Hz. Adem ile başlayalım.
Tahrif edilmiş Tevrat’ta söylenenlerin aksine, cennetten kovulmaya sebep olan, Havva'nın şeytan tarafından kandırılıp sonra da eşini kandırması değildir. Suçları da ortak ve eşittir, yaşamları gibi...
Hz. Nuh; ateist eşi, oğlu da ateist. “Çocuğu da kendine benzettin” deyip kızmıyor eşine. Sabırla sürdürüyor evliliğini, Peygamberliği gibi...
Hz. Yusuf; üvey kardeşlerinin kıskançlıkla kuyuya attığı, kendisini babası gibi büyüten Vezir’in namusunu korumak için zindana atılan güzel insan... Kıssayı okurken fark ettim, evli bir kadın olan Züleyha, evlatlığına aşık oluyor. Fakat ne eşi ne de Yusuf, onu kınayan tek kelime etmiyor. İki erkek Züleyha'yı korurcasına hareket ediyor.
Hz. İbrahim; evli, çocukları çok seven biri fakat baba olamıyor. Sare, eşi için çok üzülüyor ve eşinin Hacer ile evlenmesine müsade ediyor. Oğlu İsmail doğunca da yine eşini çok sevdiği için çok kıskanıyor ve “al bunları götür, gözüm görmesin” diyor. “Kalbim mutmain olsun, öldükten sonra nasıl dirileceğim?” diye Allah'tan delil isteyen Hz. İbrahim, itiraz etmiyor, tartışmıyor, anlıyor eşini.
Hz. Süleyman; Sebe Melikesi Belkıs'tan haber alınca ona elçiler göndermiş, beraberinde çeşit çeşit hediyelerle. Belkıs'ı sarayına davet ettiğinde ona sürpriz yapmak ve gücünün ihtişamını göstermek için binlerce kilometre uzaklıktaki tahtını ışınlattırmış; sarayın camdan zemininin altındaki suyu fark eden Belkıs'ın eteklerini ıslanmasın diye topladığını görünce gülümsemiştir.
Hz. Süleyman bir yerde daha gülümser; ordusuyla savaşa giderken bir karıncanın diğerlerine “çabuk yuvalarınıza girin, yoksa Süleyman ordusu sizi ezer” deyişine…
Hz. Süleyman'ı Sultan yapan; bir kadının şaşkınlıkla eteklerini toplamasındaki zarafetinden tutun da bir karıncanın panikle yuvalara davetine kadar hissettirdiği gücün sahibi Allah'ı unutmadan gülümsemesiydi belki de…
Hz. Lokman; oğluna öğüt veren bir baba. Çocuk eğitiminden sadece anneyi sorumlu tutan geleneğe meydan okurcasına bize örnek bir baba. “Oğulcuğum” diye söze başlayan müşfik bir baba...
Hz. Musa; hayatının en kritik üç döneminde ilahi yardımın kadın eliyle dokunduğu Musa. Firavun’un askerlerinden kurtaran annesi, Nil nehrinde onu bulup büyüten Asiye, sarayı terk edip çöle sığındığında en çaresiz anında karşılaştığı iki genç kız...
Hz. Meryem…
Meryem o dönemde erkek adı. Annesi kendisine hamileyken erkek olacağı umuduyla Allah'a adanmış bir kız Meryem. Kızı olduğunu öğrenince üzülen annesine bir ders verircesine; bakire Meryem'e İsa'yı veren Allah, Meryem'in iffetini konuşanları beşikteki bebekle susturan Allah…
Konu, kadının iffeti ise beşikteki bebek dile gelir, Hz. Meryem aklanır…
Konu, kadının iffeti ise Cebrail (a.s) bir hışımla gelir, Hz. Aişe aklanır...
Ebedî hitabıyla, zarif dokunuşları ölümsüzleştiren Allah muhteşemdir!
.
Sevim Korkmaz, dikGAZETE.com