Sık hastalanan çocuklar…
Ayda bir hastane koridorunda nöbetler…
Orta kulak enfeksiyonu, bademcik iltihabı, idrar yolu enfeksiyonu, bronşit-zatürre vs…
Ateş yükselmiş, huzursuzluk had safhada, stres üst düzeyde. Doktor görmekten bıkmış çocuklar…
Her ay tahlil, sürekli iğne, acımtırak ilaçlar...
Gelecek ay tekrar aynı seremoni…
Bağışıklık sistemi, beden ülkesinin askeriyesi ve polisiyesidir.
Fırsatçı mikroplara karşı savunmayı, sınırlarda yaparlar.
Beden sınırları cilt, bademcikler, bağırsaklar, üreme organlarıdır.
Sınırda bir çatışma çıktığında, hemen olağanüstü hal ilan eder, ana komuta.
Yeni bir emre kadar sindirim durdurulmuş, mide ve bağırsaklar kusma/ishal ile boşaltılmaya başlanmıştır.
Ateş yükseltilmiş, zararlı ajanlar için alarm çalmaya başlamıştır.
Birkaç günlük temizlik süreci aslında “şifa”nın kendisidir.
Sınır güvenliği, bağırsak florasının kalitesizliği demektir.
Gereksiz ve sık kullanılan antibiyotikler, anne sütü kalitesizliği ve aşı gibi müdahaleler nedeni ile zayıflamışsa; ve bu tarz bir olağanüstü hal kötü yönetilmişse…
Nasıl mı?
Ateş, kimyasallarla taban değerlere indirilmeye çalışılmış, iştah yokken zorla yedirilmeye çalışılmış, antibiyotikle müdahale başlamış…
“Antibiyotikle müdahale!..” demişken…
Antibiyotikleri bu durumda “Amerikan askerleri”ne benzetiyoruz. Hani memleketlere “düşman var” diye girip, milyonlarca masumu katleden Amerika…
“Mikrop var” deyip, milyonlarca iyi bakteriyi soykırıma uğratan antibiyotikler gibi…
Sonuç:
Enfeksiyon baskılanmış, ancak bağışıklık sistemi zarar gördüğü için birkaç ay içinde en ufak zararlı mikroba dayanıksız bağışıklık sistemi…
Doktor amca der ki:
“Merak etmeyin, altı yaşlarına kadar böyle sık hastalanır, sonra geçer gider!..”
Doğrusu:
“6 yaşına kadar bağışıklık sistemi mücadele eder, sonrasında artık mücadeleyi bırakır.”
Artık bağışıklık sistemi teslim olmuş, vücuda yabancılaşmış ve kendi organları ile savaşır hale gelmiştir.
Sonra gelsin alerjiler, gelsin romatizmalar…
Vücudun olağanüstü hal ilan edip mikropla, toksinle savaşacak hali, beslenmeyi de durduracak gücü kalmamış.
Yedikçe de artan bir kronik hastalık serüveni başlamıştır.
Bedeninizin bağımsızlığına saygı gösterin, sağlıklı kalın.
.
Dr. Bekir Tok, dikGAZETE.com