de mevcut.

“Atatürk ölmedi yüreğimizde yaşıyor” mu?

Çoğu kimse, siyasal İslamcıların piri Necip Fazıl Kısakürek'in Büyük Doğu mecmuasında yayınladığı “Atatürk Dirilecektir” makalesini bilmez.

Öyle ya Atatürk ölmüş, hatta Türkçe ayetler okunarak cenaze namazı kılınmış, daha sonra bedeni, Orta Asya Türk Kağanlarının geleneğine uygun şekilde tahnitlenmişti.

Hatta Atatürk'ün ilaçlanmış bedeni 21.11.1938’den 10.11.1953’e kadar 15 yıl süreyle Etnografya Müzesi’nde kalmıştı.

4 Kasım 1953, Atatürk'ün naaşı Anıtkabir'e götürülmek üzere Etnoğrafya Müzesi'ndeki geçici kabrinden çıkarılmış ancak 10 Kasım 1953'te Anıtkabir'de tahnitlenmiş, bedeni toprağa verilmişti. 

Kemalist Hurufiliğin Atatürk'ün ölüm ve dirilişine bakışı…

Hurûfilik ya da Hurûf’îyye (Arapça: حُرُوفِيَّة), Arapça hurûf (Türkçe “harfler”) kelimesinden türeyen bu akım, kutsal metinlerde harf ve kelimelerin sayısı, sırası ve diziliminin belirli şifreler barındırdığı iddiasına dayanır.

Kelime, cümle veya cümlecikleri oluşturan harflerin ebced değerlerinden, metnin düz anlamı ile ilgili olmayan, “İlmi Bâtın” da denilen telmih, ima, işaret gibi ikincil anlamlar çıkartan ve bu anlamlar üzerinden yeni anlayış ve kavrayışlara yol açan yaklaşımlara, Hurûfilik denilir.

İslam öncesi tarihte Yahudi kabbalizmi bu yöntemi kullanmıştır. İslam tarihinde, hurufilik mezhep olarak İran, Azerbaycan ve Türkiye'de 14. ve 15. yüzyıllarda etkin olan bir inanç akımı ve tarikattir.

Atatürk'ün ölümü konusunda komplocu görüşleri biliyorsunuzdur. Kimilerine göre Mason localarını kapattığı için Masonlar tarafından zehirlenmişti. Atatürk bir insandı ve her canlı nefsin gibi ölmesi mukadderat haricinde değildi.

Necip Fazıl Kısakürek'in Atatürk'ün dirileceği iddiası…

Necip Fazıl Kısakürek'in yaşamı, eğitim için gönderildiği Paris'te kumara alışıp, bursunun kesilmesiyle değişti. Mehmet Akif Ersoy'un 'İstiklal Marşı'nı beğenmeyenlerin, yeni bir marş yazdırdığı Kısakürek, yazdığı yazılarla ve siyasi fikirleri nedeniyle birçok kez tutuklanarak hapis yattı.

Necip Fazıl için 1934 yılı, hayatının dönüm noktası oldu. Çünkü hayat felsefesinin değişmesine neden olan ve İstanbul Beyoğlu Ağa Camii’nde vaaz vermekte olan Nakşibendi tarikatının Halidî kolu şeyhlerinden Seyyid Abdülhakim Arvasî ile bu dönemde tanıştı.

Ve bu kişiden bir daha kopmadı. Necip Fazıl’ın, üstün bir ahlak felsefesini savunduğu tiyatro eserlerini birbiri ardına edebiyatımıza kazandırması bu döneme rastlar.

Abdülhakim Arvasî’nin müridi olmadan önce kaleme aldığı polemik yazılarında irtica ve mürtecilere demediğini bırakmaz, onlara hayat hakkı tanınmaması gerektiğinden söz eder.

M. K. Atatürk’ün ölümünden 16 gün sonra, Cumhuriyet gazetesinde yayınladığı makalesinde, onu yere göğe sığdıramaz. Övgü ve saygı dolu satırları yazdığında Seyyid Abdülhakim Arvasî ile tanışalı ve ona intisap edeli dört yıl olmuştu.

Mayıs 1943’te Necip Fazıl, “Büyük Doğu” isimli bir dergi kurduğunu ve CHP ölçülerine uygun yayın yapacağını söyleyerek CHP’den dergi için 5000 lira para istedi. Aynı dönem, CHP’den milletvekili adayı oldu. Bu sürede Atatürk'ü öven yazılar yazdı.

-Büyük Doğu dokuzuncu sayısı-

Büyük Doğu'nun dokuzuncu sayısını “Atatürk’ün Altın Anahtarla Açtığı Son Fabrika Kapısı. Şimdi Onun Ruhu Aynı Anahtarla Türk’ün Zafer Kapısında” başlıklı kapakla çıkartan Necip Fazıl, derginin onuncu sayısında da "Atatürk dirilecektir" başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Yazıda ne demişti?

"Bir gün Atatürk dirilecektir!!! Evet, lâf ve hayal, yahut fikir ve remz âleminde değil, doğrudan doğruya madde ve hakikat dünyasında Atatürk hayata dönecektir!!!

