?>

Anadolu adının menşei ve kapsamının genişlemesi

Ramazan Topraklı

9 ay önce

Har.3: Göller Bölgesi’ndeki Coğrafî Değişim ve Asya eyaleti Haritası.

ANADOLU ADININ MENŞEİ VE KAPSAMININ GENİŞLEMESİ 

Öz

Makalenin amacı başlangıçta sadece Hamidoğulları Beyliğinin hüküm sürdüğü topraklara Anadolu denirken, Anadolu adının kapsamının genişlediği ve tüm Yarımada’nın adı olduğu tarihi tartışmaktır. 15. Asrın başlarına kadar Anadolu denilen yer, Roma veya Bizans’ın Asya eyaleti, yâni Uluborlu ile Beyşehir’i içine alan bölgedir.

Açar Kelimeler: Anadolu Eyâleti, Asya Eyâleti, Karaman, Rûm, Menteşe, Hamid Oğulları.

Giriş

“Tarihî Coğrafyada Yeni Keşifler” adlı makalede “Anadolu adının menşei Anatolikon [Asya] eyaleti, Uluborlu dâhil Eğirdir Gölü ile Çarşamba çayı arasıdır. Sevan Nişanyan, “Bizans, Anatolikon eyaleti ismini ilk kez 669’da kullandı” der. İbn Hordazbih, Yollar ve Ülkeler kitabında (yıl 847) “el-Natulus, anlamı, el-maşrık [güneşin doğduğu yer], burada Ammûriye var”; Merrakeşi ise Hamidoğulları için “Anadolu/Anatolie Hükümeti” der. Asya eyaleti ve Assuwa aynı yer” diye yazdım. Anadolu adının tüm Yarımada’ya ne zaman şamil olduğunu bilemediğim için, yanlış yapmayayım diye konuyu Sevan Nişanyan Hoca’ya sormaya karar verdim (12 Mart Sabah).

Sevan Bey günaydın. “Anadolu eyaletinin adı, ne zaman bütün Yarımada'ya şamil oldu, belli mi?”

Merhabalar Ramazan Hocam (12 Mart 2924, Saat 23.50),

“Anadolu’nun kapsamının genişlemesi Osmanlı dönemine aittir. 1393’te Anadolu Beylerbeyiliği tesis edildiğinde eyaletin tam kapsamı bilinmese de aşağı yukarı Bizans’ın Anatolikon temasına eşdeğer olduğu anlaşılıyor. Fetret Devrinden sonra Batıda zaptedilen beylikler bu eyalete bağlandılar. Böylece Fatih Sultan Mehmet zamanında bütün Güney Marmara, Aydın, Menteşe, Teke ve Kastamonu sancakları Anadoli eyaletine tabi görünür. Ancak Karaman, Adana ve Sivas [Rum eyaleti] hiçbir zaman Anadolu’ya ait değildir.

İstanbul’un iki yakasına Anadolu ve Rumeli adı verilmesine 1453’ten kısa bir süre sonra tanık oluyoruz. Bunun mantığı oldukça basit, çünkü Üsküdar yakası Anadolu eyaletine tabi idi. Ama İstanbullu’nun gözünde Anadolu kavramı ne zaman genelleşti, kesin bir şey söylemek güç. Evliya Çelebi [17 yy] Anadoli’yi sadece eyalet anlamında kullanır, Karaman ve Sivas’a Anadoli demez. Fakat 19. yy sonunda, mesela Ahmet Vefik Paşa’da Anadoli bütün yarımadanın adıdır. Umarım işe yarar bu söylediklerim. Size sağlık ve selamet ve hayırlı Ramazan dilerim. Sevan”.

Kendilerine 13 Mart sabahı teşekkür ettim ve bu hususta bir makale yazacağım dedim. 15 Mart Saat 17.09’da “sizden önce ben yazdım Ramazan Hocam” diye bir ileti gönderdi. https://nisanyan.substack.com/

Sevan Hoca, iyi bir tarih bina edebilmem için bana Myria/Myrina-İzmir, Neapolis-İznebolu, Meltinis-Malatyalı, Beth Thomas- Dydima gibi en güzel köşe taşlarını buldu verdi. Dört gün önce de üstte gördüğünüz gibi Anadolu’nun kapsamının genişlemesiyle ilgili bilgiyi verdi. Kendisine ne kadar teşekkür etsem azdır. O, “Anadolu’nun başkenti olan Amorion, genel kabule göre, bugünkü Emirdağ ilçesine adını veren eski Emir Hisarıdır. Değerli dostumuz araştırmacı Ramazan Topraklı gerçek Amorion’un Isparta Uluborlu’da olduğunu savunursa da bu görüşe katılma olanağı görmüyoruz” der. Böylece, bir tartışmaya vesile olduğu için de Sevan Hoca’ya müteşekkirim:

Sevan Hoca’yı, bilgi aldığı hatalı tetkik eserler yanıltmıştır. Mesela, onlar, Anadolu’daki Kıral Yolu (Anayol) ve Bizans Askerî yollarını bilmez. Zira onlar, yaklaşık 500 sene önce Göller Bölgesi’nde vuku bulan coğrafî değişimi de bilmez. Bunun bir sonucu olarak da, Kelene, Apameia, Amorion, Thrakesion, Asya veya Anatolikon eyaletlerinin yerleri “genel kabûl” de olsa hep yanlıştır. Üstad bu hususu bizden çok daha iyi bilirler. Genel kabulü oluşturanların başında gelen Ramsay, kendi eseri için “Neticeyi bir kelime ile izah edebiliriz: ya benim eserim sırf bir hatadan ibarettir yahut da Anadolu haritasının büyük bir kısmı tamamiyle değişmelidir” der (1960: 106). Ve ilâve eder: “Tam Bizans manasiyle Asia bence o kadar müphem ve az bilinen bir eyalettir ki buna ait şehirlerin yerlerini inceden inceye münakaşa edemiyeceğim” (1960: 111). Biz ise bunu görmezden gelip, ha bire onu kopya ederiz.

61 yıllık müktesebatı saymazsak 18 yıldır geceli gündüzlü tarihi coğrafya çalışıyorum. Anadolu’nun tarihî coğrafyasını çalışanların, şehirleri nasıl araziye yerleştiklerini az çok biliyorum. Bir Batılı geliyor: Kelene ve Apameia Dinar, Eumeneia Işıklı, Amorion Emirdağ, Pessinus Ballıhisar, Malagina Mekece, Kedrea Bayat, Kiminas dağları Balıkesir civarı, Akhyraous Balıkesir, Pergamon İzmir-Bergama, Atramytion Balıkesir-Edremit, Khliara Manisa-Kırkağaç, Lâdik Denizli, Khonai Honaz, Tralleis Aydın, Filadelfiya Manisa-Alaşehir diyor. Ondan sonra da Anadolu eyaletini Edremit ve denize kadar uzatıyor. Çünkü Khliara, Bergama ve Edremit Asya eyaletinde, üstelik Neokastra temasındalar. Birbirlerine çok yakın olan bu üç şehri imparator Manuel 1165’li yıllarda surlarla çeviriyor (Khoniates, 1995: 103). Olayın vuku bulduğu yıllarda Hoyran Gölü’nün batısı ve Uluborlu (Sozopolis) Bizans elindedir. Bunun en büyük şahidi de 1176 Miryokefalon harbidir. Kimse, ‘Manuel’in en güçlü olduğu ve Sultan’dan toprak aldığı bir sırada nasıl olur da Türkler, Ege denizine kadar gider’ demiyor. Neymiş efendim: Türkmenler gidermiş. 1155’lerde Manuel, Küçük Firikya’daki Türkleri yendi; büyük bir katliam yaptı: çevredeki Türklere ait bölgeyi tahrip etti; İbradı ve Side [eski Antalya] yoluyla Hatay-Antakya’ya gitti. Dönüşte de izin almadan Silifke, Larende, Beyşehir ve Yalvaç gibi Türk topraklarından geçti [Kinnamos, 2001: 131; Ramsay, 1960: 424].

O dönem Türkler, Manuel’in adından bile çekiniyorlar. Bu zamanda Türkler, huduttan kuş uçumu 5-6 yüz km uzaktaki Edremit’e yağma akınları yapacak ha! Bunu akıl almaz. Tarihçi aynı şekilde Çaka’ya da, İzmir ve denizde denizcilik yaptırır. Çaka, 1078’de Asya eyaleti ve Yalvaç civarında esir düşer; Süleymanşah’ın sayesinde Senirkent-İlegüp’lü Votaniates [Botaniates] tarafından kendine bir rütbe verilir; üç yıl sonra da Alexios, işine son verir. Bu adam İzmir’de 8-10 bin Türk’ü nereden bulacak demezler. Miryokefalon harbinde Manuel’in asker sayısı azami 30-40 bin, Türkler de, Türkmenler dâhil azami 50 bin kadar.

İki İzmir, iki Bergama, üç Edremit, iki Tralleis, beş Lâdik, 8-10 Antakya, iki Filadelfiya [Alaşehir], iki Malagina, iki Abydos, iki Hellespontus ve üç de Honaz’ın varlığını biliyorum (bk.Har.1-2).

Biz Anadolu/Asya eyaletinin yerini 2013 yılından beri iyi biliyoruz. Hatta 2022 yılında DikGazete’de Anadolu eyaletini kastederek, “Anadolu’nun Anadolu’su, bir ben vardır bende, benden içeri” adlı bir makale bile yazdık. Ama Anadolu’nun ne zaman genişlediğini iyi bilmediğim için “danışan dağları aşmış, danışmayan düz yolda şaşmış” düsturunca sorma ihtiyacı duydum. Şimdi de Amorion’un Uluborlu olduğunu ispat etmeye çalışayım. 2012 yılında Yol ve Tarih adlı kitabımı yazarken, “Çizilemeyen üçgen çözülemez” diye bir başlık açmıştım. Yeri belli bir kenti başlangıç alır, yolu ve kentler arasındaki mesafeleri bilirsek, diğer kentleri rahat bulabilirdik.

1- Herodotos’un verdiği Kıral Yolu, ilk defa tarafımızdan coğrafyaya yerleştirildi. Yolun Lidya ve Firikya içindeki uzunluğu 94,5 fersahtır ve Firikya sınırında Halys ırmağı vardır (V.52). Osmanlı arşivindeki Yenice Köyü Köprüsü, Kemer Boğazı ve göl altında kalmıştı. Köprü yol demekti. Kelene adlı Firik kenti de Kemer Boğazı’nda idi ve Kelene Hisarı Yenice Sivrisi’nden başkası değildi. Kıral Yolu kalıntıları Dinar-Çapalı köyü çıkışı ile Gelendost-Köke köyü hududunda hâlâ görülür. Yol, Sardes, Denizli, Dinar, Uluborlu önü, Kemer Boğazı, Kötürnek, Fele Pınarı [Neapolis yanı], Eflatun Pınarı, Beyşehir, Akise [Ak-kilise] ve Çarşamba çayı [Halys] şeklindedir. Çarşamba çayından sonrası Kapadokya. Sardes-Çarşamba çayı arası 518 bm eder. Bir fersah 5400 m hesabıyla 94,5 fersah 510 bm eder.

