500 yıl öncenin inşaat ve malzeme tekniğinin, Mimarlık sanatı ile yoğrularak ortaya çıkan eserlere özenmek, onları taklit etmek, günümüz malzeme ve inşaat tekniğinin sağladığı imkanlar içinde doğru bir yol mu?
Elbette değil.
Kültür devrimi yiyen toplumların, binlerce yıl içinde oluşturdukları kültür ve medeniyet birikimleri formatlanarak sıfırlanınca, ünlü İngiliz düşünürü Arnold Toynbee’nin ifadesi ile; Herodian’ların, mağlup oldukları medeniyetleri taklit eden hastalıklı anlayışları, baskı ile susturulan Zealot’lara da, geçmişi taklit yönünde sirayet ediyor.
Her ikisi de taklitçilikten kurtulamaz oluyor.
Kimlik arayışı, kültür devriminin 100 yıllık mutsuzluğu üzerine yükseliyor.
Bunu Türkiye, Rusya, Çin gibi, Kültür Devrimi’ne tabi olmuş ülkelerde çok net görüyoruz.
Bunun en bariz göstergesi, Müzik, resim, mimarlık, şiir ve edebiyat gibi sanat kollarında, topyekün tükenişe geçmişlik etkisinde görüyoruz.
Binlerce makama sahip Türk Sanat Müziği’nden, Tasavvuf müziğinden, Halk müziğinden, Dünya şampiyonu folklor oyunlarından, Selimiye Camii’ni üretmiş bir mimari kültürden, ebru, minyatür, İznik Çinileri, kaftanlar üreten görsel sanatlardan, divan edebiyatı, halk edebiyatı, ‘Mesnevi’ler üreten bir kültürden, turistlere gösterecek tek bir eseri olmayan Cumhuriyet’in ucuz ve kötü taklit kültür anlayışına esir edilmiş bir Millet, 100 yıl sonra yeniden diriliş çabasında.
Çamlıca Camii’ni, 15 Temmuz Şehitler Köprüsünden İstanbul Anadolu istikametine doğru gelirken, saat 11:00 istikametinde, Çamlıca’nın siluetine uymayan bir şekilde her gördüğümde üzülüyorum.
Bir Mimar olarak, her türlü taklitçiliğe karşı, çağın malzeme ve inşaat teknikleri ile binlerce yıllık Türk örfü, 1500 yıllık İslam, yaklaşık 500 yıllık Hilafet, son 100 yıldır da, İslam ülkelerinin en gelişmişi olmanın sözde gururunu yaşayan Türkiye’nin, böyle anıtsal bir eserde doğru bir yorum getirememesini, ülke ve millet olarak geldiğimiz bu noktayı kendimize yakıştıramıyorum.
En azından uluslararası bir Mimari yarışma düzenlenebilirdi.
Dünyada bu işi çok iyi yapabilecek çok sayıda Mimar var. Bu, bizim, kendimizi daha hızlı toparlamamıza yardımcı olabilirdi.
Bütün medeniyetler, iddia sahibi oldukları zaman, dünyanın en iyi sanatçılarını ülkelerine davet eder, onlara eserler yaptırırlar.
Fatih Sultan Mehmet gibi, Rönesans İtalya’sı gibi, günümüz Çin’i gibi.
Mimar Sinan bugün yaşasaydı, böyle bir cami yapmazdı, bundan adım gibi eminim.
.
Barbaros Nasün, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @barbarosnasun , @dikgazete