Scientific Reports dergisinde yayınlanan "Caenorhabditis Elegans'ta Cannabis Sativa-based Oils in Neuroprotective Potential of Cannabis Sativa-based Oils in Neuroprotective Potential of Cannabis Sativa-based Oils in Caenorhabditis Elegans)" başlıklı, Eylül 2022'de hakemli bir araştırma çalışması, esrar tarafından üretilen “terpenoidlerin [kannabinoidlerin] koruyucu potansiyelini” ve bunların nasıl potansiyel bir terapötik etki gösterebileceklerini araştırdı.
Buna göre; Alzheimer ve Parkinson da dahil olmak üzere nörodejenerasyona dayalı hastalıkların tedavisinde etkin rol oynuyor.
Çalışma, kenevirin ikincil metabolizma yoluyla “yüzlerce kimyasal bileşik” ürettiğini ve bu bileşiklerin kanabinoidler, terpenler ve diğer kimyasalları içerdiğini gözlemledi.
Bilim adamları, “Kanabinoidler arasında, delta-9-tetrahidrokanabinol (Δ9-THC) ve kannabidiol (CBD) iki ana madde olarak öne çıkıyor” dedi.
İn-Vivo Saha Çalışmaları
Çalışmanın yazarları “[CBD ve THC'den gelen] bu yağların Alzheimer hastalığının neden olduğu semptomları ve nörodejenerasyonu içeren diğer hastalıkları azaltmada veya geciktirmede etkili olduğunu” öne sürdüler.
Farklı CBD ve THC konsantrelerinin koruyucu potansiyelini değerlendirdi. Bu preklinik çalışma in vivo olarak yürütüldü, yani canlı varlıklar (nematodlar) üzerinde çalışıldı, ancak bunlar insan değildi.
“Bilim adamları, CBD ve THC gibi kanabinoidlerin, sinir sisteminin gelişimini, sinaptik plastisitesini ve endojen ve çevresel hasara tepkisini modüle ettiğini belirtti.”
Bilim adamları, bu tür kanabinoidlerin gelişimi, sinaptik plastisiteyi ve sinir sisteminin endojen ve çevresel hasarına tepkisini modüle ettiğini ve bu mekanizmalardan herhangi birindeki eksikliklerin veya sorunların biliş, hafıza ve hafızada bozulmayı içeren, davranış bozuklukları dahil olmak üzere bir dizi nörodejeneratif hastalığa yol açtığını kaydetti.
Sonuçlar-1
Çalışma, kannabinoidlerin endokannabinoid sistemi dolduran ve sinir sistemi boyunca bulunan hücresel reseptörlerle etkileşime girdiğini bildirdi.
Merkezi sinir sistemi (CNS; beyin ve omurilik) içindeki en yoğun reseptör, CB1’dir. (CB2 tipi, bağışıklık sisteminin dokularını, bezlerini ve organlarını içeren CNS dışındaki periferik bölgelerde en yoğundur).
Çalışma, “Kanabinoidler ve reseptörleri arasındaki etkileşim yoluyla, fizyolojik homeostazı sürdürmek ve ağrıyı azaltmak da dahil olmak üzere merkezi sinir sistemi üzerinde hareket etmek için önemli bir strateji olan bir anti-inflamatuar yanıt üretilir” sonucunu verdi.
Çalışmaya göre, CBD'nin “bu test koşulları altında THC kadar yüksek bir antioksidan etki göstermediği" ortaya çıktı. Endokannabinoid sistem reseptörlerinin, “esas olarak CB1'in, vücut ağırlığı artışının önemli biyobelirteçleri olduğunu” ve birçok (ancak tümünün değil) kenevir çeşitlerinin (suşlarının) iştahta sağlıklı yönde artış yarattığını kaydetti.
“Bu, özellikle [CBD ve THC] yağlarının kullanımının gıda alımında bir iyileşme sağlayabildiği, iştah kaybı olan nörodejeneratif hastalıklardan muzdarip hastalarda önemlidir."
Araştırmacılar, “Bu, [CBD ve THC] yağlarının kullanımının gıda alımında bir iyileşme sağlayabildiği, iştah kaybı olan nörodejeneratif hastalıklardan muzdarip hastalarda özellikle önemlidir” dedi.
Sonuçlar-2
Çalışma, CBD ve THC gibi kanabinoidlerin, anti-inflamatuar, antioksidan ve diğer faydalar dahil olmak üzere bir dizi mekanizma nedeniyle nörodejeneratif hastalıkların tedavisinde etkili olabileceği sonucuna varmıştır.
CBD ve THC'den elde edilen olumlu sonuçları gösteren sonuçlara rağmen, çalışma, özellikle insanları içeren klinik deneyler olmak üzere ek araştırmalara olan ihtiyaç devam etmektedir.
Sonuç olarak, C. sativa bitkisinin, özellikle nörodejeneratif hastalıklarda, tıbbi kullanım için bir alternatif olarak kullanımına ilişkin tabuyu kırmanın yanı sıra, bilimsel araştırmalara daha fazla yatırım yapılması gerekiyor ve bu çalışmada ilk olumlu sonuçları verdi.
.
Dr. Erdem Ulaş, dikGAZETE.com
-ASAM Kendir Enstitüsü Başkanı-
Ref. Kaynak: https://www.nature.com/articles/s41598-022-19598-3