Kıral Yolu: Dinar-Çapalı köyü çıkışı. 29.10.2019.

Kıral Yolu: Gelendost-Köke köyü çıkışı. 24.05.2012 

MÖ 401 Firikya vâlisi Oğul Kyros, Firikya sınırları dışına çıkıldığı için Karaseňir’den [Çarşamba çayı] itibaren askerlerine yağma izni verdi ki, bu, Firikya’nın Halys’de [Çarşamba çayı] son bulduğunu gösterir [bk. Ksenofon]. MÖ 480’lerde Kıral Xerxes, Sardes üzerine yürüyüşünde zikredilen Halys de Çarşamba çayıdır. Kıral, Halys’i geçti, Firikya içinde yürüyerek Beyşehir ve Şarkîkaraağaç yoluyla Kelene’ye [Kemer Boğazı] geldi. Yolun ilk defa Lidya kıralı Giges [MÖ 716-678] tarafından yapıldığı ve Dârâ [MÖ 522-486] tarafından da genişletilip geliştirildiği söylenir (Sevin, 2001: 7) ki, kanaatimce yol, Arzawa çağına dek gider. Çünkü Hitit Kıralı Murşil de bu yolu kullandı.

MÖ 547’de Kroisos’un, Pteria üzerine yürürken üstüne köprüler kurarak geçtiği Halys ise Kemer Boğazı’ndaki ırmaktır. Çünkü ırmak, ordunun sol yakasında kalıyordu (I.75). Bu hâl ne Çarşamba çayına, ne de Kızılırmak’a uyar. Herodotos, iki farklı nehir için Halys der. 905’te VI. Leo’nun nedimi Samonas da Kemer Boğazı’ndaki Halys’de yakalandı (Ramsay, 1960: 239). Demek ki Halys, sadece Kızılırmak değilmiş. Strabon da biri malûm Sangarios, diğeri Kemer Boğazı’ndaki ırmak olmak üzere iki Sangarios’tan bahseder. Pteria, Seydişehir-Karaman arasında idi ve MÖ 585 yılında yapılan Pers-Lydia harbi de Karaman civarında yapılmıştı. Güneş tutulması NASA’ya göre Karaman’dan geçen 38. Paralel dairesinin üstünden görülmez. Xerxes’in ordularını topladığı Kritalla dahi Karaman civarıydı. Çünkü Xerxes, buradan hareketle Çarşamba çayını [Halys] geçip Firikya’ya girdi (VII.26).

Bana hakikati aramamı tavsiye eden Sevan Hoca da, her şeyi Eğirdir Gölü çevresine getirdiğimden şikâyetçi. Ne yapayım; ordular ve seyyahlar, yollardan yürüyor. Herodotos, “Bütün yol boyunca kraliyet konutları ve çok güzel kervansaraylar vardır; hep insanların oturdukları yerlerden ve güvenlik içinde geçilir” (V.52) demiyor mu?

Kıral Yolu için Çapalı, “döşeme”, Şarkîkaraağaç-Zengiler [Muratbağı], “kademe”, Şarkîkaraağaç “Bağdat Yolu” der ve yolun kalıntıları “Büyük kaldırım” ve “Küçük kaldırım” zikredilir (Küpçü, 1978). Yolun Sardes-Tarsus arası: Denizli, Dinar, Çapalı, Uluborlu önü, Kemer Boğazı [Ābrū Mesmâne: Kutsal Geçit], Kötürnek [el-Alemeyn, Hısnı’l-Meclis], Manarga [Rabaz-ı Konya], Şarkîkaraağaç [Mercü’ş-Şahm], Fele Pınarı [Nehri’l-Ahsa], Eflâtun Pınarı [Ayn-ı Burgus/Pyrgos], Beyşehir [Miskinin: Mistia], Akise [Medinetü’l-Leben], Çarşamba çayı arası çok net verilir. Kıral Yolu, Güneysınır/ Karaseňir, Karaman, Ereğli, Ulukışla, Gülek Boğazı ve Tarsus şeklinde şarka devam eder.

İbn Hordazbih [820?-912] ve el-İdrîsî [1100-1166], Kıral Yolu’na ait Ammûriye [Uluborlu] ve Tarsus arasındaki durakları ve kentleri vermişlerdir. İbn Hordazbih, Abbasî devletinin posta ve istihbarat teşkilâtının başı, el-İdrîsî ise Sicilya kıralı Rojer’in adına çalışmış Endülüslü bir coğrafyacıdır. Bu iki coğrafyacı Anadolu hakkında Ammûriye-Halîc [İzmit Körfezi], Ammûriye-İznik, Ammûriye-Kidres/Kedrea [Şuhut-Arızlı]-Tarsus, Pozantı-Gereme, Ammûriye-Tarsus, Tarsus-Kostantiniyye; el-Alemeyn, Nasre’l-Akritî köyleri, Basilyon [Hoyran] Gölü başı, Sinnade, Ammûriye ormanı gibi yolları vererek çok mühim belgeler bıraktılar. Türk tarihçisi henüz, onların kaydettiği yol ve durakları, arazi ve haritaya işleyebilmiş değildir. Biz de olmasak tarihî yollarla ilgilenecek biri yok sayılır.

MS 838’de Mu’tasım, Ammûriye’den dönüşte Tarikü’l-Cadde’de bir merhale yol katetti ve Rum melikinin yolu üzerinde tuzak kurduğunu haber aldı; Ammûriye’ye geri döndü; bütün askerin kendisini takip etmesini söyledi; Tarikü’l-Cadde’den Vadiü’l-Ceviz yoluna saptı. İşte bu Tarikü’l-Cadde [Anayol] Kıral Yolu idi. Yine MS 1190 yılında Frederik Barborossa Uluborlu’dan bir gün sonra, akşam belli bir göl [Hoyran Gölü] ile sıradağlar [Barla Dağı: Mysia Olympos] arasındaki Kayaağzı Pınarlarına geldi. Burada Türkler saldırdı. Esir alınan bir Türk, yarın geçeceğiniz [üç Mayıs] yolda 30 binden çok Türk sizi bekliyor; Manuel’e yaptıklarını size de yapacaklar dedi. Bunun üzerine Alman imparator Frederik, Manuel’in hep kullandığı via regia’dan [Kıral Yolu] sola saptı ve Uluborlu ile Akşehir arasındaki dağı aştı ve aynı günün [üç Mayıs] akşamı Akşehir düzlüğüne [Şuhut-Oynan/Oyniğan köyü: Eumeneia] indi. Bütün bu bilgiler, Kıral Yolu’nun Uluborlu önünden ve Kemer Boğazı’ndan geçtiğini göstermektedir.

2. Ramsay, Sevan Hoca gibi Amorion’u Emirdağ’a, Kedrea’yı da Bayat’a koyar ve iki coğrafyanın verdiği yolları araziye tatbik edemez. “Ammûriye şehrinden Libadiye şehrine 5 merhale ve İznik’ten el-Libadiye’ye 3 merhale, 4 merhale de denir. Yekûn 8 merhale” (el-İdrîsî, 1984: 264). Ramsay, İznik-Eskişehir arası 38 saatlik mesafe üç gün olur da, 23 saatlik Eskişehir-Kidros arası 4 gün mü olur diye, el-İdrîsî’nin verdiği yolun doğru olmadığını söyler. Ve “Arap coğrafyacılarının arzettiği güçlüklerden biri de yol diye gösterdikleri harikulâde zikzaklardır. Bunun için kendilerinden istifade etmek hemen hemen imkânsızdır” der (Ramsay, 1960: 257, açık. 3).

Hâlbuki Kidros, Şuhut-Arızlı [Kedrea], Amorion ise Uluborlu’dur. Uluborlu-Arızlı [Kidros, Zehrak, Gereme] 1 gün, Maderi nehri [Kırkgöz Köprüsü] 1 gün, Kastora [Bayat] 1 gün, Massisa [Bardakçı] 1 gün, Libadhia [Eskişehir] 1 gün [etti beş gün], Batransia [Abrûsiye, Söğüt civarı?] 1 gün, Mastara nehri? 1 gün, İznik 1 gün [etti sekiz gün].

Şimdi Hordazbih ve İdrîsî’nin, Ammûriye (Uluborlu)-Tarsus Yollarını verelim de, kimsede şüphe kalmasın. Bu iki kent arasında her iki coğrafyacı, Anadolu eyaleti [Küçük Firikya, Sultan Dağları içi] ve Sultan Dağları dışından [Büyük Firikya] geçmek üzere birer yol verirler. Bu yolların Firikya içinde kalan kısımlarını vermek yeterlidir:

3. Irmak-Medinetü’l-Leben [Akşehir, Akise/Akkilise] 8 mil, Ormanın başı 15 mil, Miskinin [Beyşehir] 16 mil, Ayn-ı Burgus [Eflatun Pınarı: Hitit heykeli] 12 mil, Nehri’l-Ahsa [Yeraltı nehri: Fele Pınarı] 18 mil, Rabaz-ı Konya [Konya kapı: Yalvaç-Manarga] 18 mil, el-Alemeyn [Kötürnek] 15 mil, Ābrū Mesmâne [Kemer Boğazı] 20 mil, Vadiü’l-Cevz [Cevizli dere, hâlâ yaşıyor] 12 mil, Ammûriye [Uluborlu] 12 mil (İbn Hordazbih 847 yılı; bk.Har.1).

4. Ammûriye-Medinetü’l-Indosyâne [Kemer Boğ.] 24 mil, Hısnu’l-Meclis 20 mil, Rabaz-ı Konya 15 mil, Nehri’l-Ahsa 18 mil, Hısnu’l-Şemeşki [Beyşehir, buradan Konya’ya bir yol var] 28 mil, Medinetü’l-Leben 26 mil (el-İdrîsî).

5. Ammûriye-Kidros 31 mil, Belumin 27 mil, kale Nakuliye 29 mil, karye-i Patrik 15 mil, Gattasin 20 mil, Cevza [Yunuslar] 20 mil, kale Modunus 30 mil, kale Amu 20 mil, Sanimey 19 mil, Tarsus’a dek devam (el-İdrîsî).

6. Bazendon’dan [Pozantı] el-Gereme’ye:  Sonra Nuba/Nevbe, el-Kenasis, Veferfa, el-Belise, el-Urkuf Çayırı, Kalogri, Karyetü’l-Esman [İvriz], Vadiü’l-Rîh, sonra Namartı/Nemreti, el-Sayd, Ayenva/Aynva, Modayis/Mudvis, Muhada, el-Cevz köyü [Yunuslar], el-Gattasin, el-Batrik köyü, Nakuliye çayırı [Akşehir-Yağısıyan köyü], Denus, buradan [Çay ilçesi] Deruliye’ye bir yol var], Diğer bir yol da daha zahmetsiz ve kolay olup Belumin kalesine, sonra Kuteyye [Kütahya] üzerinden el-Runzak ve Abidos (İbn Hordazbih). Gereme adı hâlâ yaşıyor [bk. Har. HGM].

Deruliye [Dorylaion] Eskişehir, Belumin [Polemon, Hades, Ades] Çay-Karamıkkaracaören ve Gereme Şuhut-Arızlı. İbn Hordazbih ile el-İdrîsî arasında 250 yıl olmasına rağmen, yer adları çoğu yerde aynı, çoğu yerde de benzer. Belumin’den sonraki durak, yol başında Bazendon’dan Gereme’ye diye verilir. Belumin, Polemon, Ades aynıdır (Attaleiates, 2008: 66). İdrîsî’nin verdiği yol (bk.5), Belumin’in Karamıkkaracaören olduğunu gösterdi. İmparator VI. Mihail ile İsakios Komnenos, Ağustos 1057’de Ades’te kanlı bir savaş yaptılar. Tarihçi burayı İznik yakını sandı. Yol bilinmezse, yer bilinmez ve tarih bir masal olur. Ades [Hades] adı, 1088-1091 Peçenek-Bizans savaşları dolayısıyla Kurat’da Haclen [‘Aden] yazılır ve Bolvadin [Polyboton] Trakya’da gösterilir. Katran adlı bir kumandan var ki, bu kişi Kedrea [Katran] kalesi beyi Boğa olmalıdır (Kurat, 2016: 238-239). Bizanslıların ΤξαχαΣ’sı ile İzmir’deki Çaka aynı kişi mi sorulur (Kurat, 2016: 234). Olaylar, Afyon-Eğirdir arasında olup, Çaka, eski Eğirdir Gölü ve Asya eyaletindedir. Bu beş yol (2-3-4-5-6), Amorion’un [Ammûriye] Uluborlu olduğunu gösterir.

Har. HGM öl. 200 bin 1944, isim-yol revizyonu. Arızlı [Araklı-Gereme yazılmış].

Yalvaç-Örkenez’de Alaşehir’e [Yalvaç] işaret eden levha.

Amorion Uluborlu olduğuna göre Pessinus da Uluborlu ile aynı bölgede olmak mecburiyetindedir. O hâlde ya Ballıhisar Pessinus değil, ya da ikinci bir Pessinus vardır. Kanaatimce bir Pessinus, Uluborlu’nun 47 mil şarkındaki Bahtiyar veya 44 mil şarkındaki Kötürnek [Hısnu’l-Meclis] köyüdür. Sangarios’un kaynaklarına 14 stadia uzaktaki Sangia köyü [Akdağ-Yenice Sarnıç alanı], Kötürnek köyüne 150 stadia [27 km] mesafededir (bk.Strabon).

Prof. Veli Sevin, “Herodotos’un zikrettiği 2500 bm uzunluğundaki Kıral Yolu’ndan günümüze, son zamanlarda İran, Nakş-i Rüstem yakınlarında 5 m genişliğinde kayaya oyulmuş küçük bir bölümü dışında, hemen hiç bir kalıntı gelebilmiş değildir” der (Sevin, 2001: 8-9). Üstte resmini gördüğünüz yollar, Anadolu’da Kıral Yolu’ndan günümüze kadar ulaşabilmiş iki parçadır. Hem öyle beş metre falan değil, Çapalı’daki 100-150, Köke’deki 40-50 metredir. 

Osmanlı Tahrir Defterleri

[937/1530 tarih, 438 Nu. Muhâsebe-i Vilâyet-i Anadolu Defteri I-II]: Kütahya, Kara-hisâr-ı Sâhib, Sultan önü, Hâmid ve Ankara ile Bolu, Kastamonu, Kengiri ve Koca-ili livâları. [937/1530 tarih, 166 Nu. Muhâsebe-i Vilâyet-i Anadolu Defteri]: Hudâvendigâr, Biga, Karesi, Saruhân, Aydın, Menteşe, Teke, Alâiye livâları. [937/ 1530 tarih, 387 Nu. Muhâsebe-i Vilâyet-i Karaman ve Rûm Defteri I-II]: Konya, Bey-şehri, Ak-şehir, Larende, Ak-saray, Niğde, Kayseriyye ve İç-il ile Amasya, Çorumlu, Sivas-Tokat, Sonisa-Niksar, Kara-hisâr-i Şarkî, Canik, Trabzon, Kemah, Bayburd, Malatya, Gerger-Kahta ve Divriği-Darende livâları. [937/1530 tarih, 998 Nu. Muhâsebe-i Vilâyet-i Diyâr-i Bekr ve ‘Arab ve Zü’l Kâdiriyye Defteri I-II]: Âmid, Mardin, Sincar, Musul, ‘Arabkir, Ergani, Çirmük, Siverek, Kiğı, Çemişkezek, Harpurt, Ruha, ‘Ana-Hit, Deyr-Rahbe livâları, Hısn-ı Keyf ve Si’ird kazâları. Şam, Gazze, Safed, Salt-‘Aclûn, Haleb, Hama-Humus, ‘Ayntâb, Birecik, Adana, ‘Üzeyr, Tarsus, Sis, Mar’aş ve Boz-ok livalârı.

