?>

Bu duruşa ne kadar çok hasrettik!

Emin Batur

2 yıl önce

ŞÖYLE BİR KURUL DA DÜNYA LİDER GÖRSÜN!..

Şanghay İşbirliği Örgütü çalışmaları çerçevesinde Özbekistan’da bulunan Cumhurbaşkanımızın mezkûr örgüt liderleri ile objektife yakalandığı bu kare..

Gerek dünyada gerekse ülkemizde günlerdir konuşuluyor..

Yazılı ve sosyal medyada dolaşarak beğeni topluyor.

Öyle ya;

Avrupa’nın tek gündemi bu kışı üşümeden…

Ve buğday sıkıntısı çekmeden geçirmek iken…

Cumhurbaşkanımız…

Enerji ve tahıl ambarının anahtarlarını elinde bulunduran ülkelerle koyu bir sohbete dalarak yarenlik etmesi hiç dikkatlerden kaçar mı?

AVRUPA VE AMERİKA TEDİRGİN, AZERBAYCAN SEVİNÇLİ…

Bu kareye bakan Avrupalı vatandaşların ne kadar tedirgin olduğunu söylemeye gerek yok. 

Buna karşılık ister iktidar yanlısı isterse muhalif kesimde olsun..

Bize de ne kadar büyük bir güven verdiğini söylemek izahtan varestedir.

Sadece bize mi?

Hayır!

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İ. Aliyev’in oturuşuna bakın!

Ona ne kadar büyük bir güven gelmiş.

Eskiden Orta Asya Türk Cumhuriyeti liderleri, Rus liderler karşısında tabir caizse el-pençe divan dururdu

Ama şimdi…

 “Arkamda abim var! Ve benim de artık gerektiğinde sana karşı koyacak silahım var” demenin ete kemiğe bürünmüş haliydi Sayın Aliyev’in o rahat hareketleri.

Öyle ya;

Ukrayna bile Türkiye’den aldığı silahlarla Rusya’ya direnebiliyorsa 

Allah göstermesin; sıkıntıya düştüğünde Türkiye, Can Azerbaycan için nelerini feda etmez. 

Sayın Aliyev’in o rahat hareketlerinin manası budur!

Cumhurbaşkanımızın rahat hareketlerini ise söylemeye gerek yok. Her şey ortada…

Bu günleri gösteren Rabbime şükürler olsun.

NE KADAR HASRET KALMIŞIZ Kİ…

Bizim nesil…

Önceki Cumhurbaşkanlarımızın dünya liderleri yanındaki duruşlarını hatırladıkça!..

Bu resmin ne kadar kıymetli olduğunu ancak bizim kuşak takdir edebilir.

O zamanlar;

Böyle bir kare resim için nelerimizi feda etmezdik ki… 

BUNA BENZER BİR KAREYİ, ERBAKAN HOCA ZAMANINDA GÖRDÜK…

… Ama onu da burnumuzdan getirdiler.

Rahmetli hocamız… 

D8 toplantısına gelen liderlerle, Dolmabahçe Sarayı’nın balkonundan muhteşem bir görüntü vermişti.

Ancak!..

İçimizdeki yerli işbirlikçiler, öyle bir vaveyla kopardılar ki; 

Bir anda Refah Partisi’nin kapatılması ile karşı karşıya kaldık.

Nihayet!..

Refah Partisi kapatıldı.

Kapatılma nedeni olarak;

Türkiye, Türk dünyası ve İslam dünyası liderliğine oynuyor. Bu da işimize gelmiyor” diyecek değillerdi ya.

Kılıfına uydurdular…

İçimizdeki;

Özdilgil, Çölaşangil vb. gibi yazılı ve görsel medya elemanlarını öne sürerek ilk önce kamuoyuna ikna ettiler.

Sonra…

FETÖ işgali altındaki yargı harekete geçti.

TRİLYON DAVASI!..

Erbakan’ın Trilyon Davası” gibi objektif(!)…

Ve…

RP’nin Laikliğin odağı olma” gibi sübjektif ithamlarla parti kapatıldı.

Trilyon Davası” dedikleri de Partiye hazineden bugünkü parayla 10-15 milyon TL’lik ödenek yapılmış.. 

Parti de bunu güya “ etmiş!..” Dava bu!  

Mahkemeye sunulan çuvalla fatura - belge - tutanak vs.’nin hiçbiri bir işe yaramadı.

Çünkü karar çok önceden verilmişti.

(Trilyon davasından Erbakan Hoca hapse girsin diye Kılıçdaroğlu da imza vermişti. Şimdi Saadet Partisine şirin görünmeye çalıştığına bakmayın. Ellerine fırsat geçmeyiversin. Nauzu-billah…)

15 TEMMUZ OLMASAYDI AYNI ŞEY BUGÜN DE TEKRAR EDERDİ…

Yazı uzamasın diye detaya girmiyorum.

Merak edenler partiyi kapatma kararının ne kadar komik nedenlere dayandığını araştırabilir.

Ancak;

Şundan emin olunuz ki,

Eğer 15 Temmuz olmasaydı!..

Cumhurbaşkanımızın gerek ŞİÖ’da verdiği mesaj ve görüntü,

Gerekse BM’deki hal ve hareketlerine gerek kalmadan

Daha…

İngiliz başbakanına adeta el-ense yaptığı gün AK Parti hakkında kapatma davası açılırdı.

SAVAŞGİLLER, ÖZDİLGİLLER, ÇÖLAŞANGİLLER YAŞIYOR!..

Unutmayalım ki;

Savaş Vuralgiller, Özdilgiller, Çölaşangiller davalarından vazgeçmiş değiller. 

Her seferinde saldırmak için bahane arayacaklar.

Bulamadıkları zaman; “Asrın lideri!” diyerek akıllarınca dalga geçecekler.

Çünkü;

Uzatmalı medya mensuplarına on binlerce dolar maaş, boşuna ödenmiyor ama yaşlandıkları için artık dişleri de eskisi gibi kesmiyor. Aksi halde bugüne kadar AK Parti hakkında defalarca dava açılırdı. Bunu yapamıyorlar!..

Ama…

Başlamış olan silah - savunma sanayimizdeki başarıları gölgelemek için…

Veya…

Büyük projelerimizi (Havalimanı..yol..hastane..tünel..madencilik vs.) sabote etmek için nasıl çabaladıklarını görüyoruz.

Binaenaleyh…

Eğer biz de âgah ve mütenebbih olmasak.. bizi rahat bırakmayacaklarını ve devletimizi FETÖ benzeri oluşumlar vasıtasıyla tekrar emperyalistlere peşkeş çekeceklerini unutmayalım. 

Kılıçdaroğlu

KHK ile atılanları tekrar işe alacağım!” diye boşuna bar bar bağırmıyor. 

Bunun manası;

15 Temmuz’da halkımıza silah sıkmış bir subayı, bir hakimi, bir savcıyı tekrar görevine iade edecek.

Bunun başka bir izahı yok.

Ancak…

Halkımızın ferasetinin buna meydan vermeyeceğini düşünüyorum.

Allah, milletimize bir daha 15 Temmuz yaşatmasın. Âmin…

Bu vesile ile de 15 Temmuz şehitlerimizi rahmet ve saygıyla anıyor gazilerimize selam ediyorum.

.

Emin Batur, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI