?>

Bir “Sözcü” okudum hayatım değişti!..

Emin Batur

4 yıl önce

Hafta sonları genellikle birkaç gazete alır okurum.

Bu hafta sonu da aynı şeyi yaptım…

Ama…

Ramazan münasebetiyle ben mi karıştırdım yoksa muzip biri, aldığım gazetelerin arasına “Sözcü”yü mü karıştırdı anlamadım.

Malum markette kasada sıra beklerken kontrol etme imkanınız olmuyor.

Neyse.

Ama…

İyi ki Sözcü almışım.

Eve gelip sayfaları çevirdikçe kendimi birden zaman tüneline girmiş buldum.

Bundan 20-30-40 yıl önce biz ne kadar mutluymuşuz!..

Evlerimize nimet, her taraftan akıyormuş.

Komşu devletlerle hiçbir sorun yaşamıyor, ihracatımız ithalatımızın kat be kat üstünde olduğu için parayı nereye koyacağımızı bilmediğimiz günlermiş o günler.

Sanayimizle, teknolojimizle kimse yarışamazmış.

Şu anda sahip olduğumuz her şeyi Ecevit’e borçluymuşuz. Onun tavsiye ve projeleriyle bugünlere gelmişiz.

Herkesin işi gücü yerinde, beğenmediğimiz bir iş oldu mu hemen terk ederdik.

Çünkü patronlar, dört gözle kapılarını çalacak işçi bekler imiş.

Paramız dünyanın en değerli parasıymış o zamanlar.

Tabii Sözcü gazetesi, bunları böyle bir bir yazmıyor.

Sayfaları çevirdikçe…

Ve bilgi küpü, namuslu, dürüst yazarlarını okudukça ben böyle bir “çıkarım” yapıyorum yani. Benim yerimde kim olsa aynı çıkarımı yapar.

“KAHROLSUN TAYYİP!..”

Çölaşanları, Doğru’ları okuya okuya nihayet son sayfaya geldim.

Bu Tayyip geldikten sonra bize neler neler yapmış meğer.

Bu otoyollar, köprüler, havaalanları hep israf.

Tayyip bunları yaparken…

Zaten bizim vergilerimizle yapmıyor mu?

Derin bir nefes alıp, ne yapacağıma karar vermek için gözlerimi kapadım…

Düşünüyorum:

Öncelikle…

Bu otoyolları kullanmayacağım. İstediği kadar tıkalı olsun E5’ten başka bir yola girmek yok!..

Yeşilköy’ün suyu mu çıkmıştı? Ne gerek vardı bu kadar büyük havalimanına?

Ya şehir hastaneleri?

Bi defa bu kadar hastayı nereden bulacak?

Değil mi ya?

Çok ileri görüşlü Anamuhalefet liderimiz haksız mı?

Marmaray, Avrasya vs. de neymiş?

Büyük mütefekkir yazar Y. Özdil ne demişti? “Sakın Marmaray’a binmeyin! Dibi su alıyor. Ben binmeyeceğim..” dememiş miydi?. Dedi!

Bildiği bir şey vardır elbet..

O binmiyorsa ben de binmem. Marmaray yerine, Aksaray’dan geçerim.

Gözümü açtım Sözcü’nün son sayfasına gelmişim.

Şu tesadüfe bakın o sayfada da Özdil yazıyormuş.

Özdil’i de okuyunca artık dayanamadım.

Gayri ihtiyari “Kahrolsun Tayyip!” diye bir ses çıktı içimden.

Öyle ya;

Bu Tayyip” değil midir ki;

20-30 yıl önce biz böyle ferahfaz bir hayat sürerken her şeyi berbat eden.

Ülkemizi o hale getirdi ki, saman bile bulamayıp ithal etmeye başlamışız. Ne yap’caz şimdi?

HEMEN MUHALEFETE GEÇİYORUM!..

Tahmin ettiğiniz gibi hemen muhalefete geçtim.

Bundan sonra “Tayyip”in benden çekeceği var.

Tamam muhalif oldum!..

Ama…

Acaba nereden başlasam!..” diye düşünürken, yanıbaşımda duran Sözcü bana göz kırptı.

O gün Sözcü’nün hemen tüm yazarları içki güzellemesi yapmışlardı.

Tayyip’in asıl niyetinin şeriatı getirmek olduğunu, koronayı bahane edip içki satışını 17 gün yasakladığından bahsediyorlardı.

E, ben de muhalif olduğuma göre, içki satışının serbest bırakılması gerektiğinden bahsedip, Tayyip’e giydirmeliydim

Ama…

Bu mübarek Ramazan ayında, benim gibi mütedeyyin olmaya çalışan birine yakışır mı?

FETÖ - ABDÜRREZZAK KUYTUL…

Yakışmaz!

İçki meselesini geçtim. Başka mevzu mu yok!..

Ama…

Önce bir yere intisap etmem lazım. O yer, bana sütre görevi yapsın ki, rahat atış yapayım.

Bir ara FETÖ’yü düşündüm ama onu göze alamadım. Yargıyla mahkemelerle uğraşamam. 

Ancak onun değirmenine su taşıyacak, dıştan görünüşü dini bütün bir yapı ararken Abdürrezzak Kuytul’un bu işe uygun olduğunu gördüm.

Provokatörlük konusunda süper.

Sakal, ense-külah yerinde

Uçak düşürme konusunda olduğu gibi bazen çuvallasa da ağzı iyi laf yapıyor. Bu iyi…

Cemaat işi tamam olunca sıra geldi siyasi parti arayışına.

LGBT…

Sözcü bu sefer iki kere göz kırptı.

Hangi partiyi işret ettiğini anladım…

Ama…

Benim gibi atadan babadan CHP zulmü görmüş biri, şimdi CHP safına nasıl geçsin?

Hadi her şeyi göze alıp geçtik diyelim.

Ya hu bunların genel başkanı LGBT’yi savunuyor…

Belediye başkanları savunuyor…

Milletvekilleri LGBT eylemlerinin önde gideni…

Şöyle biraz daha makul bir parti olsa düşünmeden dalacam ama…

Bu şaşkınlık içindeyken…

Ve üstüme çok kötü bir ağırlık çökmüş iken...

EZAN-HATİM…

Ezanın okunmasıyla kendime geldim.

Eüzü Besmele” çekip abdest aldım.

Namazdan sonra hatim için Kur’an-ı Azimmüşşanı açtım.

O anda ağırlığın üstümden kalktığını…

İçimin ferahladığını gördüm.

Kur’an-ı Kerim’i öpüp başıma koyduğumda cehennem çukurunun kenarından döndüğümü hissettim.

.

Emin Batur, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI