Aşılama ve yasaklar! Covid-19 ile mücadelede neden yetersiz oldu?

Dr. Begüm Burak

3 yıl önce

Türkiye’de İlk Koronavirüs vakasının görülmesinin üstünden 13 aydan fazla süre geçti. Geçen yıl Mart ayında ilk vakanın görülmesinin ardından zaman zaman uygulanan sokağa çıkma yasakları, mesai düzenlemeleri gibi adımlar sonrasında Çin’den alınan SinoVac aşısının salgınla mücadelede vakaların düşmesinde umut olacağı beklenmişti. Bu bekleyiş, “maalesef hüsran ile sonuçlandı” diyebiliriz.

Geçen yazımda AK Parti’nin “lebaleb kongreleri” konusuna değinmiştim. Maalesef ülkenin en tepesindeki isimler, dikkatsiz davranıp virüsü adeta yok sayan bu etkinlikler ile halka da kötü örnek oluyorlar. 

Cafelerde toplanma yasakken binlerce insan bir salonda mesafesiz toplanabiliyor, üstelik sokaktaki vatandaşa maske cezası kesilirken sosyal mesafeye uymayanlar, çarşaf çarşaf gazetelerde yer alabiliyor.

Geçtiğimiz hafta, ülkede rekor sayıda vaka artışı kaydedildi. Hastanelerin yoğun bakım servisleri ise giderek daha fazla hastaya ev sahipliği yapıyor. 

Tüm bunlar olurken yüz yüze eğitime başlanan okullarda öğretmenlerin aşılanmasına başlanmadı. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk aşı çalışmalarına yönelik “Twitter” hesabındaki paylaşımda şu ifadelere yer verdi:

“İlkokul ve okul öncesi kurumlarımızda bulunan öğretmenlerimiz, psikolojik danışmanlarımız, okul yöneticilerimiz ve okul çalışanlarımız sistem tanımlamalarıyla birlikte aşı için randevu alabilirler.”

65 yaş üstü vatandaşlar aşılandı ancak toplu taşıma araçlarına binmeleri yasak. 

Yüz yüze eğitime geçildi ancak eğitim kurumlarında çalışanların aşılanmasına başlanmadı. 

Böyle paradoksal salgın uygulamaları devam ederken Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan, Libya’ya 150 bin doz aşı yollayacağımız haberlerini duyduk. İYİ Parti lideri Meral Akşener bu adımı Meclis’teki grup toplantısında “Milletimiz aşı beklerken, Libya’ya 150 bin aşı gönderip, caka satmaya utanmıyor musun? Hiç mi Allah’tan korkmuyorsun?” sözleri ile eleştirdi.

11 Mart 2020 tarihi, ilk Koronavirüs vakasının halk ile paylaşıldığı tarihti. 

O günden bugüne krizi yönetememekle eleştirdiğimiz İngiltere ve İsrail gibi ülkeler, halkın önemli bir bölümünü aşıladılar. İngiltere’de normalleşme adımları, günden güne daha fazla atılıyor. 

28 Mart tarihinde İngiltere’de geçtiğimiz Eylül’den bu yana ilk kez Covid-19 kaynaklı ölüm olmadığı kaydedildi. 

Bizde ise durum tersine gidiyor. 1 yıl sonunda aşılama da başlamışken neden vakaların önüne geçilemiyor ve kapanma sürecine hız verildi sizce? 

Bence 3 temel sebep var. İlki aşılamaya dair. 

Aşılama rasyonel bir şekilde işlemiyor. Öğretmenler aşılanmadı ve okullar açıldı. Ayrıca SinoVac’ın koruyuculuğunun da düşük olduğu belirtiliyor. 

Diğer sebep kongreler. Evet sadece dolu salonlar değil, oraya gidenlerin de enfekte olup, yalnızca bir kişinin onlarca kişiye virüs bulaştırması söz konusu. 

Diğer sebep ise “AVM” gibi “HES kodu” ve ateş kontrolü ile girilen mekanlarda azami dikkatin gösterilmemesi.

Covid-19 salgını, bir an evvel kontrol altına alınmalı ancak salgına karşı mücadele yaklaşım ve yöntemi yeniden ele almak gerekiyor… Bu da mümkün mü tartışılır…

.

Dr. Begüm Burak, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI