?>

Avrupa, Rusya’nın nükleer gücünü doğru okumalı!

Fuad Safarov

2 ay önce

- Osman Kozan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'’in Kırım Daimi Temsilcisi Georgiy Muradov ile birlikte 

Avrupa, Rusya’nın nükleer gücünü doğru okumalı!

MOSKOVA

Türk siyaset adamı Osman Kozan ile Rusya-Ukrayna ihtilafı bağlamında Moskova-Barı hattında yaşanan gerginlikler üzerine bir söyleşi yaptık. Kozan, konuyla ilgili düşüncelerini ve uyarılarını şöyle aktardı:

Rusya, Ukrayna’nın NATO’ya katılma isteğini, NATO’nun doğuya doğru genişlemesini kendi güvenliği için bir risk ve tehdit olarak görerek; 2014 yılında Kırım’ı ilhak etmesi ve Donetsk ile Luhansk bölgelerindeki hareketlere destek vermesi ile askeri güvenlik önlemlerine başvurmuştur.

- NATO'nun Ukrayna üzerinden Rusya'yı kuşatması, Ukrayna'yı silahlandırmasının, dünya siyasetini yeniden belirleyeceği görünüyor. NATO’nun Ukrayna’ya sağladığı destek, Rusya’nın askeri stratejilerini ve güvenlik politikalarını yeniden yapılandırmasına neden oldu. Askeri harcamaların artmasıyla, karşılıklı bir silahlanma yarışının da başladığını söyleyebiliriz. Bu silahlanmanın hızlı bir biçimde önce Avrupa’ya sonra dünyaya yayılma tehlikesi var.

- NATO’nun ısrarla doğuya doğru genişleme çabası ve Ukrayna üzerinden bunu yapmaya çalışması, Rusya’yı askeri anlamda uzun süreli bir savaşla yıpratılma stratejisi, Rusya ile Batı arasındaki gerilimi her geçen gün daha çok arttıracağa benziyor. Bu durum, kaçınılmaz olarak yeni ittifakların oluşmasına yol açacaktır.

NATO’nun Ukrayna’ya desteği, küresel enerji piyasalarını ve ticaret yollarını etkilemeye devam etmektedir. Avrupa’nın enerji konusunda Rusya’ya bağımlılığı, artan çatışma süreçlerinde yeni yollara başvurması, Rusya’yı ekonomik ambargo ile sıkıştırma çabaları, istenilen sonucu vermediği için Batı, yeni arayışlara girebilir.

NATO’nun uzun menzilli silahlarla Ukrayna’ya destek vermesi ve bu silahların Rusya’ya karşı kullanılması durumunda Putin’in karşılık vermedeki kararlılığı, bütün Avrupa’yı etkileyecek yeni bir 3. Dünya Savaşının başlangıcı olabilir. Rusya, askeri operasyonlarını artırabilir ve sınır bölgelerinde askeri varlığını güçlendirebilir.

- ABD güdümünde hareket eden Avrupa’nın, Rusya’yı zamana yayarak zayıflatma stratejisi barışın önünde ayrı bir engel olarak duruyor. NATO’nun barışçıl çözüm yerine Ukrayna’ya kayıtsız şartsız destek vermesi ve savaşa sürüklemesi, Rusya üzerine uzun vadeli planlanan süreç olduğu söylenebilir.

NATO’nun Ukrayna’ya desteği, birçok ülkenin dış politikalarını yeniden gözden geçirmesine neden olmuştur. Bir NATO üyesi olan Türkiye’nin de bir denge politikası izlemesinin yanında, Rusya ile olan ticari yakınlaşması, Türkiye’nin BRICS üyelik talebi, Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesindeki dış politikası en çok etkilenen ülke olarak görünüyor.

- NATO içerisinde yalnızlaştırılmaya en yakın olan Türkiye, komşularıyla yeni dış politikasında bölgesel güvenlik ve askeri denge, ekonomik ilişkiler açısında yeni bir yol çizme çabasındadır. Türkiye’nin dış politikasındaki değişiklikler sadece bölgesel anlamda değil, dünya siyasetinde de uzun vadeli değişikliklere yol açabilir.

Oysa Türkiye, barış için Avrupa ülkeleri, Rusya ve Ukrayna arasında doğrudan müzakereleri teşvik edebilir ve arabuluculuk yapabilir. Avrupa, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak, çatışmanın çözümüne yönelik küresel bir yaklaşım geliştirebilir.

Avrupa, Rusya’nın Nükleer gücünü doğru okuyarak, barışa yönelik adımları diplomatik yollarla arttırmalıdır. Avrupa’nın ABD’den bağımsız hareket edemeyişi Avrupa kıtasına geri dönüşü olmayan ağır bedeller ödettirebilir. Avrupa’ya yayılan bir savaşın kazananı olmayacağı gibi kaybedeni insanlık olacaktır.

.

Fuad Safarov, dikGAZETE.com

.

YAZARIN DİĞER YAZILARI