Hiçbir zaman mürşidim aklım olmadı!..
Hoş, divanede akıl ne gezer¿
Akıl ile düşünüp, kalp ile sağlaması gerektir…
Bu akılsız akla!..
“Allah-u Teala’nın ahlakı ile ahlaklanın”
“Hayır - şer” varoldukça hikmet olmadan akıl seni çıkmaz sokaklara sokar.
Yıkılmadık duvar kalmadı aklımın çeperinde…
Kuralların asılı olduğu cam çerçeve yerle bir oldu…¿
Kalbim seslenir aklıma her dönemeçte!..
Ey örtülere bürünen!.. Kalk!..
Bilinç ile bilinç-altı cem olur…
Yeni sırlar sızar…
Kapanıverir tekrar kapılar!..
Kapı, duvar, berzah oluverir…
Bu kez akıl isyan eder, kalp susturur…
Hazmı başlar yavaş yavaş aklın…
Hazmettiğini yutar ve akıl haddini aşar!
Kalp kendini toparlar…
Az buçuk da akla uyar!..
“Cık” der sonra kalp, kaşını kaldırıp; o ‘iŞ’ öyle değil!..
Kalbin ayakları yere basmaz!
Akıl da mıh gibi yerden ayrılmaz!..
Nasıl cem ederiz bunları¿…
.
Öz’ün İfadesi, dikGAZETE.com