BİR AVUÇ FAŞİST…
… Yüzünden
Kerim milletimiz töhmet altında kalıyor.
Aramızda gördüğü her Arap’ı Suriyeli sanıp laf atan, taciz eden bir kitle var. Aslında bunlar bir avuç şizofren.
Ama…
CHP’nin söylem ve hareketlerinden cesaret alarak 5. Kol faaliyetini farkında olmadan gönüllü olarak yürütüyorlar.
5. KOL FAALİYETİ!..
En son…
Bir alış-veriş merkezinde Kuveytli bir hanımefendiye “Suriyeli” diye sataşma olunca…
Kadıncağız dayanamayıp feryadı bastı.
“Kardeşim bizi buraya istemiyorsanız söyleyin Erdoğan’a bizi ülkenize almasın!”
Bu sözleri duyunca “Eyvah!” dedim.
İçimden;
“Avrupalıların kaç yıldır uğraşıp durdukları 5. Kol faaliyeti galiba neticelerini vermeye başladı” diye geçirdim.
Çünkü;
Uzun bir süredir Avrupa başkentlerine gitmeyip, ülkemizi tercih eden varlıklı bir Arap kitlesi var.
Bunlar;
Alış-veriş merkezlerini ihya etmişler.
Sadece alış-veriş merkezlerini mi?
Hayır!
Restoranlardan, saç ekme, diş çekme vs. gibi sağlık merkezlerine…
Turistik tesislerden, emlak ve tekstil piyasasına kadar…
Hatta camilerimiz bile bu gelen misafirlerle dolmaya, camilerimiz şenlenmeye başladı.
Böyle olunca;
Avrupalıların hiç işine gelir mi?
Hazırda da her dolmayı yutacak bir kitle de bulmuşlar!..
Küçük bir parti de (Zafer Partisi) buna çanak tutunca, Arapları ülkemizden soğutacak planlarını uygulamaya koydular.
Neticede;
O Kuveytli kadın gibi kim bilir kaç kişiyi isyan ettirmişlerdir!..
Arapların sosyal medya trolleri de kim bilir bu vakaları ne biçim dolaşıma sokmuşlardır.
Bu suretle;
Onlar da bilerek veya bilmeyerek Avrupalıların a’maline (emellerine) hizmet ediyorlar.
CAMİ TUVALETİ VE ÇEVRESİNİ TEMİZLEYEN MISIRLI!..
Tatil için geldiğim beldede kaldığımız pansiyonun yakınında bulunan camiye, vakit namazlarında her gittiğimde imam veya müezzinin elinde hortumla çevreyi sulayıp temizlediğini görüyorum.
Bir ara imamın, tuvaleti de temizlediğini görünce, belediyenin (Kemer-Antalya) WC temizliğinde yardımcı olup olmadığını sordum.
“Yok!” dedi.
Bir ara Mısırlı bir gariban varmış!.. Tuvalet ve çevre temizliğini o yapıyormuş.
“Biz de onu koruyup kollamaya çalışırdık” dedi.
Ama…
Suriyeli diye şikâyet etmişler. Adam ortadan kayboldu.
RUS-UKRAYNALI, ALMAN, İNGİLİZ VS.'YE LAF YOK!..
Be vicdansızlar!
Ne istediniz adamdan?
Kaldığımız yer, küçük bir belde olmasına rağmen ortalık Rus ve Ukraynalı kaynıyor.
Tabelalar Türkçeden çok Rusça…
Antalya’nın birçok yerinde de İngiliz ve Almanların kaynadığı malumdur.
Bu İngiliz ve Almanların birçoğu artık buraya yerleşmiş durumda.
Rus ve Ukraynalılardan da bir yolunu bulup, yerleşen çok kişi var…
Onlara ses çıkarmayanların, Cami çevresi ve tuvaletini temizleyen bir garibana güçleri yetiyor.
Bu arada;
Şikâyet edip gönderdin tamam!.. Belediye senin desteklediğin partide. Hadi birini görevlendirip, göndersin de tuvaletleri temizlesin!
O da yok!..
Onlara göre Belediyenin başka bir işi yok da caminin tuvaletini mi temizleyecek!..
- Birini bulun o zaman… Temizlik yapsın!
- Deli misin? Otelci, seracı ve esnaf bu mevsimde eleman bulamıyor!.. Biz cami tuvaletini temizleyecek adamı nereden bulacağız?
- Peki, adamı ne diye şikâyet edip gönderdiniz?
- Suriyeli sandık!
Lafa bak!
Sanki Suriyeli olunca her şeye müstahak…
SURİYELİLER VERGİ ÖDEMİYOR!..
Sabahları denize inip, yüzerken genellikle benim gibi emekliler de erken geldikleri için yüzerken, oradan-buradan laflıyoruz.
Çoğunun zihniyetini bildiğim için siyasi mevzulara girmeden sohbet etmeye çalışıyorum ama ne mümkün!
Laf illa ki, dönüp dolaşıp ya “Tayyip”e geliyor ya da Suriyelilere…
Aşırı gitmedikleri sürece dinliyorum... Hatta makul olan şeylerde onlara hak da veriyorum.
Vay sen misin hak veren…
Birden başınıza alleme-i cihan kesilip, ders vermeye kalkıyorlar.
Konuştukları şeyler de ipe-sapa gelmez şeyler.
Neymiş?
Suriyeliler burada dükkân açıyor ve bir kuruş vergi vermiyorlarmış!..
Hâlbuki;
Dediğim gibi, bu beldede tek bir Suriyeliye rastlamadım. Camide, Türk Cumhuriyetlerinden gelenler var.
Pakistanlı, Afrika’nın değişik ülkelerinden gelen siyahi kardeşlerimiz vs. Müslümanlara rastlıyorum ama Suriyeli yok! (hatta bir keresinde imam yoktu, Senegalli bir kardeşimiz bize imam oldu)
Camide de olmadıklarına göre demek ki burada hiç yoklar ama bu beyefendi, onların “dükkân açıp vergi vermediklerini” söylüyor.
O zaman dayanamadım.
“Ya hu!” dedim; “Siz bu ülkeyi kabile devleti falan mı sanıyorsunuz? Yoksa çadır devleti miyiz ki, birisi işletme açacak ve vergi vermeyecek!”
Kem-küm edip uzaklaştı.
FARKINDA DEĞİLLER AMA ASLINDA BUNLAR KLİNİK VAKA!..
Şunu anladım ki;
Bir insan, ırkı ile övünüyorsa onunla tartışmanın bir manası yok.
Kolundan tutup, direkt psikoloğa götürmek lazım.
Çünkü neticede hepimiz Adem’in (as) çocuklarıyız ve Hz. Adem de topraktan yaratılmış.
Ama…
Bunları bilmek için en azından camiye gidip, bir iki kelam bir şey dinlemek lazım.
Ancak;
Cenazeleri olmadan camiye ayak basmadıkları için bilgileri de ancak bu kadar oluyor.
Allah, cemi cümlemizi, hasseten ülkemizi bunlardan muhafaza buyursun.
Âmin!
.
Emin Batur, dikGAZETE.com