"ÇOCUK GELİN" DEĞİLDİR! ÇOCUK ÇOCUKTUR!
'Çocuk'ların gelinlerin dudaklarından yanlizca gülücükler dökülmesi gerekirken şu dökülenlere bir göz atın. Hangi insanlık, hangi vicdan, hangi din, hangi mezhep kabul edebilir?
"13 yaşında herkes okula giderken ben de 30 yaşında bir adamla evlendirildim. Hiç görmedim, hiç tanımadım. Gittiğim şahsı gördüğüm zaman sanki benim babam. Hiçbir gün onun yanına yaklaşamıyordum. Gece olduğu zaman çok korkuyordum, odasına bile giremiyordum. Her zaman baba gözüyle baktım ona. Hala da o psikolojiyi atamıyorum üzerimden."
*
"İlk eve geldiğimde hani bir insanı denize atarlar ya 'boğuluyordum" diye anlatıyor bir çocuk gelin. "Sadece korkuyordum onun yüzüne bakamıyordum sanki beni öldürecek zannediyordum. Sanki babamla evlendim".
*
"17 yaşında evlendim. Genç kızlara bakar özenirdim. Sokakta mahallenin genç kızları toplanmış oyun oynuyorlar. Balkondan izliyorum. Kızım 3 yaşındaydı. Eşim oyun oynayanlara nasıl baktığımı görmüş, 'Oynamak ister misin' dedi. O kızımıza baktı. Ben gittim oynadım, eve geldim."
*
"10 yaşında gelin gittim Gaziantep'e. Fırına giderken çocuklar beni kovalar, 'küçük gelin' diye bağırırlardı. Kaynanam beni döverdi. Ekmek vermezdi. Ekmek yaparken karnıma bıçak soktu. Sonra kapıyı kilitleyip çıktı."
*
"15 yaşında evlendim. Korkunç bir şey. Tanımı yok. Büyük bir ailenin içine giriyorsun, nasıl davranacağını bilmiyorsun. Mesela ben erkeklerin önünde ayağa kalkıldığını bilmiyordum. Bilmediğim için ilk tokadımı yedim. 16 yaşımda, oğlumu kucağıma aldım. 23 yaşındayım, eşim vefat etti."
*
12 yaşında evlendirilen E.R., çocuk gelin olmayı şöyle anlatıyor; “15 günlük gelindim. Kayınpederim geldi, ineklerin önüne çağırdı. Ben ineklerin önüne hiç gitmemiştim. İneklerin önüne geldiğimde çok korktum. Korktuğumdan dolayı inekler kaçtı. Kaçtığını gören kayınpederim bana kızdı ve beni dövdü. Sonra bu şiddet hep devam etti. Senin seçme gibi bir hakkın olamaz onlar seçip önüne koyuyorlar. İlk evlendiğimde ev epey kalabalıktı. Çocuktan tut büyüğüne kadar hizmetçilik yaptım. Ben eşimle evlenmedim bütün ailesiyle evlendim. Hamile kaldım ve çocuğum oluğunda çocuk nedir bilmiyordum."
*
11 yaşında evlendirilen Ö.L. 56 yaşında ve o anları şöyle anlatıyor: “Beni 11 yaşında evlendirdiler 40 yaşındaydı eşim. Ben çok küçüktüm o da çok büyük. Zaten 3-4 yıl kayınvalidemle yattım. Ben 7 yıl çocuk doğuramadım. Doktorlara, hacılara, hocalara götürdüler beni. Çocuk doğuramıyorum diye ayrı bir şiddet, işe güce yetişmeyince ayrı bir şiddet. Kayınvalidem yatalak oldu. 10-11 yıl ona baktım, her şeyiyle ilgilendim. Bu arada çocuklarım da oldu. Sonra zaten eşim vefat etti. Genç yaşta, beş parasız, 7 çocukla aç perişan ortada kaldım.
*
70 yaşındaki S.L. 12 yaşında ‘3. kuma’ olarak evlendirildiği anları şöyle anlatıyor: “12 yaşında keçileri otlatıyordum, babamla asker arkadaşı geldi. Evliydi, çocukları da vardı. Babamdan istedi beni, rahmetli babam da 6 Cumhuriyet altını karşılığında beni sattı."
*
"Kendisinden 12 yaş büyük, hiç tanımadığı biriyle zorla evlendirilmiş, genç yaşında anne olmuş bir kadınım. Önce ölmek istedim. Ancak engel oldular. Aşkı tatmadan, sevgiyi yaşamadan, çocukluğumu bilemeden 14’ümde evlendirildim, 15’imde anne oldum. Kendimi şimdiden yaşlanmış hissediyorum. Hayatım bitmiş, tükenmiş gibi sanki."
*
Okurken neler hissettiniz?
Bu çocuklara yaşatılanlar, insana karşı suç işlemek değildir. Tüm İnsanlığın yüz karasıdır. Söyleyeceklerim bu kadar...
.
Zeynep Kaya, dikGAZETE.com