İstanbul’da, Beylikdüzü – Gürpınar Mahallesi, son bir iki senedir mantar gibi bir anda yükselen binalarla perişan durumda…
Yeşillikler hızla katledilmektedir…
Daha önce, imar verilmeyen yerlere bile imar verilerek içice binalar yapılmaktadır
Son kalan yeşillikler de katledilmiştir…
Yapılan çağrılar ve uyarılara rağmen rant denilen materyalist paradigma uygulamaları ısrarla sürdürülmektedir.
Kimi kime şikayet edeceksiniz ki!..
Bu yanlış işi yapan zaten belediyeler…
Bundan beş sene önce, üç kattan çok bu bölgeye imar verilmiyordu… Şimdi yapılan binalar tam yedi kat…
Bu imar çılgınlığı “Kayan Bölgeler” denilen Gürpınar Cengiztopel Caddesi’nde bile hızla sürmektedir…
Gürpınar’da arazisi olanlar bu işten memnun, bu yüzden yeşilliklerin yok edilmesini şikayet edecek insan da yoktur…
Bizim apartmanın önüne eskiden imar verilmezken ne olduysa birden imar alıp, yedi katlı bir bina diktiler…
Kısacası bizim gördüğümüz denizi de kapatmış oldular…
2015 yılında apartmanımız Beylikdüzü Kaymakamlığı’na bir şikayette bulundu.
Kaymakamlık, dilekçeyi Belediye’ye gönderiyor ancak bir buçuk senedir… Dilekçeyi bizzat veren kişiye bir cevap gelmiyor…
Bina yapıldığında imara göre, her taraftan en az 4 metre bırakılması gerekiyor…
Bu bile imarın ne hale geldiğini göstermektedir…
Yani, ne hava koridoru düşünülüyor ne de yeşil kalacak alan bırakılıyor, arazinin bütünü betonlaştırılıyor…
02 Şubat 2016’da tekrar 238087 kayıt evrakıyla önümüze yapılan apartmanın kenarının 4 metreden daha az olduğunu ve deniz görüntüsünü köşe balkonlarımızdan bile kapattığını Beylikdüzü Belediyesi’ne bildirdik…
Beş aydır Beylikdüzü Belediyesi’nden bir haber alamadık…
Hâttâ bunun için bir ay önce belediyeye gidip, neden cevap vermediklerini sorduk, bakılacağını söylediler.
Daha sonra gelip, dalga geçer gibi bizim apartmanın etrafını ölçüp, gitmişler… Telefonda kendilerine bu saçmalığı sorduğumuzda ise işi geçiştirme yoluna gitmişlerdir…
Bizim şikâyetimiz bizim apartmanımız için değil, önümüzde 4 metre kuralına dahi dikkat etmeyen yeni apartman içindi…
Tekrar Belediye’ye gidip, sinirlerimizi bozmak yerine, bu duyarsız Beylikdüzü Belediyesi’ni gazeteye yazmayı uygun buldum…
Çünkü bizlerin dilekçelerini hiçe sayan ve bizimle adeta dalga geçer gibi şikayet edilen apartman yerine bizim apartmanı ölçen, mantıktan yoksun bir belediyeye anlatılacak ne olabilir ki!..
Bu Belediye’nin dilekçelere de şimdiye kadar kendiliğinden bir cevap vermediği de bir gerçek…
Kısacası bu Belediye, bizlerin taleplerine kulağını kapatmış vaziyettedir…
Bu yüzden bu Belediye ile muhatap olmamızın bir anlamı kalmamıştır…
Birilerinin bu çevreye duyarsız imarları durdurması gerekir diye düşünüyoruz.