[937/1530 tarih, 167 Nu. Muhâsebe-i Vilâyet-i Rûm-İli Defteri I-II]: Paşa Livâsı Solkol kazâları ve Kösdendil livâsı ile Vılçıtrın, Prizrin, Alaca-hisâr ve Hersek livâları. Solkol kazâları: Gümülcine, Yeñice-i Kara-su, Drama, Zihne, Nevrekop, Timur-hisârı, Siroz, Selanik, Sidre-kapsi, Avrat-hisârı, Yeñice-i Vardar, Kara-verye, Serfiçe, İştin, Kestorya, Bihlişte, Görice ve Florina. [937/1530 tarih, 370 Nu. Muhâsebe-i Vilâyet-i Rûm-İli Defteri I-II]: Paşa (Sofya) ve Vize livâları ile Sağkol kazâları: Edirne, Dimetoka, Ferecik, Keşan, Kızıl-ağaç, Zağra-i Eski-hisâr, İpsala, Filibe, Tatar-bâzârı, Samakov, Üsküp, Kalkan-delen, Kırçova, Manastır, Pirlepe, Köprülü. Çirmen, Müsellemân-ı Çingâne, Müsellemân-ı Kızılca, Silistre, Kefe, Niğbolu ve Vidin livâları. Çirmen ve Vize Müsellemleri, Yörük ve Tatar Cemaatleri, Voynugân-ı Istabl-ı Âmire, Kıbtiyân-ı Vilâyet-i Rûm-ili.

Görüldüğü gibi sadece 438 Nu. I-II Defterler ile 166 Nu. Defterdeki iller Anadolu adı taşıyorlar ve Sevan Nişanyan’ın dediği gibi ancak, 19. yy sonuna doğru tüm Yarımada’ya veya Türkiye’nin Asya kıtasındaki kısmı için Anadolu deniliyor. Hülasa tüm Yarımada için Anadolu denilmesinin 150-160 yıllık bir mazisi vardır.

Asya veya Anadolu Eyaleti Neresi?

İbn Hordazbih, 847’de “el-Natulus, anlamı, el-maşrık [güneşin doğduğu yer] demektir, burada Ammûriye var”, devamla “bu eyalet Rûm’un en büyük eyaletidir. Burada Ammûriye vardır. Ammûriye’nin (surlarının) 44 burcu vardır. Kalelerine gelince el-Alemeyn, Mercü’ş-Şahm, Burgos, el-Miskinin ve 30 kale; el-Bisin/Belisiye, el-Mesbatlevin” der.

İbn Hordazbih ve el-İdrîsî’nin –Bizans belgelerinden aldıkları- yol duraklarına göre Ammûriye- Uluborlu, el-Alemeyn [Hısnu’l-Meclis]- Uluborlu’nun 44 mil şarkı Gelendost-Kötürnek. Mercü’ş-Şahm- Kötürnek’in 22 mil şarkı Akçakale çayırlığı [Şarkîkaraağaç]. Burgus [Ayn-ı Burgus]- Şarkîkaraağaç’ın 27 mil şarkı Eflâtun Pınarı ve el-Miskinin ise Eflâtun Pınarının 12 mil şarkı Beyşehir. Diğer kaleler ile el-Mesbatlevin’i bilemedim, ama Bisin veya Belisiye- 438 Nu. Defterde Uluborlu kz., Belisiye karyesi denilen Senirkent-Başköy [eski adı Bisse] olmalıdır. Buna göre Ammûriye Uluborlu olup, Anadolu eyaleti, Uluborlu ve Beyşehir’i içine alan bölgedir.

İbn Hordazbih ve el-İdrîsî’nin verdikleri Anayol ve Bizans Askerî yolu araziye yerleştirilemediği için Ammûriye, el-Alemeyn, Ayn-ı Burgus ve’l-Miskinin bilinemedi. 838 yılında Amorion (Ammûriye: Uluborlu, Halife Mu’tasım tarafından) yıkılınca Anadolu temasının merkezi Mercü’ş-Şahm [Şarkîkaraağaç] olmuştur (Günal, 2023: 72, açık.87). Tema merkezinin Akçakale [Şarkîkaraağaç] olması, Amorion’un yıkılmasından çok, Akçakale’nin tema ortasında olmasıyla ilgili olmalıdır. Akçakale, Uluborlu’nun 66 mil şarkında, Beyşehir’in 39 mil garbındadır.

Arif Müfit Mansel, 1937 TT Kongresinde sunduğu “Ege tarihindeki Akhalar Meselesi” adlı tebliğinde Lykos nehri kenarındaki Thyateira şehrinin eski ismi Evhippia yahut Pelopeia idi. Pelops, Frig külâhıyla bir Asyalı olarak tasvir edilmiştir. Pelops, umumiyetle Küçük Asyalı olarak gösterilmektedir. Pindar Lidyalı, Bakhylides ve Herodot Frigyalı, Thukidides ise Asyalı der (s.197). Buradaki Asya, Asya eyaleti olup, burası aynı zamanda Küçük Firikya’dır. Kemer Boğazı’nın adı 1501 tarihli bir Osmanlı belgesinde Firikos Boğazı olarak geçer. Lykos, Marsyas ırmağının diğer adıdır. Lidya, Kemer Boğazı’nın şarkı olup, Agamemnon kaplıcaları da Boğaz’ın 3-4 km şarkındadır. Yunanistan denilen yer, iki göl arasındaki ırmağın ve Eğirdir Gölü’nün garbıdır (bk.Har.2).

Maalesef Anadolu veya Asya eyaletinin yeri, bugünkü İzmir ve Bergama bölgesi kabul edildiği için, Anadolu eyaletinde vuku bulan bütün olaylar İzmir, Bergama, Çanakkale ve Balıkesir taraflarına götürülmüş; neredeyse kaziye-i muhkeme olmuş gibi, yanlış bir tarih ortaya çıkmıştır. Şimdi biz doğruyu söyleyince, delillerimize bakmadan Ramazan Bey, her şeyi memleketi Isparta ve Eğirdir Gölü çevresine götürüyor diyorlar.

Tarihî coğrafya ve ona bağlı olarak tarihimizin hatalarla dolu olduğunu anlatmak için üç misalden başka bir şey söylememize hiç gerek yoktur. 1- Asya’da [eyalet] bulunan Kiminas, adı üzerinde Yalvaç-Gemen köyü, Balıkesir bölgesine, Kiminas’ın yaklaşık 10 km güneyinde bulunan Akhyraous Balıkesir merkeze yerleştirilmiştir. Kiminas Gemen olduğu gibi Akhyraous [Hadrianoutherai, Hadrianopolis, Adrianople] da, benim köyüm Kötürnek [Kotoiraikia] idi. Ramsay bu isimleri Hellespontus ve Balıkesir bölgesine götürmüştür. Sevan Hoca, Kotoiraikia için Rumca der, Bilge Umar da, Rumca değil der. Kötürnek- Türkçe. 2- İznik bölgesindeki Aorata da, adı üzerinde Şarkîkaraağaç-Oras/Oğras [Başdeğirmen] köyü. Arzawa tarihindeki Aura dahi Amorion değil, Oras’tır. 3-Marsyas, adı üzerinde Gelendost-Yenice-Maziye [Marsia] öreni yanındaki ırmak; gerçek Denizli ise Eğirdir’dir. Denizli’nin denizi mi var?

Asya [Anadolu] eyaleti, coğrafî olarak Kemer Boğazı’ndaki ırmağın şarkı olmasına rağmen, idarî olarak Kemer Boğazı’ndaki ırmağın garbındaki Uluborlu-Senirkent ovası da Asya eyaletine dâhildir. Bu hâl, Türkiye’nin Asya ve Avrupa’da olmasına benzer. Attaleiates, Anna, Akropolites, Pahimeris ve Khalkokondiles gibi tarihçilerin, Asya, Doğu ve Anatolikon dedikleri yer, iki göl arasındaki ırmağın şarkı; Avrupa, Batı ve Yunanistan dedikleri yerse, iki göl arasındaki ırmağın garbıdır. Bu metinlere bakarak, bir ara, Doğu-Batı arasındaki hududun, iki göl arasındaki ırmak olduğunu düşündüm. Tarihçi, tarih yorumlarında bugünkü coğrafyayı, yâni Doğu-Batı hududunu, Çanakkale Boğazı olarak almış ve Anakronizme düşmüştür (bk.Har.1-2-3).

Kemer Boğazı’ndaki ırmağın Euros [Anna], Ebros [Akropolites], Doğu sınırını teşkil ettiği söylenilen Büyük nehir [Ramsay, 1960: 176], Doğu sınırındaki dağlar, Boğaz’ın Asya ırmağı [Pahimeris] gibi kayıtlar, bu ırmağın Doğu-Batı arasında hudut olduğuna işaret eder. Buna göre Anadolu eyaleti Ege denizine kadar uzanamaz.

Anadolu ve Asya Adının Menşei

Homeros’un İlyada destanındaki “Gerçek anlamda Asya”, Şarkîkaraağaç, Nudra ve Çavundur arasında kalan bölge, Asya çayırları ise eski Eğirdir ve Hoyran gölleri arasındaki ağzı kaynağına yakın olan ırmağın içinden aktığı çayırlıklardır. Arzawa devletinin merkezi Arzawa veya Apasa [Efes] ise bu çayırlıklardadır. Arzawa devletinde geçen Assuwa ile Asia/Asya aynı olup [Umar, 1993: 119], ta Arzawa çağına kadar gitmektedir [bk.Har.1].

MÖ 190’larda Roma, bu topraklara geldiğinde Asya denilen bölge, zaman zaman genişleyip küçülse de hemen hemen aynı yerdir [Arzawa]. 669 yılında Bizans, Asya eyaleti için Anadolu eyaleti demiştir [Sevan Nişanyan].

Kutalmışoğlu Süleymanşah’ın 1075’de antlaşmayla fethettiği topraklar, Bizans’ın Asya [Anatolikon] eyaletidir. Türklükten gelen adı Bintaş [> Menteş] olan Mehmet Beyin 1261’de Lâdik [Eğirdir], Honas [Hüyük-Göçeri] ve Talamani [Derebucak-Dalayman] hudutlu kurduğu beylik de, Anadolu eyaleti üzerindedir. Bu beyliğin 1261’deki ilk adı, kurucusundan dolayı Menteşe olup, bilâhare Menteşe adı, aile adı da olmuştur. Hamidoğulları, Menteşe, Aydın, Saruhan, Osmanlı Beylikleri, Menteşe adlı bu beylikten çıkmışlardır. Beyliklere adını veren Hamid [Amourios] ve Aydın [Menteşe, Eblistan] gibi Beyler, Mehmet Beyin çocukları, Saruhan ise kardeşi İlyas Beyin oğludur. Muğla yöresindeki Menteşe ile Aydınoğulları beyliklerinin kurucuları ise Aydın’ın çocukları, Mehmet ve Mesut Beylerdir. Ertuğrul ve Osman ise Mehmet Bey, oğlu Hamid, oğlu İlyas [Ales/Alles/Ellez Amourios] ve oğlu Dündar Beylerin tabileridir. Bu beyliklerin bulundukları topraklara bilâhare Anadolu denilmesinde bu beylik yapısının rolü olmalıdır.

Sonuç

Bugün Yarımada’nın tamamına şamil olan Anadolu ismi, asgari Hamidoğulları’nın Osmanlı’ya intikal ettiği 1374 yılına kadar Uluborlu ovası dâhil olmak üzere, iki göl arasındaki ırmak ile Çarşamba çayı arası için kullanılmış olmalıdır. Hamidoğulları beyliğinin diğer toprakları için de Anadolu denilmiş olabilir, ama Ege sahillerine hiç varmadı. Merrakeşi, Hamidoğulları için Anadolu Hükümeti der. 1308 yılında Selçuklu’nun yıkılmasıyla Şeh Menteş’in torunları Batı Anadolu’yu aralarında paylaştılar. 1393’te Anadolu Beylerbeyiliği teşkil edilmiş ve Anadolu adı Kastamonu, Ankara, Afyon, Isparta, Antalya vilayetleri ile Akdeniz, Çanakkale ve İstanbul Boğazları arasında kalan bölgeye yayılmıştır. 19. Asrın ortalarından sonra da bugünkü hâlini almıştır. Bu husus bilinmediği için Selçuklu devrinde zikredilen Anadolu [Asya], bugünkü Anadolu anlaşılmış ve tarih yanlış yorumlanmıştır; Selçuklu ve bir Selçuklu emiri olan Çaka Bey, Ege sahilleri ile Çanakkale Boğazı’na kadar götürülmüş ve oralarda savaştırılmıştır.

.

Ramazan Topraklı, dikGAZETE.com

Kaynaklar ve Tetkik Eserler

Günal, Zerrin (2023): Uc Savaşçıları [Uc Türkmenleri, Akritai, Anadolu Sultanları, Ümerâ ve Beyler], Urzeni-İstanbul.

Nişanyan, Sevan (15 Mart 2024): “En Son Yazıları: Anadolu Neresi”, https://nisanyan.substack.com/ (erişim 16.03.2024).

Topraklı, Ramazan (2013): 541/ 1146 Roma-Selçuklu Savaşları, Sütkuyusu Baskını ve Ammûriye, Sistem Ofset-Ankara.

Topraklı, Ramazan (2020): “Tarihte yanlış bildiklerimiz 5: Tarihin kaydettiği en eski karayolu” DikGazete

https://www.dikgazete.com/yazi/tarihte-yanlis-bildiklerimiz-5-tarihin-kaydettigi-en-eski-karayolu-makale,2694.html-2694.html

Topraklı, Ramazan (12022): “Anadolu’nun Anadolu’su (Bir ben vardır bende, benden içeri)”, DikGazete.

https://www.dikgazete.com/yazi/anadolu-nun-anadolusu-bir-ben-vardir-bende-benden-iceri-4238.html (erişim 17 Mart 2024).

Topraklı, Ramazan (2023a): “İbn Hordazbih ve el-İdrîsî’deki Bizans Yolları”, academia.edu. (erişim 13 Mart 2024).

https://www.academia.edu/116145171/%C4%B0BN_HORDAZB%C4%B0H_VE_EL_%C4%B0DR%C3%8ES%C3%8EDEK%C4%B0_B%C4%B0ZANS_YOLLARI

Topraklı, Ramazan (2023b): “İlyada Destanı, Coğrafî Değişim ve Truva”, acadeia.edu. (erişim 13 Mart 2024).

https://www.academia.edu/116144575/%C4%B0LYADA_DESTANI_CO%C4%9ERAF%C3%8E_DE%C4%9E%C4%B0%C5%9E%C4%B0M_VE_TRUVA

Topraklı, Ramazan (2023c): “Değişen Coğrafya ve Arzava Memleketleri”, DikGazete (erişim 13 Mart 2024).

https://www.dikgazete.com/yazi/degisen-cografya-ve-arzava-memleketleri-merhume-furuzan-kinal-in-aziz-hatirasina-5994.html 

Har.1: Coğrafî Değişim, Eğirdir ve Beyşehir Gölleri, Thrakesia Teması ve Tarihî Yollar.

Har.2: Coğrafî Değişim ve Gerçek Anlamda Asya, Apasa (Efes) ve Kıral Yolu.

Har.3: Göller Bölgesi’ndeki Coğrafî Değişim ve Asya eyaleti Haritası.

 

.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI