ABD'nin desteğiyle Bahreyn'in başkenti Manama'da düzenlenen "Refah için Barış" adlı ekonomi çalıştayı, ABD'nin İsrail-Filistin meselesinin çözümü konusunda ne zaman açıklanacağı netlik kazanmayan "Yüzyılın Anlaşması" planı kapsamındaki ilk organizasyon.
Filistin yönetimi, çalıştaya katılmayacağını açıklarken, konferansa davet edilen ülkelere boykot çağrısı yapmıştı.
Filistin yönetiminin bu çağrısına rağmen Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan ve Katar'ın yanı sıra Ürdün, Mısır ve Fas da Manama'daki çalıştaya katılacaklarını Washington'a iletmişti.
Lübnanlı Dürzi liderden ABD emperyalizminin Arap işbirlikçilerine Osmanlı tokadı!..
Lübnan İlerici Sosyalist Partisi lideri Velid Canbolat, Bahreyn'deki çalıştaya katılan Arap yetkililere, siyonizmin kurucusunun Osmanlı Devleti'ne sunduğu ancak kesin bir dille reddedilen “Filistin teklifi”ni gündeme taşıdı.
Canbolat, Siyasi siyonizmin kurucusu Theodor Herzl'in bir asır önce Filistin topraklarını satın almak için Sultan 2. Abdülhamid Han'a sunduğu ancak karşılık bulmayan teklifini hatırlattı.
Canbolat şunları kaydetti: "Theodor Herzl, Yahudilerin yerleşimi için Osmanlı Padişahı Sultan Abdülhamid Han'dan Filistin'i satın almak istedi. Ancak Sultan Abdülhamid bunu reddetti.
Bugün ise Theodor'un torunu, damat (ABD Başkanı Donald Trump'ın) Jared Kushner, Bahreyn'de, Filistin halkını Ürdün, Sina Yarımadası, Lübnan ve Suriye'ye yerleştirmek üzere Araplardan Filistin'i satın almak istiyor.
"Osmanlıların kabul etmediği teklifi, Araplar kabul edecek mi?"
Dürzî liderin durup dururken 2. Abdülhamid’i referans göstermesi rastlantı değil. Ailesinin etnik ve tarihi kökleri ile yakından bağlantılı.
Dürzilik nedir? Dürziler kimlerdir?
Dürzilik, inanca dayalı bir etnisite.
Melez bir etnik topluluk.
Arap, Türk, Kürt, Farisi, Kafkas genleri mevcut.
Ortadoğu'da genellikle Lübnan, Suriye ve İsrail'e dağılmış olan Dürzîler, tüm ülkelerde azınlık konumundalar.
Dürzilik 11. Yüzyılda, Şii mezhebinin bir kolu olan İsmaililik içinden doğdu.
Dürziliğin adı, Orta Asya kökenli din adamı Anuş Tegin (Neştekîn) Muhammed bin İsmail el-Derezi'den geliyor.
Muhammed bin İsmail el-Derezi, Mısır'daki Fatımi Halifelerinden El-Hakim'i “Tanrı'nın cisimleşmiş hali” olarak görüyordu. El-Hakim, 1021'de gizemli bir şekilde ortadan kayboldu.
Dürziler, onun kıyamet günü, evrensel adaleti sağlamak üzere yeniden ortaya çıkacağına inanıyor.
Dürziliğin Kurucusu Buharalı Beydilli Aşiretinden Anuş Tekin...
“Dürzî” adlandırması Hâkim Biemrillah’ın komutanlarından Ebû Mansûr Anuştekin ed-Derezî’den kaynaklı.
Neş-Nuş-tekin ed-Derezî, Suriye ve civarında yaptığı propagandalarda hareket adına oldukça olumlu sonuçlar elde etti.
