“Cumhuriyeti Kuran Parti” nereye savruluyor?
Cumhuriyet Halk Partisi, yerel seçimlerde halktan aldığı desteği çar-çur ediyor. Parti, tam şarj edilmişken voltaj sabitlenemiyor ve takılan ampul patlıyor.
Ampul dediysem AK Parti’nin ampulü değil. Su sızdıran bidon gibi; her bir taraftan su sızıyor. Kimse de sızıntıyı durdurmanın derdinde değil.
CHP, cumhurbaşkanlığı seçimine daha birkaç yıl varken önce ‘Erken Seçim Çağrısı’ yaptı ardından da cumhurbaşkanlığı adaylığı için ön seçim yapılacağını açıkladı.
CHP acaba neden bu kadar acele ediyor? Bu sorunun muhatabı öncelikle CHP Genel Başkanı Özgür Özel. Özel, sorumluluğu üzerine almıyor; olay kendiliğinden gelişmiş gibi davranıyor.
Özgür Özel, hedefe varmak için girdiği yolda yanlış kişilerle yol arkadaşlığı yapıyor. Yani, görev tanımlamada hata ediliyor. CHP Lideri Özel’in fotoğraf karesinde öncelikle kimler yer almalı?
CHP’nin 2023 Kurultayında “para karşılığı oy kullandırıldı” iddiası ile şaibe soruşturması açıldı. Cumhuriyeti kurduğunu iddia eden bir parti için ağır bir itham. Elbette parti, savunmasını yapacak.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, CHP'yi eleştirerek, "Şaibeli bir kurultayla Bay Kemal'i partiden tehcir ettiler" demişti.
Kemal Kılıçdaroğlu, kurultay sonrası; “Sırtımdan hançerlendim” diyerek bir hakikate vurgu yapmıştı. Kılıçdaroğlu, "Yol arkadaşınızın size ihanet etmemesi gerekir. Eğer bir tereddüt, farklı görüş varsa bu çok rahat dillendirilebilir, eleştirilebilir."
CHP’nin eleştiriye açık olması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu’nun parti yönetiminden talebi karşılık görmedi; “partinin yetkili organlarının veya Sayın Genel Başkan'ın çok açık bir açıklama yapması lazım” demesi de karşılık görmedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iddiası ve Kılıçdaroğlu’nun talebine karşılık, bir partilinin savcılığa suç duyurusu kabul edilerek soruşturma açıldı. (*)
CHP’li bazı belediye başkanlarının yolsuzluk suçlaması ile tutuklanması; “heybedeki büyük turp” olduğu düşünülen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının da çok büyük suçlama ile görevden alınacağı düşüncesi Özgür Özel’i panikletmiş olabilir mi?
Özgür Özel’in gidişatı; cumhurbaşkanlığı aday belirleme sürecini yönetemeyeceğini düşündürüyor.
Özgür Özel, parti yönetiminden önce Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanları ile poz vermesi; CHP’nin kurumsal kimliğini örseliyor.
Ön Seçim yapılacağı ilan edildikten sonra parti yönetiminin ön seçim tarihini belirlemekle görevlendirilmesi, parti içi demokrasinin tam uygulanmadığını gösteriyor. Sahi ön seçim yapılacağı kararını kim aldı?
Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın seçildikleri illere karşı sorumlulukları varken; cumhurbaşkanlığı seçim sürecine dahil olmaları, halkın umursanmadığı anlamına geliyor.
Gerçi Mansur Yavaş, seçim sürecinin başlatılmasını çok erken ve gereksiz buluyor. Yavaş’a göre; ülkenin ekonomik sorunları ve halkın geçim sıkıntısı iken CHP’nin seçime odaklanması, parti için yanlış bir eylem. Kemal Kılıçdaroğlu da Mansur Yavaş gibi düşünüyor.
“Birlikteyiz Hep birlikte olacağız. Hep beraber kazanacağız. Türkiye kazanacak…” diyen Özgür Özel, her ne kadar “birlikteyiz” dese de üç vakte kadar birlikte olmadıkları meydana çıktı.
Ekrem İmamoğlu ise bu durumdan memnun. Tepesinde dolanan kara bulutu savuştururken kendisini odak noktası haline getirdi. Oyunun esas aktörü haline geldi. CHP’nin seçim çalışması şimdilik, İmamoğlu etrafında şekillenecek. Sonrası sürprizlere açık.
Mansur Yavaş, ön seçime katılmayacağını söyleyerek konumunu güçlendiriyor ve pazarlığa açık olduğunu ifade etmiş oluyor. Yavaş böylelikle CHP dışından ittifaklara yeşil ışık yakıyor.
CHP seçmeni ve partililer, tüm bu olup biteni olgunlukla karşılayacak. Yeter ki CHP’nin adına halel gelmesin; partinin içinde esen yelin hiç önemi yok.
CHP, ana muhalefet olma özelliğini kaybediyor. Sayısal olarak ana muhalefet ama etki gücü günden güne zayıflıyor.
Gerçi Anadolu; CHP’nin ne menem parti olduğunu çok iyi biliyor. CHP, esen rüzgâr ile savrulursa ne Özgür Özel ne de Kılıçdaroğlu partiyi toparlayabilir.
Bu arada Cumhur İttifakının iki büyük bileşeni, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli hem iç hem de dış siyasette aktif rol alırken; AK Parti ve MHP’nin vekil ve teşkilat mensupları sahada yeterince yok. Siyaseti sadece iki lider götürüyor havası hâkim. Bu durumu öz eleştiri olarak kabul etsinler.
.
Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com
(*) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'na ilişkin inceleme başlattı