Bilinç, tanımlanması güç kavramlardan bir tanesidir.
İnsanın, kendi varlığının, çevresinin ve çevresinde olup biten her şeyi algılama kavrama yetisidir.
Kişiye özgü olduğundan deneyimleyebileceğimiz süreçler bütünü olarak tanımlayabiliriz.
Tıpta, beynin ve merkezi sinir sistemi içinde bulunan diğer bölümlerin bir işlevi olarak anlatılır. Çeşitli uyaranların duyu organları tarafından algılanarak sinir sistemi ile ‘ben’i iletilmesi, elde edilen bilginin beyinde işlendikten sonra tepki verilmesi, bilinç olarak kabul edilir.
"Posterior korteks"; Her şey burada gerçekleşir. Görme, duyma, tat alma, işitme, acı, sevgi, korku diğer deneyimlerimizin kökeninin bu bölgede gerçekleştiği söylenir.
Beyin, her farkındalık için ayrı sinirsel bağ kurar.
Nöronlar aynı anda sadece tek bir iş için veri akışı sağlamaktadır; beynin termodinamiği (enerji verimliliği) açısından çok önemlidir.
Bu sebeple insan, aynı anda iki şeye odaklanamaz beden ile zihin arasındaki koordinasyonu sağlayan bilinçtir.
Psikoloji ve psikiyatride ise, birey ile çevresi arasındaki iletişim olarak kabul edilir; fiziksel uyaranların yanı sıra ruh halinin de bilinci, algıyı ve verilen tepkiyi değiştirdiği düşünülür.
Metafizikte bilinç, insandan bağımsız bir güçtür.
Felsefede bilinç kavramı, savunulan felsefi sistemler ve bağlı olarak farklılıklar gösterse de felsefede bilincin eş anlamlısı olarak ruh, fikir, ideal, ilahi akıl, dünya iradesi, kozmik ruh, öznel gerçeklik kavramları kullanılmaktadır.
Thomas Hobbes'e göre bilinç, sadece bir hafızadan ibarettir.
Searle'ye göre bilinç, bir açma-kapama düğmesidir. Doğaüstü ve metafiziksel nitelik taşımaktadır
Fizikçi Tegmark'a göre insan bilinci çok boyutlu metafiziksel bir yapı ve maddenin fiziksel hallerinden bir tanesidir.
Bilinç; farkındalığın, duygunun, algının ve bilginin merkezidir. Çoğu kez "farkında olma" ve "farkındalık”la aynı anlamda kullanılır.
Felsefede bilinç, doğaüstü bir şey olarak görünür ve düşünülür. ‘Sen’in kendi içeriklerinin farkında olduğu ile bakış yoluyla bilinen durumları algıları ve anıları içeren bölümüdür.
Bilincin işlevi, çevreye daha etkin uyum sağlayarak var olmamıza destek sağlamaktir.
Kişisel öncelik ve ihtiyaçlarımıza göre deneyimlerimizden zihnimize aktarılanları seçme ve tercihler doğrultusunda planlama, hayal kurma, sonuçlar tasarlama gibi yönlendirici işlevleri bulunur.
Bilinç, kişinin kendisidir. Kendisini anlaması ve bilmesidir. Üretme ve yansıtma yeteneğidir.
Maddi dünyanın bakış açısından, "Ben"in dünyadaki yansımasının bir ölçüsüdür. Kendimizi dışarıdan bir gözle görmemizdir.
Bilinçli olmak, "neyi, neden" yaptığımızı bilmek, "neye, kime, ne için” hizmet ettiğimizi düşünmemizdir.
Her insanın ruhunda akıl, kendini tefekkür eder ve aynı zamanda davranışı düzenler.
Bilinç olmadan icat ve sanatsal yaratım olmaz.
“Bilinç nedir” sorusunun tam cevabı yoktur.
Bilinç, bizim hayatta kalmamızı sağlar ve hayatımıza anlam katar.
Bilinç, kişinin iç dünyası ile dış dünya arasındaki dengeyi kurup, kendini tanıma ve tamamlamaya çalışmasıdır.
Bilinçli seçimlerle, keyifle ve mucizelerle kendimizi tamamlamaya.
.
Zübeyde Kızılyer Aslan, dikGAZETE.com