?>

Bugün…

Sevim Korkmaz

5 yıl önce

Yıl 1989

İlkokuldan mezun olduktan sonra İmam Hatibe başladım. Başımı örttüm. 

Birgün, 5 yıl beni okutan ilkokul öğretmenimi gördüm okulun bahçesinde, yanına gittim. 

Bana baktı ve "bu ne böyle, Emine Şenlikçi gibi olmuşsun" dedi.

İlk hayal kırıklığımdı.

***

Yıl 1999. 

Fakülteden mezun oldum. Devlete göre tehlikeliyim, başörtülü olduğum için. 

Atanamıyorum. 

Bu yüzden sınıf öğretmenliği sertifikası da aldığım, özel bir okula iki İlahiyâtçı kontenjanı için 50’den fazla mezun başvurusu yaptığımız, mülakatta tüm gün okulun lobisinde bekletilip en son alınan zümre olduğumuzu da anımsadım bugün.

***

Özel okulda perukla görev yaparken, bir müfettiş grup başkanı kadının öğretmenler odasına gelip "beni mi kandırıyorsunuz kendinizi mi” deyişini de anımsadım. 

***

Kamuda çalışan eşimle, iş yerinden habersiz yaptığımız  düğünümüzü, Kızılay’da yan yana yürüyemeyişimizi, bir seferinde Başkanını görünce “AVM”de benim yanımdan hızla uzaklaşıp, birbirimizi tanımıyormuş gibi davranmamızı da anımsadım. 

***

Devlet memuru olduğum ilk gün, okulun öğretmenler için tahsis edilmiş merdivenlerinden çıkarken, güvenlik görevlisinin ardımdan "bayan, orası öğretmenler için" deyişini de anımsadım. Başörtülü öğretmen olmadığını o gün anladım okulda. 

***

20 yıllık öğretmenlik hayatımda, son 5 yıldır başörtülü derse girebildiğimi anımsadım. 

***

Tezgahtarlık yapan sınıf arkadaşlarımı, Fadime Şahin’i, Müslüm Gündüz’ü, Kızılay’da yüzümüze tüküren Cumhuriyet (!) kadınlarını anımsadım. 

Şimdi de “28 Şubat” der demez, mağdur edebiyatı yapan mağrurlar, “15 Temmuz daha beter mağdur ediyor insanları” diye çıkışanları;

"Dün başörtüleri yüzünden acı çeken aydınlık başlar vardı; bugün karanlık başların üstünde acı çeken başörtüler var. 

Sahi, hangisi daha acı?

Örtüsü için ezilen başları görmek mi yoksa, hayasız başlardaki örtüleri seyretmek mi?” diyenlere verdiğimiz cevaplardan dolayı, sayfalarında susturulup, kovulduğumuz, dava arkadaşları bildiğimiz erkekleri gördükçe hatırladım bütün bunları. 

***

Evet evet, artık inanıyorum; bin yıl sürecek bir şekilde 28 Şubat…

Ve şu liste uzayıp gidecek anladım:

- Yaş 13. Başörtülüyüm.

- Yaş 18. Başörtülüyüm ama aile baskısından değil. 

- Yaş 28. Başörtülüyüm ama mürteci değilim.

- Yaş 38. Başörtülüyüm ama mevcut yönetime hoş görünmek için değil.  

- Yaş 48. Başörtülüyüm, beyazlarımı gizlemek için değil.

- Yaş 68. Başörtülüyüm, ölüm korkusundan değil.

“Değilim…"

Bugün bir madde daha ekledim;

"Başörtülüyüm ama ahlaksızlığımı örtmek için değil..."

"Lütfen haya, ahlak ölçecek iseniz başka kriterler bulun kendinize! Başörtüsünü, ahlaksızlığına örtü edemez kimse, çünkü ahlaksızlığı hiçbir örtü örtemez!” dediğimiz için sayfasından kovulduğumuz Müslüman erkeklerin de var olduğunu anladım bugün.

Biz acı geçmişi unutmaya çabalarken bir vesileyle hatırlatanların hep olacağını da anladım bugün.

.

Sevim Korkmaz, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI