KİEV, Ukrayna
Son yıllarda, ABD'nin Orta Asya'ya olan ilgisi artmış durumda. Amerika Birleşik Devletleri ile Çin arasındaki geniş çaplı ticaret ve ekonomik savaşın ışığında, Orta Asya'nın Rusya ile Çin arasında bölünen bir bölge olarak önemi artıyor.
Türkiye ve Türk uzmanlar da Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan ve Tacikistan Dışişleri Bakanlarının ABD Dışişleri Bakanı ile düzenli toplantılarını içeren ABD destekli “C5 + 1” (*) formatına her geçen gün daha fazla önem veriyor.
Orta Asya, dünyada pandemiden en çok etkilenen bölgelerden birisi olarak ön plana çıkıyor.
Türkmenistan ve Özbekistan'ın pandemi yokmuş gibi davranma arzusu ve Kırgızistan ile Tacikistan'ın karmaşık zorluklara yeterli ve hızlı bir şekilde yanıt verememesi; bölgedeki gergin epidemiyolojik durumu belirledi.
Sağlık hizmetlerinin oldukça düşük seviyelerde hizmet vermesi nedeniyle Orta Asya cumhuriyetleri, dış aktörlerin (Çin, Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya) yardımına bağımlı hale geldi. Buna göre, aynı faktör bölgenin “Covid-19” ile mücadele hızındaki gecikmesini de belirledi.
Ancak ABD'nin Orta Asya'ya yardımı pandemiye hem bağımlı hem de ondan bağımsız bir konudur.
Türkiye (özellikle TİKA ve bazı özel Türk şirketleri), bölgenin önemi göz önüne alındığında, tıpkı Çin gibi karşılıksız ve geniş anlamda Orta Asya'ya insani yardıma odaklandı.
Ancak ABD, durumu jeopolitik çıkarları için kullanıyor.
Washington, tek bir koşulla yardım edeceğini bildirdi: “Bir şekilde durmuş C5 + 1 formatının etkinleştirilmesi.”
Orta Asya’daki mevcut durum, bir önceki ABD Başkanı Barack Obama dönemine göre oldukça dramatik bir şekilde değişti.
Washington'un Orta Asya'ya saygısı artık yok.
“C5 + 1” formatı ve benzeri tüm bu toplantılar, ABD Dışişleri Bakanının bu ülkelerde ne tür bir demokrasinin inşa edilmesi gerektiğini açıkladığı konferanslara dönüşüyor (!)
Kiminle arkadaş olabileceğiniz, kiminle olamayacağınızı ondan öğreniyorsunuz (!)
Son görüşmelerden birinde, Kırgızistan'daki ABD makamları, salgının sonuçlarının USAID aracılığıyla aşılması için 1,5 milyon dolar alabilmek için ülkenin örnek bir “C5 + 1” katılımcısı olması gerektiğini açıkça ima ettiler.
Aslında bu bir yardım değil, bu ülkelerin hükümetlerinin politikalarını etkileyecek araçların yaratılmasıdır.
Tüm bu harika (!) görüşmelerde Amerikalılar genellikle Kırgızistan'a sunulan 1,5 milyon doların çoğunun (600 bin dolar) ilaç ve tıbbi cihazlara değil, "sivil toplum" kuruluşlarına, sosyal ve politik yeniden biçimlendirmeye verilen hibe için tahsis edildiğinden bahsetmiyorlar.
Hibe hususu da özellikle Orta Asya cumhuriyetleri için çok kritiktir.
“Cinsiyet eşitliği için mücadele… LGBT kişilerin haklarının korunması… ‘Bağımsız’ medyaya destek…” gibi bakıldığında pandemi ile herhangi bir şekilde alakası olmayan konulara yöneliktir.
Bir de FETÖ hususuna dikkat çekmek gerekir.
Hibe alan kurumları incelersek çoğunun FETÖ ile ilişkili olduğunu görebiliriz.
Türkiye'nin uyarılarına rağmen, örneğin Kırgızistan'da, ABD'nin ısrarı üzerine terör örgütü FETÖ taraftarlarının oluşturduğu eğitim kurumları faaliyetlerini hala sürdürüyor.
Türkiye’nin, Orta Asya’daki akrabalarının yaralarına merhem olmak istemesi çok normal.
Ancak öte yandan bakınca, bölge ülkelerinin üzerindeki pragmatik ABD etkisini kırmak için bir hamle göstermiyor.
Dahası Kırgızistan gibi örneklerde görüldüğü gibi kendi düşmanlarının orada bulunmasına engel olamıyor.
ABD’nin bölgedeki etkisini kıramıyor.
Bu durum, ABD’nin elini güçlendiriyor.
.
Dimitri Kherson, dikGAZETE.com
(*)
“C5+1”; ABD öncülüğünde, 2015 yılında ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin katılımı ile Orta Asya ülkelerinin Dışişleri Bakanları, Semerkant’ta bir zirve gerçekleştirdi.
Zirveye katılan Türkmenistan, Kazakistan, Tacikistan, Özbekistan ve Kırgızistan Dışişleri Bakanları, ABD ile C5+1 formatında yeni bir işbirliğinin oluşturulmasına karar verdi. Özbekistan Dışişleri Bakanı Abdülaziz Kamliov’un başkanlığındaki zirve sonrası yapılan açıklamada, “Taraflar siyaset, ekonomi, ticaret, kültür, insani konular, uluslar arası ve bölgesel sorunlarla ilgili görüş alış verişinde bulundu…” denildi.
Görüşme sonrası ABD ve 5 Orta Asya ülkesi, ortak bir deklarasyon da imzaladı.
Deklarasyonda; “C5+1” formatında yeni bir işbirliğinin oluşturulması ve karşılıklı çıkarlar çerçevesinde düzenli siyasi diyalogun kurulmasına karar verildiği ifade edildi.