Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bu, boru göstermeye benzemez” sözüne gerekçe olan İlker Paşa’nın çıkışı, "düğün değil bayram değil" türünden.
Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ; çıktığı bir televizyon programında 2009 yılında Meclis’ten geçirilen yasayı örnek göstererek FETÖ’nün siyasi ayağının araştırılması gerektiğini söylemişti.
Anlaşılan bazı görevliler, yememiş içmemiş biraz da bire yüz katarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’a taşımışlar. Sonuçta nur topu gibi siyasi krize yol açma potansiyeline sahip FETÖ polemiği patlak verdi.
Oysa duymamazlıktan gelinse, yoğun kamuoyu gündeminde kaynayıp gidecek bir konu.
Lakin Kasımpaşalı yönü ağır basan Erdoğan, nedense yangına körükle gitmeyi tercih etti. Hatta TBMM kürsüsünden hukuk sopasını sallaması, kendisini rahatsız edecek bazı söylentilerin kulağına geldiğini gösteriyor olabilir.
Çünkü, ABD Silahlı Kuvvetleri’nin yan kuruluşu Rand Coorparation tarafından hazırlanan raporda “Erdoğan’ı devirmek için Türk Ordusu ile çalışılması” önerilmişti. Bu ifadeler, düpe-düz Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak üzere kurgulanmış algı operasyonunu ve aktörlerini gösteriyor.
Erdoğan ve Danışmanları, Genelkurmay Eski Başkanı İlker Başbuğ’un MHP Genel Merkezi’ni ziyaret eden İlk Genelkurmay Başkanı olduğunu biliyor mu?
İlker Başbuğ’u Genelkurmay Başkanlığı döneminde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli makamında ziyaret etmişti. Hatta Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinde MHP Genel Başkanı Bahçeli ve beraberindeki heyetin ziyaretine ilişkin resimler paylaşılmıştı.
Daha sonra görev süresi dolan ve emekliye ayrılan İlker Paşa, üniformasını çıkarmadan, MHP Genel Merkezi’ne veda ziyaretinde bulunmuş, Devlet Bahçeli, İlker Başbuğ'u parti genel merkezi önünde karşılamıştı.
Hafızasına güvenenler bilir, İlker Başbuğ, MHP Genel Merkezi’ni ziyaret eden ilk Genel Kurmay Başkanı olarak tarihe geçmişti. (*)
Gerçek dost, iyi günde değil kötü günde belli olurmuş. Önemli olan zor zamanda konuşmak.
5 Ocak 2012’de, İstanbul Özel yetkili Cumhuriyet Başsavcı vekilliği tarafından hakkında başlatılan soruşturma kapsamında, "şüpheli" sıfatıyla ifadesine başvurulan Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, tutuklandı. Başbuğ, Silivri cezaevine konuldu. Cumhuriyet tarihinde ilk kez, bir genelkurmay eski başkanı tutuklandı ve cezaevine gönderildi.
Genelkurmay Başkanı’na terör örgütü üyeliği suçlaması…
İroni, yaşanılanları ifade etmediği gibi ‘trajikomik’ sözcüğü de anlatımda yetersiz kalıyordu. Düşünsenize Türkiye Cumhuriyeti TSK Komutanı, Genelkurmay Başkanı, “terör örgütü üyesi olmak ve cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmaya kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçlamasıyla tutuklanıyordu.
MHP lideri Devlet Bahçeli, 8 Ocak 2013’te partisinin grup toplantısında “MİT - Öcalan görüşmesi”ni eleştirmiş ve “Madem siz İmralı’ya gidiyorsunuz ben de Silivri’ye gidip İlker Başbuğ’a sarılırım” demişti.
MHP lideri Devlet Bahçeli, Silivri Cezaevi’nde Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ ve partisinin milletvekili Engin Alan’ı ziyaretinde "Genelkurmay Başkanı’nı ziyaret etmek, TSK mensuplarının tümünü burada ziyaret etmekle aynı anlama gelir" diyerek Türk Silahlı Kuvvetleri’ne “dik dur eğilme, bu millet sizinle” mesajı vermişti. (**)
Bahçeli, Başbuğ'a Sina Akşin'in, İlber Ortaylı'nın ve Yılmaz Öztuna'nın kitaplarından oluşan bir set ile bir tesbih ve köstekli saat hediye etti.
Anlamları büyüktü hediyelerin.
Kitaplar, “aydınlanmayı ve milli tarihe vurgu”yu, tesbih “sabrı”, köstekli saat ise “herşeyin bir zamanı” olduğunu ifade ediyordu. Elinden Bahçeli’nin hediye ettiği tesbihi düşürmüyor ve köstekli saati cebinden çıkarıp, vakit geldi mi diye bakıyor olabilir mi?
Başbuğ da kendi yazdığı kitaplarını imzalayarak Bahçeli'ye verdi. Bir saat süren görüşmede, İlker Başbuğ, Devlet Bahçeli’ye, "Sizin gelmeniz beni çok memnun etti" demişti.
“Silivri'de tutuklanan tüm komutanların yanındayız” mesajını veren Bahçeli, "Bizim ziyaretimizi yanlışa yorumlayıp, İmralı canisiyle sayın Başbuğ'u terazinin iki kefesine koyduğumuz hezeyanına kapılanlar önce kendi davranış, fikir ve sicillerine bakmalıdır. Asıl sayın Başbuğ'u teröristlerin seviyesine kimlerin düşürdüğü sağduyulu herkesin malumudur. İmralı canisiyle pazarlık yapanlar, İmralı'ya yüz sürenler taraflarını artık kuşkuya yer bırakmayacak derecede açık etmişlerdir. Bizim tarafımızda da terörle mücadele edenler olduğu için bugün burada olduk" sözleriyle muktedir muhterislere, deyim yerindeyse postayı koymuştu. (***)
Bahçeli ayrılırken, Başbuğ’la kucaklaştı ve Bahçeli, Başbuğ’a cezaevi koşullarıyla ilgili bir rahatsızlığı olup olmadığını sordu. (****)
O günler geldi geçti.
İlker Başbuğ'un söylemleri yeni değil. Kendisini ve yüzlerce TSK mensubunu Ergenekon davasında abuk-subuk ithamlarla Silivri’ye gönderen, yargı, yürütme ve yasamaya çöreklenen FETÖ’cülerin yol açtığı sorunlarla ilgili konuşmuştu.
Ancak 15 Temmuz darbe girişimiyle FETÖ yöntemleri tarih oldu. Silivri'de hali hazırda ağırlıklı olarak FETÖ’cüler var ve cezaevi yetkilileri, yeni gelecekler için hazırlık yapıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İlker Başbuğ’un 29 Nisan 2009’da düzenlediği basın toplantısına göndermede bulunarak yaptığı açıklamalar, yeni bir sürecin habercisi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İlker Paşa’ya çıkış konuşmasının analizi…
1- "Bu parlamentonun hukuku, hep beraber korumamız lazım."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üstü örtülü şekilde TBMM'ne yönelik bir yetki gaspı hazırlığını ima ediyor. Dolayısıyla tüm siyasi partilerin TBMM vesayetini tehlikeye atacak girişimlere prim vermemesini istiyor.
2- "Bu, boru göstermeye benzemez.”
Erdoğan, halk iradesiyle askeri vesayete meydan okuyor. Yasama ve yürütmenin zorluğunu ima ediyor.
3- "Parlamentonun hukuku boruyla sindirilemez."
İlker Başbuğ'un konuşmalarından yola çıkarak önceki darbelere gönderme yapıyor. Ama anlamakta zorlandığım şekilde, Paşa’yı boru göstererek TBMM hukukunu silahlı güçlerle sindirmeye teşebbüs etmekle itham ediyor.
Ama daha da önemlisi, ABD Silahlı Kuvvetleri’nin yan kuruluşu Rand Coorparation tarafından hazırlanan “Erdoğan’ı devirmek için Türk Ordusu ile çalışmayı” öneren raporu ciddi derecede önemsediğini gösteriyor.
Nasıl önemsemesin!..
Çünkü Amerika’daki güç merkezleri, PENTAGON ve Türk Genelkurmay Başkanları arasındaki diyalogları derinleştirmek ve Türk Savunma Bakanı’nın artan önemini dikkate alarak ABD-Türkiye Yüksek Düzeyli Savunma Grubu'nu canlandırmak için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğinde hem fikirler.
Raporu hazırlayanlar, Türkiye’nin halen ABD ile savunma işbirliğine değer verdiğini, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının ABD'li meslektaşları ile etkin bir şekilde çalışmak ve ABD menşeli askeri teçhizata bağlı kalmak istediklerini tesbit etmişler.
Rand’ın son raporunda göze çarpan önemli husus; Türkiye’de ABD çizgisinde daha ‘dost’ bir muhalefet oluşturulması.
Rand, Amerikan yönetimine, Tayyip Erdoğan'a karşı, "demokratik ama işbirlikçi bir muhalefet" örgütlenmesini, ordudan orduya ilişkilerin sürdürülmesini, ayrıca mevcut Milli Savunma Bakanı üzerinde durulmasını tavsiye ediyor!
4- "Emekli bir askerin peşine düşenler herhalde kendi geçmişlerinden utanıyorlar. Aksi halde böyle bir yanlışın içine düşmezlerdi."
Şimdiye kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İlker Paşa’ya saydırdığını düşünüyordunuz değil mi?
Hayır efendim, Erdoğan’ın çıkışı, boru gösterenlere TBMM çatısı altında hukuk sopasını sallamasının hedefinde İlker Başbuğ yok. Erdoğan’ın İlker Paşa’yı topun ağzına koyduğunu sananlar yanılıyor.
Neden mi?
İlker Başbuğ, TSK Genelkurmay Başkanlığı’ndan emekli, iki yıl Silivri zindanlarında çilesini doldurmuş, FETÖ'nün mağdur ettiği ve FETÖ ile mücadele eden birisi. Kaybedecek makamı yok.
TSK'den tek emekli tek asker İlker Paşa değil ki!..
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da emekli asker. Acaba Cumhurbaşkanı Erdoğan, İlker Başbuğ’un verdiği pası, gole çevirirken kabinesindeki bir ismi hedef almış olmasın!
Kaldı ki Amerikan hükümetine bağlı düşünce kuruluşu RAND Corporation’ın, Türkiye’nin iç ve dış politikasını mercek altına alan “Türkiye’nin Milliyetçi Eğilimi” başlıklı raporunda İlker Başbuğ ile değil, mevcut Milli Savunma Bakanı ile ilişkiye geçilmesi, onunla çalışılması tavsiye ediliyor.
Acaba Amerikalılar, kendileri üzerinden İngilizler’in, Milli Savunma Bakanı ile görüştüklerini mi iddia ediyorlar? Bir önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Kraliçe'ye muhabbeti. Herkesin malumu.
Gül ve Akar’ın ortak paydası her ikisinin de Kayserili olması. Ayrıca Londra sokaklarında Abdullah Gül, Hulusi Akar, Şükrü Karatepe ve Fehmi Koru dörtlüsünün çekilmiş fotoğrafları çarşaf çarşaf internette halen dolaştırılmıyor mu?
FETÖ’cülerin tespitini sağlayan kriterlerin, yani “FETÖ-metre”nin mucidi, FETÖ'nün hedefindeki komutan, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı'nın, YAŞ'ta Koramiralliğe terfi etmesini kim engelledi?
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı’nın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yüz yüze görüşmesini, bilgi aktarmasını kim engelliyor?
“TSK'nın kralı benim” havasında ortalıkta dolaşan kim?
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete
(*) https://www.internethaber.com/basbug-mhpyi-ziyaret-etti-160288h.html
https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/diger/9158/Bahceli_den_Basbug_a_ziyaret.html
(**) https://www.ortakses.com/devlet-bahceli-ilker-basbugu-ziyaret-etti-1663h.htm
(***) https://www.ensonhaber.com/bahceli-basbuga-kostekli-saat-hediye-etti-2013-01-15.html
https://www.ntv.com.tr/turkiye/bahceli-basbug-gorusmesinin-perde-arkasi,07-sJi2S40yiKTXrpCLGQQ
(****) https://www.star.com.tr/politika/bahceli-darbe-girisimleri--masum-gosterilemez-ama-haber-719689/