Sürekli maske takıp, dezenfektan kullananlar;
El tırnaklarınıza bir bakın!..
Morardığını göreceksiniz.
Kan dolaşımı zayıf, kanda yeterli oksijen yok.
Az daha kanınızı oksijensiz bırakın; korona neymiş, başınıza geleceklerin yanında!
Bütün dünya, maske konusunda ayaklanırken, siz deve kuşu gibi toprağa gömün kafanızı.
Eve gelince bir güzel kan üretimini durduran çamaşır suyuna bulanın!..
Toplu ayin, toplu intihar nasıl olur hep birlikte izleyelim.
Sonrası mı?
Bence mankurtlaştırmanın en zahmetsiz hali..
Ani kalp krizleri..
Bekleyin, görün daha neler olacak.
DSÖ, canlı polio aşılarının sebep olduğu çocuk felçlerini yıllar yıllar sonra kabul etti (!)
Türk Kalp Vakfı, margarin ‘becel’i önerirken, kalp damarlarını tıkadığını binlerce insanın şikayeti sonucu sonra fark etti..(!)
Bu maske mevzusunun insan sağlığına zararlı oluşu hakkında 45 bilimsel çalışma varken; hala kabul edilmiyor oluşu size neyi anlatıyor?
Algı yok, anlama kapasitesi yok!..
Her alanda böyleyiz ya, bir tek sağlık değil ki!
Hadis inkarcılarına, mezhep inkarcılarına, deistlere anlatın hak olanı?
Ellerinizde binlerce delil olmasına rağmen size hala saldırırlar..
Sizde sorun yok, arızalı beyin, duru düşünemez ki!
Şeytan resmen sahada diyoruz!
Bizim yediğimiz, içtiğimiz doğru olsa; fıtrat zaten her zaman hakka yönelmeye meyillidir.
Ama bunu bildiklerinden, adamlar hiç açık kapı bırakmamışlar!
Kimse hayatını düzeltmenin peşinde değil, aksine bize saldırmanın peşinde..
- Ekmeklerde sistein, tio2 var, nimet olmaktan çıkmış diyoruz.
- Abartı!
- Şampuanlarda östrojen hormonunu taklit eden kimyasallar var diyoruz.
- Komplo!
- Aşılarla otizm istatistikleri orantılı yükseliyor, içlerinde domuzdan maymuna, insan DNA’sına her türlü necis var diyoruz.
- Devletim bilir!
Allah aşkına! Kendini düzeltmek için uğraşan mı var?
Aksine her yorumda, kuytu köşede arkamızdan hakaretvari konuşurlar.
Nefislerinin hezeyanı altında eziliyorlar çünkü!
Bozuk fıtratlarını düzeltmek gibi bir gayretleri yok..
Uzun uzun okuyan da;
- Çözümm!..
Sen sorunu kabul ettin de çözüm mü kaldı?
Allah akıl vermiş, ayetlerinde;
“Akletmez misiniz?” diye vurgulamıyor mu?
Sen araştıracaksın, sorunu sen çözeceksin, sen üreteceksin, sen okuyacaksın!
Kimse senin evini, eşini, çocuklarını, düzenini bilemez ki..
Nabza göre şerbetini sen ayarlayacaksın.
Geçen biri dertleniyor;
- Gencecikti daha koronadan gitti yaşı 25’ti.. Bu iş çok ciddi, maskeleri takın!
“Hmm!..” dedim;
- Nasıl yaşardı?
- Günde 2.5 litre kola içerdi...
***
Karantinada kadın, 7 aylık hamile.. Aşermiş.. Polisler evine aşerdiği şeyi getiriyor.
Ana haber bülteninde çıkıyor bu.
“3. Çocuğum, hepsinde her gün kola içtim, kolasız yapamam..” diyor.
Maskeli ama!..
Düşünün, lütfen düşünün!
Bağışıklığını düşüren, kanındaki oksijeni tüketen etkenlere hiç bir virüse karşı koyamazsın..
Avrupa’da insanlar maskeye karşı ayaklanırken, biz burda birbirimizi dövüyoruz.
Yapmayın, Allah aşkına!..
Fıtratında olana, hücrelerinin zikrini bozmayana, Allah'ın yardımı çok yakındır.
Ama “hem Kabe'de el açarım; hem kolayla oruç bozarım” dersen; benim sana bir kelamım yoktur.
.
Yağmur (Mirzayeva) İbiç, dikGAZETE.com
***
Bunu ben yazsam linç edersiniz!..
Bu kelâmlar, PROFESÖR DOKTOR GÜLÜMSER HOCA’YA AİT!
:
“Salgının tüm sorumluluğu halka yüklendi.
Masken yana kaymış, ekmek almaya çıkmışsın, utanmadan markete girmişsin, minübüse binmeye utanmıyor musun, sen kim test kim, hem 65 yaş üstüsün hem fodulsun, oynama, ağzını yaya yaya gülme, evinde zıkkımlan, maskene dokunma, müzik dinleme, evlenme, şarkı söyleme, seyahat etme...
Dersin, salgın değil; gestaponun esir kampı.
Utanmasalar ölenlerden hesap soracaklar.
Yav ne oluyor?
Dünya'nın sahibi siz misiniz?
İnsanları yaşadığı için utanır hale getirdiler.
Yaşamanın da bir şerefi vardır.
Bizim için zoraki endişeleniyor görünmeyin. Kimse sizlere inanmıyor…”
***
“Arkadaşlar AŞI konusunda durmadan soruyorlar.
Yaptırın - yaptırmayın da demiyorum.
Kişiye özel cevabım yok. Dersiniz ki sen yaptırdın mı?
Valla ben yaptırmadım!
Bu işler tek satır cevapla olmuyor.
Bakın Canan Hoca "gebelikte şeker yüklemeyin" dedi diye TTB bile görevden belli süre men verdi!..
Silah ve enerji sektöründen sonra Dünya'nın 3. büyük ekonomisi ilaç ve aşı!
Valla gücüm yetmez onlara.
Birisi gider yaptırma dedi bana şöyle oldu der; ayıkla pirincin taşını.
AŞI DA İMAN DA GİZLİDİR DİYEYİM BARİ”
-Prof. Dr. Gülümser Heper-