Özel eğitime ihtiyaç duyan ve toplumda engelli olarak tanımlanan özel gereksinimli (engelli) bireylerin, hayat kalitesini artırabilmek önem taşımaktadır.
Özel gereksinimli bireylerin toplumla uyumu konusunda hareket, egzersiz ve sporun öneminin, üniversitelerin ilgili bölümlerindeki bir çok akademik çalışmada yer aldığını görüyoruz.
O çalışmaların teorik bilgi sınırından öteye, sahada uygulanması daha da önem taşımaktadır.
Böylelikle her defasında “Özel gereksinimli bireyler için ne yapılır?” sorusu da karşılık bulmuş, akademik çalışmalar daha çok vatandaşın yararına sunulmuş olur.
Antrenman Biliminden kariyer planlamasına, tesisleşmeden erişilebilirliğe kadar yapılabilecekler, bugün oranları nüfusumuzun yüzde 12-13’ünü oluşturan özel gereksininimli bireylere götürülecek hizmetin kalitesini artıracaktır… İşte o bilimsel çalışmalardan bir tanesi de “Özel İhtiyaçları Olan Çocuklarda Spor” başlıklı çalışma.
Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi’nin 2003 yılında yayımlanan Öğretim Üyesi Şenay Koparan’a ait makalede, özel gereksinimli bireyler için sporun önemi vurgusu yapılıyor.
Makalenin yayımlandığı tarihten bugüne, tam 18 yıl geçmiş.
Bu akademik çalışmanın benzeri, sayısız akademik çalışma yapıldığını görmekteyiz.
Her defasında altını çizdiğimiz gibi ‘Şimdi söz değil, icraat zamanı’. Hatırlayın, yıllar öncesi özel gereksinimli bireyler için ‘Bir ışık da sen yak’ sözünü o kadar duyuyorduk ki, adeta bu sözün arkasına sığınanların, her defasında özel gereksinimli (engelli) bireylere yönelik icraatı sözden öteye gitmedi.
Bugün ise düne göre çok farklı.
Hükümet politikasında önemli bir yer edinen icraatlar, özel bireyler için ‘Bize düşünceni değil, icraatını söyle’, ‘Bugün kaç çocuğa dokundun, evinden çıkardın’ şeklinde umuda-üretime dönüşmüş durumda… Kişinin anatomik, fizyolojik ve psikolojik yönden sağlıklı olabilmesi için spor iyi bir araç vurgusunun yapıldığı “Özel ihtiyaçları Olan Çocuklarda Spor” başlıklı makalenin sonuç bölümü, konunun hassasiyetini akademik olarak da ortaya koyuyor;
“Engellilerde yapılacak olan düzenli spor aktiviteleri ister Beden Eğitimi ve Spor dersi olsun, ister belirli dönemlerde açılan rekreatif amaçlı spor okulları olsun hepsi engellilerin kendilerine yetebilen sağlıklı ve mutlu bireyler olmalarını sağlayacak düzenlemelerdir.
Bu düzenlemeleri sağlayacak çalışmalar mutlaka sürekli olarak organize edilmelidir.
Bunun için iyi bir tanıtım yapılarak yerel yönetim ve kuruluşlardan maddi destek sağlanacak projeler üretilmeli ve organizasyonlar gerçekleştirilmelidir.
Amacımız her bireye spor yapma alışkanlığı kazandırmak ve sağlıklı bireylerden kurulu bir toplumda yaşamak olmalıdır.
Bunun için de eğitimde kaybedilecek fert yoktur düşüncesi ile engelli bireylere gereken hassasiyet ve topluma kazandırma etkinliklerine her zaman yer verilmelidir.” Özel gereksinimli (engelli) bireyler için neler yapılabileceği hususunda güncel akademik çalışmalarından bir tanesi de Mehmet Ilkım ve Mehmet Özdemir hocalarımızın engelli bireylerin spor salonlarını kullanmasındaki erişilebilirlik konusundaki çalışması.
Söz konusu çalışmanın sonuç bölümde ise, engelli öğrencilerin spor salonlarından daha iyi/verimli yararlanmaları için öneriler sıralanıyor.
Özel gereksinimli (engelli) bireylerin sadece okul spor salonlarını değil, tüm spor tesislerinden sorunsuz bir şekilde yararlanması için, yapılması gerekenler apaçık ortada.
Spor Kompleksi, spor tesisi, spor salonu, antrenman salonu gibi değişik ölçekte tesisler mevcut.
Bu da demek oluyor ki, her tesisin ‘engelliler tesisi’ tanımından daha çok, tüm tesislerin engellilerin erişilebilir/kullanımına uygun hale getirilmesi gibi bir zorunluluk var.
Dikkat ve önem taşıyan diğer konu, tesislerden yararlanacak vatandaş veya kulüplere adil bir şekilde tesis kullanım saati ayarlanması sayesinde, engelli-engelsiz ayrımı yapılmaksızın her bireyin hareket-egzersiz-spor faaliyetlerine katılımı sağlanacaktır.
Sözün özü; her durumda engellilik ve spora akademik bakış önem taşımaktadır.
Gerçekleştirilecek çalışmalarda, araştırılmalar sonucunda geçerliliği kabul edilen akademik bilgiler göz ardı edilmemeli…
.
Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com