Es Selamu Aleykum..
Öncelikle her birinize sonsuz teşekkür ederek başlamak istiyorum kelamlarıma.
Annemin Korona testinin pozitif çıktığını söylemiştim, öyle dualar ettiniz ki bir çoğunu gözyaşları içerisinde okudum..
Her “Rabbim” deyişinizde, “Kulum yettim” lütfuna mazhar olasınız.
Çok uzatmadan bu sürecin nasıl ilerlediğini anlatayım.
Öncelikle erkek kardeşim, sanırım Ocak ya da Şubat ayında daha korona piyasada yokken öyle bir grip oluyor ki boğaz-ciğer ağrısından yorgan döşek yatıyor.
Bu süreç, 1 hafta, 10 gün kadar sürüyor.
Hatta öyle ki ne tad alabiliyor ne de koku.
Bu duyuları tamamen gidiyor.
Hastaneye gitmeden, evde bitkisel destekle bu süreci kendi kendine atlatıyor.
Geçtiğimiz günlerde, yurt dışı temaslı kişiler ile görüştüğü için korona testi yaptırıyor ve testi (negatif) sonuç vermesine rağmen geriye dönük korona olduğu da ortaya çıkıyor.
Biz buradan anladık ki, Ocak aylarında herkesin o çok ağır geçirdiği ve anlamlandıramadığı o rahatsızlık korona imiş.
Vel hasıl, durum böyle olunca onunla aynı evde yaşayan annem ve babama da test yapılıyor ve anneminki pozitif çıkıyor.
Hatta akciğerinde de başlangıç evresinde olduğu gözlemleniyor.
Annemde hiçbir belirti yok.
Ne kusma, ne ateş, ne öksürük..
Bu sebeple evde karantinaya alınıyor ve ilaç veriliyor..
Hani şimdi bazı kişiler İslam'a ve tertemiz tedavi yöntemlerimize saldırmak için diyorlar ya “Ne bitkileri, ne dinleri, ne hacamatları fayda vermedi, hepsi aşı bekliyorlar!..” diye..
Asıl biz bu süreçte modern tıbbın ne kadar çaresiz olduğunu bir kez daha gördük!..
Kendileri, bir bilgisayar programcısının (Bill Gates) çipli aşılarını bekliyor olabilirler.
Biz beklemiyoruz, asla kabul de etmeyeceğiz.
Doktorun anneme tedavi diye verdiği ilaçlar sadece "Romatizma ve Sıtma" ilacıydı.
Ne mi oldu dersiniz?
Elbette kararı, kullanmamaktı, ancak çevrenin ısrarı ile bir defa içtiği ilaçlar, onda hastalık semptomları ortaya çıkardı.
Önceki gün hiç bir şeyi olmayan annem, verilen ilaçların yan etkisi ile deli gibi kusuyor, gözleri kıpkırmızı kanlanır halde yorgan döşek yatıyordu.
Anında kesip, sadece Rabbimizin tertemiz vesileleri ile şifasını diledi.
- Öncelikle evde asla kimyasal hiç bir deterjan, çamaşır suyu, sabun, şampuan vs yok.
Sadece bitkisel deterjanlar, sirke/karbonat, doğal sabunlar ve "Kekik yağlı şampuan" kullanıldı.
- El dezenfektanı olarak "kekik yağlı el hidrolatı" kullanıldı.
- Bol bol el yapımı sirke içti, kaya tuzu ile ağız/burun temizliği yapıldı.
- Önden ve arkadan ciğer hizasına kuru kupa kapatıldı. (Bu cam kavanoz ile oldu, çünkü camın içerisindeki sıcak buhardan istifade ettik, plastik kupa bu sıcaklığı sağlayamaz.)
- Mumiyo altın vuruşumuz oldu, bol bol MUMİYO (*) içti, bir su bardağı kadar.
- Beslenmesi az ve öz oldu, asla karışık tüketmedi, ekmeği ev yapımıydı. Bol bol sarımsaklı çorbalar içti.
- Paket gıda, trans yağ, katkı maddeli yiyecekler asla tüketmedi.
- Bitki çayı olarak yabani kekik, sarı kantaron, hibiskus içti.
- Keçi boynuzu, keçi boynuzu özü fazlasıyla tüketti.
- Propolis, bal, polen karışımı sabah akşam bol bol yedi.
- Ev, sürekli havalandırıldı ve nane yağı kokladı bol bol..
- Ve en en en özeli Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem efendimizin Hadis-i Şerifi’ne binaen "Udi Hindi" yapıldı.
Yarım çay kaşığı toz udi hindiyi, 1 yemek kaşığı bal ile macun haline getirip üzerine su ekleyip içti.
Ve sonuç "Negatif" Elhamdulillah..
Kişisel olarak görüşüm şudur:
Bu korona denen biyolojik saldırı, aslında Aralık-Ocak ayından beri var..
Bir çok kişi de yakalandı ve kendi kendine bağışıklık kazandı.
Hatta hatırlarsanız yine o aylarda Çinli bir kadın, Papa’nın elini tutunca, Papa bir anda kadından kaçıyor, hatta dövmekten beter ediyordu..
Acaba bildiği neydi dersiniz Papa efendinin ki o kadar telaşa kapıldı?
Bunlar “puzzle”ın sadece bir kaç parçası.
Koronadan daha beteri, ona şifa diye sundukları olacak bunu asla unutmayın..
"Aşı" diye zerk ettikleri kimyasal, bizi biz olmaktan çıkaracak.
Bu süreçte, bize düşen tek şey Rabbimize sığınmak, zikrimizi artırmak, bol bol tevbemizi etmek ve "Bağışıklık sistemimizi kuvvetlendirmek."
Sadece korona için değil, hayatımızda karşılaşacağımız her durum için bu gerekli.
Sağlam bir bağışıklığın yolu ise, o bağışıklığı yaratanın, tertemiz şifa kaynaklarına tutunmaktır..
Bunları bilen bildi, bilmeyen de bilmedi..
.
Yağmur İbiç Mirzayeva, dikGAZETE.com
(*) "Dağların gözyaşı” denilen “MUMİYO” ile ilaç, şurup, antibiyotik yok!