Hakan Güngör’ün derslik hayat hikâyesi "Çorap atölyesindeki hayallerini sporla gerçeğe dönüştürüyor" başlığıyla Anadolu Ajansı’nın haberleri arasına düşüyor ve devam ediyor…
"Geçirdiği havale sonrasında 3 yaşında yürüme engelli olan Hakan Güngör, 20 yıllık spor yaşamına sığdırdığı başarılara olimpiyatları da eklemek istiyor. Güngör’ün spora başlangıcı da oldukça ilginç. Geçimini sağlamak için bir engelli derneğinin çorap atölyesinde çalışırken, golbol için atölyeye gelen antrenör tarafından tekerlekli sandalye basketboluna yönlendirildi. Çeşitli takımlarda basketbol oynadıktan sonra, 2013 yılında başladığı tenis branşını halen devam ettiriyor.
Yıldız adayı Hakan Güngör, Adana Tenis, Dağ ve Su Sporları Kulübünde antrenmanlarını sürdürüyor. Tekerlekli Sandalye tenisindeki başarı geçmişi kısa süreye dayansa da, Zagreb Açık’ta çiftlerde şampiyon, Sirius Açık’ta yarı final oynaması, dünya sıralamasında 92, çiftlerde ise 80. sırada olması başarısının tesadüfi, kendisine hedef koyduğu 2020 Olimpiyatlarının hayal olmadığının göstergesi.
Bu hayalini gerçekleştirme konusunda Romanya’daki puanlı turnuvaya katılması ve olimpiyatlar için dünya sıralamasında 64’e yükselmesi gerekiyor. Bunun için ise sponsor desteğine ihtiyacı olduğunu belirtiyor. Bir de onun bir isteği, hayatının bir parçası olan ve kendisine planlı yaşamayı sağlayan sporu devam ettirmek. Açık liseyi bitirdikten sonra üniversitenin beden eğitimi bölümünde okumak…"
HEDEFİ ÜLKESİNİ BAŞARIYLA TEMSİL ETMEK...
Almamız gereken dersler, sadece kitap sayfalarıyla sınırlı kalmaz. Daha fazlası için kafamızı yerden kaldırıp çevremize bakmamız yeterli sanırım.
Tıpkı Hakan Güngör’ün hikâyesi gibi. Alınteriyle ekmeğini kazandığı atölyeden, hayatına bir başka boyut kazandıran spor faaliyetleri, dikkat çeken ayrıntıların ortaya çıkmasına neden oluyor.
Basketbol alt yapısıyla kazanılan sportif becerisi neticesinde, kendisini kort tenisinde bulmuş.
Şimdi ise hedefi ülkesini uluslararası düzeyde başarıyla temsil etmek.
Bununla da yetinmeyip, kendi alanında üniversite okumak istiyor.
Bugün yazımıza konu olan Hakan Güngör kardeşimizin derslik hayat hikâyelerine şahit oldukça, insan düşünmeden edemiyor; "Kişi isteyip ve çalıştıktan sonra, önünde hiçbir engel duramaz…"
YÖK VE MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ
Görme, işitme, zihinsel ve bedensel engeli bulunan her vatandaşımızın sağlık için egzersizi tercih etmesi, günümüz vazgeçilmezlerinden.
Bununla birlikte okul eğitimini sürdürebilme zorunluluğu var.
Üniversiteye kadar devam edecek eğitim boyunca eğitmen ve dersliklerin fiziki yapısı öğrencilerin engel durumuna uygun olması gerekiyor.
İşte bu bağlamda geçtiğimiz hafta “Engelsiz spor, YÖK ve spor bilimi” ile ilgili yazımızda ‘Engelli Üniversite Çalıştayı’nda ödül alan üniversiteleri sorgulamıştık.
Çok değil, yazının yayımlanmasının bir gün sonrası, ‘Engelsiz Üniversite Bayrakları ve Engelsiz Program Nişanları’ alan üniversiteler konusunda YÖK tarafından bilgilendirildik.
Duyarlılıklarından dolayı kendilerine teşekkür ediyoruz. Bir başka teşekkür, gerçekleştirilen çalıştaya duyarsız kalmayan üniversitelere…
Bunun yanında, engelli vatandaşlarımızın spor eğitimi konusunda uzman eğitmen ve akademisyen yetiştirilmesi büyük önem taşımakta.
Benzer konuda önemli çalışmalara imza atan Muş Alparslan Üniversitesi Rektörlüğünün, Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu bünyesinde "Engellilerde Beden Eğitimi ve Spor Bölümü" açılması konusunu zaman zaman bu köşemize taşımıştık.
Sağ olsunlar onlar da bu yaklaşımımızı/yazılarımızı sosyal medya hesaplarından paylaşıyorlar.
Bu konuyu bugün gündeme alma gereğimiz, hiçbir şeyi tek başımıza başarma imkânına sahip olmayacağımızın önemi.
Eğer düşünce ve uygulamada bir olursak, aşılmayacak ‘engel’ yoktur, evelallah…
.
Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com