MOSKOVA
Geçtiğimiz günlerde İsrail istihbarat kurumu Nativ’in eski başkanı Yakov Kedmi, Rus ulusal TV Tsentr kanalının "Pravo Znat" (Bilme Hakkı) siyasi programının konuğuydu.
İsrailli uzman, bir soru üzerine, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in özelliklerini şöyle sıraladı:
"Putin ani, beklenilmeyen bir adımlar atar. Putin bu adımını atmaya hazırlanırken bu hazırlığıyla ilgili bir işaret, alamet de vermez. Örneğin daha önce Kırım ve Suriye ile ilgili verdiği kararları gibi."
Kedmi'nin bu değerlendirmelerini dinlerken, tam da bugünlerde ABD'den Rusya'ya yönelik yine tehditler gelmeye başladı.
Konu tabii ki Ukrayna.
Örneğin ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, "Moskova'nın Ukrayna'ya yönelik yeni bir saldırganlığının ciddi sonuçları olacağı" uyarısında bulunuyor.
Blinken, "Ukrayna'ya karşı daha fazla saldırgan davranması durumunda Rusya'ya ağır bedeller ödetmeye hazırız" diyerek Moskova'yı tehdit ediyor.
Benzer tehditler diğer ABD'li yetkililer tarafından da yapılmakta.
Yalnız farkında mısınız; ABD tehditler savururken, Rusya beklenilmeyen adımlar atıyor.
Bunu 2008 yılında 5 günlük Gürcü - Güney Osetya savaşında da gördük.
ABD, Rusya'yı tehdit ederken Moskova, ordusunu doğrudan savaşa gönderdi.
Rus ordusu başkent Tiflis'in kapısına kadar geldi.
Veya 2014 yılında Rusya'nın Kırım'a özel operasyonu… Ha, bu arada, bu gelişmelerin daha öncesinde yaşanan ilginç olaya da (daha önce de belirtmiştim) göz atalım.
12 Şubat 2008'de dönemin Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yuşçenko’nun Moskova’ya yaptığı resmi ziyaret sırasında, Kremlin Sarayı’ndaki ortak basın toplantısında bir muhabirin; “Ukrayna, gelecekte NATO üyesi olursa, Ukrayna ile ilişkiler yeniden gözden geçirilecek mi? Ve bu Kremlin’in resmi tutumu sayılır mı?” sorusunu Putin, şöyle yanıtlamıştı:
“Tasavvur ediniz ki bizim Rus-Ukrayna askeri deniz şan-şöhret kenti Sivastopol ve burada NATO üssü var. Bu, Ukrayna ve Rusya’da nasıl bir duygusallıkla algılanır? Bunu düşünebiliyor musunuz?”
Batı, Putin'in yukarıdaki ince uyarısını dikkate almazken, Moskova'ya yönelik tehditlerine devam ederken…
Putin ani bir kararla Kırım operasyonunu gerçekleştirdi.
Yani Batı tehdit ederken, Putin ani bir operasyon gerçekleştiriyor.
Yani Putin, aynı şekilde Batı'ya yönelik tehdit açıklaması yapmak yerine satranç masasındaki gibi eylemle karşılık veriyor.
Putin sadece Batı'ya şunları söylüyor (Putin'in yıllarca yaptığı açıklamalarının genel özeti):
“Sovyetler dağılırken sizinle anlaştık ki Batı, eski Sovyet coğrafyasına yönelik genişlemeyecek. Fakat olmadı. NATO, Baltık ülkelerini üye yaptı.
Gürcistan ve Ukrayna'ya göz dikti. Belarus'da bir şeyler karıştırdı.
Rusya'nın arka bahçesine göz dikiyor.
Karadeniz'de NATO askeri ağırlığını artırıyor. Hani nerde o eski vaatleriniz?”
Bu arada, NATO'nun Karadeniz'deki bu son adımlarına Rusya devlet medya holdingi "Rossiya Segodnya" Genel Müdürü, ünlü gazeteci Dmitri Kiselyov şöyle bir tepki de vermişti:
"Ya Rusya, Amerika'nın arka bahçesindeki denizlerde, bölgelerde askeri varlığını artırmak için operasyonlar yapsa… Bakalım o zaman ABD nasıl bir tepki verir."
.
Fuad Safarov, dikGAZETE.com