Suriye Dürzîliği’nin kurucusu olarak kabul edilir. Ancak Dürzî gelenek, Neştekin ed-Derezî’yi mürted sayarak Hamza b. Ali’ye tabi olmadığı, imametini kabul etmediği ve zamanı gelmeden ve koşullar oluşmadan yüce hakikatleri açığa çıkarttığı için suçlu görür.
Anuş Tekin, önce Hamza, halife El-Hâkim'in Allah'ın adına yönetici olduğunu iddia etti.
Hâkim'in ulûhiyyet iddiası ve bu iddiasını farklı yerlere gönderdiği dâ'îler (çağırıcı-davetçi) ile yaymaya çalışması, kısa sürede halkın tepkisini çekti.
Bu sıralarda El Hâkim, Hamza'yı imam (kendisine yardımcı lider) atadı. El Hâkim'in dâîlerinden (davetçisi) Muhammed bin İsmâ‘il Neştekin ed-Derezî kendisinin imam olması gerektiğini ileri sürdü.
Hamza'nın adamları halkı Anuş Tekin'e karşı kışkırttı, halk tarafından 1020 yılında öldürüldü. Fakat harekete ismini vermiş olmasına rağmen Dürzilerce “derez" mürtet kabul edilmektedir.
Anuş Tegin, Selçuklu devlet adamı, Harezm valisiydi. 13. yüzyıl yazarlarından Reşidüddin'in Câmi'ut-Tevârîh adlı eserinde Nuştekin Gurca adıyla söz ettiği Anuş Tegin’in, Oğuzlar’ın Beğdili boyundan olduğunu kaydeder.
Anuş Tigin/Tekin, Melikşah’ın Harizm valisi Bilge Tiğin’in kölesiyken, onun ölümünden sonra Hive valiliğine gönderildi.
Ölümünden sonra oğlu Kutbüddin Mehmed, Harizmşah adıyla Harizm’e vali oldu ve bu sülaleyi başlattı.
Dürziler, Türkiye’de de Adana, Mersin ve Hatay'da yaşıyor...
Nusayriler’den ayrıca Türkiye’de Hatay civarında “Dürzi” tabir edilen küçük bir topluluk olduğu biliniyor.
Suriye, Lübnan ve İsrail'le coğrafi yakınlığı nedeniyle Hatay, Türkiye'deki Dürziler’in en yoğun yaşadıkları il.
Hatay'daki kadar olmasa da Adana ve Mersin'de küçük Dürzi topluluklar mevcut. Bazı yerlerde Nuseyriler ile iç içe yaşadıklarından dolayı Dürziler’in ayırt edilmesi zor gibi.
Suriye’den göçlerle birlikte Türkiye’de özellikle Hatay’da Dürzi nüfusunda artış olması söz konusu.
Türkiye’ye göç eden Dürziler, muhalif gruplarla birlikte hareket etmiyor.
Yeryüzündeki Dürziler’in sayısı 2 milyon civarında. Bunun 100 bini İsrail'de, 600 bini Lübnan'da, 700 bini Suriye'de, 15 bini Ürdün'de yaşıyor.
İsrailde yaşayan Düziler Uydu kanallarından Türkiye televizyonlarını izliyorlar.
1222'de İslam'dan koparak bağımsız bir topluluk haline gelen Dürziler’in kutsal mekanları Makam, Nazareth ile Taberiye gölünün arasında.
Dürzi Lider Velid Canbulat'ın büyük dedesi Yavuz Sultan Selim’in paşasıydı…
Bu ailenin atası Kasım Bey’dir. Onun oğlu olan ve aileye adını veren Canbolat Bey, Osmanlı sarayında yetişmiş, daha sonra Kilis Sancağı kendisine “ocaklık” olarak verilmiştir.
Canpolatoğulları bölgede, Abbasiler döneminden beri yönetici aileler arasındadır.
Canpolat Bey, 1550’lerin başında Kilis Sancakbeyliği’ne getirildikten sonra aile artık “Canbolatoğlulları” olarak anılır.
Canbolad Bey’in babası Kasım Bey, Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferinde Hayre Bey’le birlikte padişahın yanında yer alınca; Yavuz Sultan Selim, Kasım Bey’i İstanbul’a çağırdı.
Daha sonra Halep Beylerbeyi Karaca Paşa’nın iftirasına uğrayan Kasım Bey idam edildi, ama oğlu Canbolad, padişahın koruması altına alındı.
Kanuni Sultan Süleyman döneminde Belgrad, Boğdan, Rodos ve Bağdat seferlerine katılarak yararlılıklar gösteren Canbolad Bey, daha sonra Kilis ve yöresindeki asayişi sağlamakla görevlendirildi.
Canbolad Bey, Padişah 2. Selim döneminde Kıbrıs’ın Fethi sırasında (1571) Magosa’da şehit düştü.
-Kıbrıs Magosa’daki Kilis Sancakbeyi Canbolad Paşa Türbesi, başucunda Barbaros Hayreddin Paşa’nın Sancak-ı Şerifi-
Kilis’te kendi adını taşıyan ve halen hizmet veren cami (Canbolai /Canboladiyye /Canbolaoğlu /Tekke /Tekye Camii) yanında türbesi ve Canbolad Bey’in vakfiyesi bulunuyor.
19. yüzyılın ortalarından beri Lübnan siyasi hayatında en etkin aktörlerden biri olan Canbulat Ailesi, aynı zamanda rakipleri Yazbaki Klanı (özellikle Aslan Ailesi) ile Dürzî toplumunun liderliği için mücadele etmiştir.
Daha önce Kilis'te ikamet eden Canbulatlar, Halep'te yaşarken, Dürzî lider Fahreddin’in davetiyle Lübnan’a göç etmiş ve Mukhtara bölgesine yerleşmiştir.
Osmanlı Devleti idaresindeki Lübnan’da önceleri Dürzî aileler güçlü ve egemendi.
Osmanlı Devleti tarafından Müslümanlığın içinde sayılan Dürzîler, Lübnan Dağlarında devletin dolaylı egemenliğini sağlayacak yegâne güçtü.
Birinci Dünya Savaşı sonrasında Fransızlar, Dürzîler'in yaşadıkları yörede özerk “Cebel-i Durûz Emirliği”ni kurdu.
Dürzî Emirliği, 1936 yılında kaldırıldı ve Dürzîler'in bir kısmı Suriye'ye, bir kısmı da Lübnan'a bağlandı.
Dürzî nüfusu konusunda kesin bir bilgi olmamakla birlikte değişik kaynaklara göre sayıları, 1 Milyon ile 2 Milyon 500 Bin arasındadır.
Dürzîler; bugün Lübnan, Suriye, İsrail ve Ürdün'de dağınık topluluklar biçiminde yaşarlar. En yoğun bulundukları bölge Lübnan'ın dağlık yöreleridir.
Dürzîler'in ana dili Arapça’dır.
Suriye ve Ürdün'deki Dürzîler, Gebel'e bağlı Şam lehçesini, Lübnan'dakiler ise Beyrut lehçesini konuşur.
Ayrıca Suriye ve Lübnan'daki Dürzîler'in bir kısmı, yaşadıkları bölgenin bir zamanlar Fransız hakimiyetinde olmasından dolayı ileri düzeyde Fransızca da bilir ve konuşur.
İsrail'deki Dürziler ise Arapça'nın yanı sıra İbranice de bilir.
Dürzilerin Lübnan'da kilit rolü var…
Lübnan nüfusunun yüzde 5’ini Dürziler oluşturuyor. Lübnan anayasasına göre Lübnan Ordu Komutanı’nın her zaman bir Dürzi olması şart.
Lübnan Cumhuriyeti, 1943 yılında Fransız mandasından vazgeçerek bağımsızlığını ilan etti. Ülkeyi bağımsız bir devlete dönüştüren Lübnan Milli Paktı ile Maruni Hristiyanlar, yabancı güçlerden himaye arayışına son vererek, Lübnan’ı bir Arap ülkesi olarak kabul etti.
Kemal Canbolat’ın liderliğindeki Dürzi İlerici Sosyalist Partisi’nin militer kolu olan Halkın Kurtuluş Ordusu da ilerleyen yıllarda iç savaşın en önemli aktörlerinden birine dönüştü.
Kemal Canbolat’ın 1977’de Suriye istihbaratının düzenlediği suikast ile öldürülmesinden sonra Dürzilerin liderliğine oğlu Velid Canbolat geçti.
Çoğunlukla Filistinliler ile ittifak kurup Hristiyan Falanjistler ile çatıştılar. Dürziler’in en yoğun savaşı, 1982-83 yıllarında Beyrut’un güneydoğusundaki dağlık bölgedeki ‘Dağ Savaşı’nda gerçekleşti.
Türkiye’nin Lübnan Emiri Velid Canbolat...
Velid Canbolat, aradan yüzyıllar geçmesine karşın Osmanlı’nın varisi gibi hareket ediyor Lübnan'daki Cebeli Dürz, Dürz Dağları’nda adeta kuş uçurtmuyor.
Bilmeyenler için söyleyelim; inançlarını yüzyıllardır kimsenin çözemediği 200 bin Dürzi'nin hem ruhani hem de siyasi lideri.
Suudi Arabistan ile İran arasında dengeye oynuyor.
Suriye Devlet Başkanı Esad’a “Yılan” ve “Gaddar” diyor.
O reel politik düşünebilen bir lider.
Suriye karşıtı 14 Mart Hareketi’nin öncülerinden Canbolat'ın Mart 2010’da Devlet Başkanı Beşar Esad’ın daveti üzerine gerçekleştirdiği Şam ziyareti bölgesel dengeler için önemliydi çünkü o tarihte Türkiye ve Suriye yönetiminin arasından su sızmıyordu.
Lübnan siyasetinde daha çok bağımsız hareket eden İlerici Sosyalist Parti Başkanı Velid Canbolat, 9 Temmuz 2012’de Türkiye’ye yaptığı ziyarette Türkiye’nin Suriye politikasını övmüştü.
2005 yılında eski Başbakan Refik Hariri’nin öldürülmesi sonrasında, Canbolat ve 14 Mart Hareketi, Suriye’yi, Hariri’nin ölümünde rolü olduğu gerekçesiyle suçlamıştı.
Suriye, bu iddiaları hiçbir zaman kabul etmedi.
Fakat uluslararası baskılar yüzünden 2005 yılında, bölgedeki 30 yıllık askeri varlığını çekmek zorunda kaldı.
İlerici Sosyalist Partisi Genel Başkanı Dürzi lider Velid Canbolat birçok kez Suriye'deki silahlı ayaklanmayı destekleyen açıklamalar yaptı.
Esad ailesini oldum olası sevmedi.
Babasının Hafız Esat'ın talimatıyla Suriye Muhaberatı tarafından öldürüldüğünü bilmesi onu Suriye konusunda karşıt bir mevziye sürükledi.
Dürzîler’i, “Falanjistler” yani Lübnanlı faşist Hıristiyanlar'a karşı korumak için gaddarca davrandı.
Pragmatik, oportünist ya da gerçekçi lider olduğunu, Falanjistler'in lideri Emin Cemayel'i Muhtara'da ağırlayarak, parlamentoda onunla işbirliği yapmayı kabul ederek gösterdi.
Nasıl ki Lübnan'da Velid Canbolat, “Türkiye’nin Sancak Beyi”, onun gibi dünyanın kriz bölgelerinde onlarca sancak beyi Ankara’nın bir işaretini bekliyor.
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete