Caddeleri otopark yapan belediyeler! Ankara adayı mı!..

Ali Mevlüt Kaya

6 yıl önce

İlçe, il ve büyük şehir belediyelerinin altyapı, asfalt, sosyal belediyecilik gibi, yapması gereken görevleri vardır.

Genel itibariyle bu işlerde öne çıkan asfalt ve kaldırımlardır... Çünkü belediyelerin, ulusal, yerel ve kendi bültenlerinde, ‘şu kadar ton asfalt döktük, kaldırım yaptık’ türü ilan/haberleri yer almaktadır.

Burada da dikkat çeken kaldırımlardır!..

Hangi partiden belediye işbaşında olursa olsun, her yıl kaldırımları söker ve yeniden yapar…

Söktüğüyle yaptığı arasında 15 gün sonra bir fark kalmaz!..

Bunu her yıl ilk bahardan başlayarak, kış mevsiminin başlamasına kadar tekrarlamalarını haber yaptırsalar da, ne halk bunu anlayabiliyor ne de kendileri ‘bize ödenek geliyor’ deme dışında izah edebiliyor!..

*

Kaldırımdan kat be kat, insanları çileden çıkaran yine belediye bünyesinde kurulan ve kendi ya da ilçe-il başkanının yakınına veya partisinin bir milletvekilinin yakınına ihale ettiği otoparklardır!..

Sürekli olarak haberlerde görülen ve örnek; Çanakkale, İstanbul, Ayvalık, Bursa ve gittiğim daha bir çok ilde gördüğüm ve şahit olduğum, caddelere sağlı sollu park yaptırılan hatta bazı caddelerin neredeyse yüzde yirmi beşlik kısmına duba koyulmasına rağmen, dubaların yanına da park ettirilen araçlar; yolları kapatmakta; caddelerden belediye otobüsleri geçememekte, yolcular mağdur olmaktadırlar.

Bisiklet ve engellilerin geçmesi için yapılan ve işaret bulunmasına rağmen oraya da park ettirilmesi gibi, Bursa’da tramvay yoluna park edilen ya da ettirilen ve saatlerce tramvayın beklemesine yol açan örnekler de vardır! 

*

En son geçtiğimiz Salı günü Konya Karatay Belediyesi ile Kadınlar Pazarı’nın arasında bulunan gidiş-gelişli caddede engelliler için yapılmış rampanın tam da ortasına, önceden rengi lacivert olduğu fakat görüntü itibariyle soluk renk alan bir aracın park ettirilmiş olduğunu gördüm.

Engelli birinin arabasıyla oradan geçmesi mümkün olmadığı gibi, yayaların da geçme imkanı kalmamış.

Yolun karşısında Konbeltaş yazı ve büfe/konteynırını görünce, gittim; içeride pet bardakta çay içen sarışın gence, engelliler için yapılan rampaya araç park ettirmelerinin sebebini sordum.

‘Bizim işimiz, park ettirmek; başka şeyden sorumlu değiliz’ dedi!

Orasının engellilere özel yapılmış olduğunu belirterek; ‘bakın göstereyim’ dedim.

Pet bardağını da alıp, çıkıp-çıkmama konusunda tereddütlü ve gönülsüz olarak baktı. 

Sizi ne ilgilendirir dercesine; ‘Sen engelli misin?’ diye tepki verdi.

Hepimizin potansiyel bir engelli adayı olduğunu belirterek; yaptıklarının doğru olmadığını ifade ettim.

Zannedersem bana vurup, vurmama konusunda düşünürken; ‘Ne oluyor!’ diyen bir sese döndüm.

Aynı sözleri ‘ne oluyor?’ diyene de söyledim.

‘Bir dakika önce ben park ettirdim’ dedi. ‘Belediye oraya lamba takacak, tabela asacak; geleceklerdi 2-3 aydır gelmiyorlar, onları bekliyoruz’ diye geçiştirdi. (bahse konu yer 5 yıl önce de aynı şekilde vardı.) 

Ve aracı ileri ya da geri alarak rampayı açma durumu varken, herhangi bir şey yapmadılar.

Buradan belirtmek isterim ki; bağımsız veya partilerden birinin ilçe, il ve büyükşehir belediye başkanları meydanlarda veya gazete ve TV’lerde para ödeyerek kendisiyle röportaj yaptırdığında, başkanı oldukları şehirlerde köprülü kavşak, dönel kavşak yaparak trafikte yoğunluğu giderip sorunu çözdüklerini birkaç defa tekrar ederler.

Bunlardan hiç biri doğru söylememektedir!..

Şehrin caddelerini otopark yapıp, araçları sağlı/sollu park ettirerek, kaldırımlarda bile yürünmez hale getiren adamlar; bırakın trafik sorununu çözmeyi, tam tersi trafiği arap saçına çevirmektedirler!

Yöneticisi oldukları şehirlerin her tarafına köprülü kavşak yapsalar da, bu kapitalist bakışla trafik sorununu çözemezler ancak biraz daha fazla para götürürler!..

Bu mantık da  talan, vurgun ve harami mantığıdır!..

Talancılar, ‘körler sağırlar, birbirini ağırlar’a uygun şekilde, birlikte vurguna devam etmektedirler!.. 

*

Ankara adayı mı?!

Adı, MHP’den Ankara Büyükşehir belediye başkanlığı için geçen Melih Gökçek hakkında, Bursa’da katıldığı bir cenaze sonrası Yeniçağ Gazetesi’nde; “Melih Gökçek'in, Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne ait makam aracını halen kullandığı ortaya çıktı. Gökçek'in ayrıca, belediyeye ait lojmanı da kullandığı öğrenildi.” şeklinde bir haber çıktı.

Bu konuda AK Parti’nin bir açıklama yapmaması, Gökçek’in neye dayanarak/güvenerek hakkı olmayan aracı kullandığı gündeme geldi!

Gökçek’in adaylığı hakkında ise; AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, bir televizyon programında, Melih Gökçek'in, MHP tarafından Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday gösterileceği iddiasına; “Benim gündemimde böyle bir konu yok. Bu konularda biraz mesafeliyim. Sözünü ettiğiniz kişi, bizim partimizde belediye başkanlığı yaptı, görevini bırakması istendi. Gökçek’in görevden alınması iş olsun diye istenmedi. Bunun ötesinde bir yorum yapmayacağım” demesinden sonra; Gökçek’in, “Sabrımı taşırma… Vallahi tozunu atarım” diye, posta koyması, “Elinde belge mi var!..” sorularını akla getirdi!..

Geçmişte; “Adı geçen belediye başkanlarının bir kısmını bizatihi tanıyorum ve aleyhlerinde de yazı yazmışlığım vardır. Dolayısıyla başkanlara metal yorgunluk üzerinden gidilerek istifalarının istenip yumuşak bir geçiş yapılmasını doğru bulmadığımı söylemeliyim!..” diye yazmıştım. 

O zaman istifa ettirmek yerine, İstanbul Beşiktaş ve Ataşehir Belediyesi eski başkanları Murat Hazinedar ile Battal İlgezdi gibi görevden alarak, haklarında soruşturma başlatılsa, parti zarar görecekti belki ama Melih Gökçek; “Davama zarar vermemek için susmaya devam ediyorum… Sabrımı taşırma… Vallahi tozunu atarım” şantaj ya da tehdidinde bulunamayacaktı!..

Zamanında soruşturma yapılmadığı için her türlü konuşuyor!.. 

Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com

Twitter: @alimevlutkaya

YAZARIN DİĞER YAZILARI