Çok Kutuplu Dünyanın Dönüm Noktası – Kırım (*)
Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan Kırım, 240 yıl gibi uzunca bir süredir Rusya’nın parçası olarak hayatına devam etmektedir. Bu tarihi gerçeklik, 23 yıllık Ukrayna ara dönemini dahi kapsamaktadır. Bu durumu bir kez daha ifade etmemiz gerektiği kanaatindeyim.
Kırım yarımadası halkı, 2014 yılında Kiev’de gerçekleşen Meydan Darbesi’ne tepki olarak demokratik bir referandum tertip ederek Rusya Federasyonu topraklarına katıldı. Bu gelişme, uluslararası sistemde şok etkisi yaratarak Çok Kutuplu Dünya’nın evriminde önemli bir dönüm noktasına işaret etti.
Soğuk Savaş sonrası düzenin yerle bir olduğu bu referandum, ABD merkezli sisteme meydan okuyarak küresel ölçekte jeopolitik normların değişmesini sağlamıştır.
Günümüzde “Çok Kutuplu Dünya Düzeni” tartışması devam ediyor. Bu süreçte Kırım, şüphesiz bir biçimde yeni sistemin ortaya çıkmasında katalizör görevi görerek büyük aktörler arasındaki güç dengesini yeniden şekillendirdi.
Hepimizin de farkında olduğu gibi 2014 yılı öncesinde ABD’nin hakim olduğu “Tek Kutuplu Dünya”, zayıflamaya başladı.
Rusya, Çin ve Hindistan gibi küresel güçlerin yanı sıra Türkiye ve İran gibi bölgesel güçlerin yükselişi, Amerikan hegemonyasına meydan okuyor ve çok kutuplu bir sisteme doğru geçişin sinyallerini veriyordu.
Kırım’ın Rusya Federasyonu’na tekrardan katılması, bu değişimin hızlanmasını sağladı. Yaşanan gelişmeler, Amerikan liderliğinin sınırlarını açığa çıkardı ve diğer güçleri kendi çıkarlarını iddialı bir şekilde takip etmeleri konusunda teşvik etti.
O günlerde Kırım’da yaşanan gelişmeler, akabinde Donbass bölgesinde Donetsk ve Lugansk’taki hareketlilik ve bugün Ukrayna’da şahit olduğumuz süreç, çok kutuplu değişimi sağlamlaştıran sonuçları ortaya koydu. Bu sonuçları üç ana başlıkla açıklamak mümkündür.
Birincisi; ABD ile Avrupa arasındaki çıkar farklılıkları ortaya çıktı. Batı’daki sözde “birlik” halinin sınırlarını gördük ve görmeye de devam ediyoruz.
İkincisi; Kırım Rusya’yı dünya sahnesinde tekrardan istediği konuma getirdi. Rusya, ulusal çıkarları doğrultusunda hareket ederek Çin gibi diğer küresel güçlere de ABD merkezli sistemin artık geçerliliği olmadığı mesajını verdi. Bugün uluslararası sistemde diğer aktörler de dış politikada daha iddialı yaklaşımlar sergiliyor ve ABD liderliğindeki sisteme meydan okuyor.
Üçüncüsü ise, yaşanan gelişmeler Hindistan, Türkiye ve İran gibi yükselen güçlerin artan etkisini ortaya koydu. Bugün Kırım’ın Rusya toprağı olduğu gerçeği her ne kadar uluslararası arenada resmi olarak birçok devlet tarafından kabul edilmese de ABD merkezli sisteme karşı durmayı isteyen devletler, Rusya ile birçok alanda birlikte hareket ediyor ve yerleşik düzene meydan okuyorlar.
Geçtiğimiz 10 yıllık sürecin ardından küllerinden doğan çok kutuplu dünyanın bazı zorlukları olduğu gerçeğini de kabul etmeliyiz.
Rakip güçlerin yükselişi, rekabete ve çatışma potansiyellerinin artmasına yol açtı. Uluslararası normların değişimi ve yaşanan devrim niteliğindeki gelişmeler, ortaya bir belirsizlik çıkardı. Bu durum, küresel iklim değişikliği ve küresel pandemi durumları gibi kritik konularda uluslararası iş birliğini baltaladı.
Burada dikkat çekmek istediğim husus ise kritik konuların çözüm süreçlerini baltalayan tarafın yine her zaman kendi çıkarlarının doğru olduğunu savunan ABD merkezli dünya sistemi içerisindeki aktörlerdir.
Sonuç olarak Kırım’ın Rusya Federasyonu’na katılması, çok kutuplu dünyanın evrimindeki en kritik an olarak tarih sayfalarında çoktan yerini aldı.
Tek kutuplu dünya düzeninin sınırları ortaya çıktı ve diğer güçlerin cesaretlenmesiyle birlikte çok kutuplu sisteme geçiş hızlandı. Daha çeşitli ve daha dengeli bir dünya için önümüzde büyük bir fırsat var. Küresel istikrarı sağlamak bizim elimizde.
Zafer, inananlarındır!
Zafer, bizim olacaktır!
Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
.
Ünver Sel, dikGAZETE.com
-Kırım Tatar Kültür Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı, Kırım Kalkınma Vakfı Başkanı, Uluslararası Kırım Dostları Derneği Başkanı, Uluslararası Rusofili Hareketi Kurucu ve Koordinasyon Kurulu Üyesi, Nogay Kalkınma ve Kültür Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı-
(*) Uluslararası Rusofil Hareketi Çok Kutuplu Dünya Forumu’nda Birinci Açılış Oturumunda Yapmış Olduğum Konuşma