Bir gün Atatürk, Etnografya müzesindeki taş sandukasının kapağını omuzlarile kaldırıp, ufkî vaziyetten şakulî hale geçecek; ve sırtında mareşal üniforması, Ankarada Atatürk bulvarında görünecektir!!!

Bir gün onu, kâfurîden yontulmuş asîl ve mevzun parmaklarile kılıcının kabzasını kavramış, zarif ve ince endamile bir masaya eğilmiş ve gök gözlerile dünya haritasını süzmeğe başlamış olarak göreceğiz!!!

Bugün, dünya muhasebe ve muvazenesinde Türk milletine ait hakların terazi kefesinde görüneceği andır!!!

İşte o gün başımızda bulunacak olan şahsiyet, günün gerektireceği üstün kurtarıcılık vasıflarına göre, ruhile olduğu kadar maddesile de Atatürk’ten başkası olmıyacaktır.

Zira, Türk milletinin içindeki Atatürk’lerin harekete geçmelerile, onun sandukasını devirip bu Atatürk’lerin derisi içine yerleşmesi ayni ana rast gelecektir!!!”

Necip Fazıl ve İngiliz Devlet Politikasına hizmeti!..

Basın Yayın Umum Müdürlüğü’nün, Necip Fazıl Kısakürek ve Büyük Doğu hakkındaki raporunu sanırım muhafazakar çevreler ya bilmez veya bilmemezlikten gelirler.

Necip Fazıl'ın Büyük Doğu dergisinde yaptığı “zararlı yayınlar”, hükümetin gözünden kaçmamıştı. Basın Yayın Genel Müdürlüğü'nün 17 Şubat 1944 tarihli raporunda, “Necip Fazıl'ın Büyük Doğu dergisinin, İngiltere devlet politikasına hizmet ettiği” yazıyordu.

Söz konusu rapor, 17 Şubat 1944 tarihinde Server İskit tarafından kaleme alınmış ve bir gün sonra, 18 Şubat tarihinde Selim Sarper imzasıyla Başvekâlet’e gönderilmiş.

Rapor, Necip Fazıl hakkında geleceğe bir uyarı niteliği taşır. Necip Fazıl’ın, hem siyasal İslamcı hareket hem de milliyetçi/muhafazakâr hareket üzerinde, özellikle 1943’ten itibaren yaratacağı etkiyi, raporu hazırlayanların erken bir tarihte tespit ettiğini söylemek yanlış olmaz.

Bugünkü siyasi iktidar elitlerinin de dünya görüşünü büyük ölçüde formatlayan Necip Fazıl Kısakürek, Sovyet casusu olmakla itham edilen Nazım Hikmet Ran'dan daha fazla bu memlekete zarar vermiştir.

Ne yazık ki günümüzde, Milli Türk Talebe Birliklerinde nutuk çektiği dönemlerinde onun en hararetli takipçilerinden oluşan bir kadroyla başımızda. Onun öğrencisi olmakla, şiirlerini okumakla övünüyorlar.

Düşünsenize, siyasal İslamcıların piri üstadı Necip Fazıl Kısakürek dahi 'Atatürk Dirilecek' demişse, sıradan Kemalistler ne demezler? 

Aramızda kalsın, Atatürk’ün yaşadığına, gizlendiğine ve günün birinde çok yakın bir zamanda ortaya çıkacağına inanan birçok insan tanıyorum.

2023 Eylül ayındayız. 29 Ekim 2023'e günler kala, birbirinden farklı senaryolar gündemde. Bunların en dikkat çekeni 100. Yıla yeni Cumhurbaşkanı ile girileceği…

Atatürk dirilir mi dirilmez mi? Şunun şurasında ne kaldı? Ömrü yeten, tarihe tanıklık edecektir!

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Seçilmiş Kaynakça

https://teoridergisi.com/cumhuriyetin-necip-fazil-raporu

https://m.haber7.com/yazarlar/mustafa-yurekli/406923-ataturk8217un-olumunde-necip-fazil-ne-yazdi

https://www.aydinlik.com.tr/arsiv/necip-fazilin-ataturk-hayranligi

https://odatv4.com/necip-fazilin-sirri-yillar-sonra-ortaya-cikti-24021913_m.html

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/necip-fazil-yaziyor-ataturk-olmedi-20831yy.htm

https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/sinan-meydan/kufur-sicanindan-tezege-2391445/

https://t24.com.tr/haber/necip-fazil-buyuk-dogu-dergisi-icin-chp-den-5-bin-lira-istedi-para-gonderilmedi-milletvekilligi-basvurusu-kabul-edilmedi-cizgisini-degistirdi,930100

https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/kurumsal-din-itibarini-yitirecek-sekulerizmin-bahari-olacak-1825668

https://www.cnnturk.com/2011/teknoloji/bilim/05/19/ataturkun.dogum.tarihinin.sifreleri/617175.0/index.html

https://www.aykiri.com.tr/yazarlar/umit-dogan/necip-fazil-kisakurek-gercekleri-necip-fazil-kisakurek-kimdir/326/

https://www.dikgazete.com/yazi/kemalist-hurufilik-ve-necip-fazilin-ataturk-un-dirilecegi-iddiasi-makale,3495.html-3495.html

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI