Diyarbakır meydanına çıkıp da; “Apo'nun yolundan giderseniz, Allah ve Rasulu sizi kabul etmez!” diye tebliğe başlayan adama deli de derler, tacizci de derler, şizofren de derler..
Derler de derler..
Onlar der de, biz de pek durmayız be!
Didik didik ederiz, canını çıkarırız..
Elimizdeki “iman ölçer cihazı”yla (!) vururuz kafasına kafasına..
Hele bi de kendi camiamızdan değilse, kesin bir hinlik vardır o işte..
Şimdi dönüp diyebiliriz sanırım bazılarına;
"Bu çeşmeden su içmek her mahlukata helal, müslümana haram!”
Gündemdeki Ramazan kardeşin itikadını didikleyip belki de Allah indinde dahi özür sahibi sayılan birini, konuşup eleştirip yerden yere vurduğumuz kadar;
"Camiiye dekolte ile girmeye çalışan bir kadını uyarmanın, yargı nezninde ‘taciz' sayıldığını” da konuşsak ya!..
Eleştirsek ya!
Mani olmaya çalışsak ya!
Gücü yeten yetene… Hadi Ramazan’ı “Harici.. IŞİD’ci.. Vehhabi..” dolayısıyla cehennemlik ilan ettik, canını çıkardık.. Bu kanun, bugün onu, yarın başkasını yutmayacak mı?
Onun üzerinden itikad temizliği yapanlar lütfen bir psikoloğa gidip;
“Kaynım ateştir… Baldızımla aynı masada oturamam bu cinayettir!..” desin bakalım.
“Akli dengesi yerinde” raporu alabilecek mi!..
Anlatmaya çalıştığımız asıl mesele budur.
Bu sistemin önünde durmazsak, birgün hepimizi yutacak!
(“Sistem” ile “devlet”i ayırt edemeyenler, lütfen fikir beyan etmesinler.)
.
Yağmur (Mirzayeva) İbiç, dikGAZETE.com