Erdoğan, Birleşmiş Milletler kürsüsünden dünyaya seslenirken, tüm duygularımı bir kenara bırakıp, tamamen yabancı biri gibi izledim ve bir Avrupalı olsaydım ne düşünürdüm!..
Herşeyden önce duruşu ve hitabetine olan hakimiyetine hayran kalırdım.
Geçmişi şöyle bir araştırdım, BM'de akıllarda kalan konuşmaları yapan liderler kimlerdir diye...
İki lider çıktı karşıma biri FKÖ lideri Yaser Arafat diğeri Libya lideri Muammer Kaddafi.
Yaser Arafat “Buraya elimde zeytin dalıyla geldim; elimden almayın!" diyerek akıllarda kalan bir konuşma yapıyor..
Kaddafi'nin ise kısa bir konuşmayla BM'nin kitapçığını alıp yere fırlatması..
Bunların haricinde kayda değer dikkat çeken liderler çıkmıyor; taa ki Erdoğan o kürsüye gelinceye kadar.
"Dünya beşten büyüktür" çıkışıyla tüm dikkatleri üzerine toplayan (Davos’taki çıkıştan sonra katıldığı) 2. BM toplantısına da yine dünyanın gözü önünde İsrail'e “Terörist” diyebilen, Ege kıyılarımıza vuran minik cesediyle mülteci dramını dünya gündemine oturtan "Aylan bebek” hatırlatması ile de tek lider Erdoğan.
Dünya böyle bir cesur lider gördü mü?!..
Hayır!..
Bugün ana muhalefetin, “Yeni Erdoğan" gözüyle göstermeye çalıştığı, şişirip patlatığı İmamoğlu, Diyarbakır'a gidip, İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınan HDP'li belediye başkanlarını ziyaret ederek “Geçmiş olsun” derken, evlatlarını arayan anneleri "HDP'ye ayıp olur" diye ziyaret etmekten bile korkuyor!..
Liderlik, dünyanın gözlerinin içine bakarak İsrail'in “Terörist" olduğunu söyleyebilmektir; Aylan bebeğin hakkını aramaktır..
Bir an için İmamoğlu’nun, “Cumhurbaşkanı" olduğunu hayal edelim; BM'de konuşma yaptığını düşünelim!..
"Sevgili İsrail ve ABD'li delegeler; size Türkiye'den sevgi ve selamlar getirdim, hepinizi kucaklıyorum!.."
Yorum sizlerin...
.
Yasemin Bağoğlu, dikGAZETE.com