ADAMI İNDİREMEDİK!..
O gün öğlen vakti, hastane bahçesinde mesainin başlayarak, tedavimizin tekrar devam etmesini hanımla birlikte bir bankta oturarak bekliyorduk...
Hava güzeldi, ancak zaman geçmek bilmiyordu...
Tabii ki bir taraftan da doğal olarak, etrafı seyretmekteydik...
Hastane bahçesi çok kalabalıktı... Dikkatimi çeken ise çoğu hasta veya hasta yakının yoğun bir şekilde sigara içmesiydi...
Ben hanıma “bu insanlar, ne çok sigara içiyorlar, üstelik hastane bahçesinde; hem kendi sağlıklarını bozmak için çaba harcıyorlar, hem çevresindeki diğer insanları rahatsız ettikleri halde hiç aldırmıyorlar.” dedim...
Her kesimden insanın sigara içmesi çok garipti; kapalısı, açığı, genci, yaşlısı, hastası, sağlıklısı, hastane personeli, resmisi, sivili, hasılı her kesimden insan yoğun olarak sigara içiyordu...
İçmeyenler ise azınlıkta kalmalarına rağmen, onlar da duman altı olmuştu...
ERKEKLERDE SİGARA İÇME AZALIRKEN KADINLARDA ARTIŞ VAR!..
Hastane bahçesinde dikkatimi çeken daha çok, kadınlar oldu...
O insan kalabalığında, kadınlarının tahminen yaklaşık yüzde 80'i sigara içiyordu...
Her türden kadının yoğun olarak sigara içmesi, bana çok enteresan geldi...
Öyle bir sigara içme ki birini tam olarak bitirmeden, diğerini yakıyor ve yarım bıraktığı sigarayı, yerlere veya çöp kutularına atıyordu...
Kısacası hastane bahçesi, bir elinde sigara ve diğer elinde telefonla konuşanlarla dolup, taşıyordu...
Bu garip tablo, beni çok derin düşündürmüştü...
Devletin sigarayla mücadele için çok büyük çalışmalar yaptığını biliyordum.
Erkeklerde yüzde 13 sigara içmenin azalmasına karşın, kadınlarda sigara içmenin beklenmedik bir şekilde daha fazla artması ilginçti!..
Kadınların sadece biyolojik değil, psikolojik olarak da eşit olmadığını düşündüm...
Öncelikle parklarda, duraklarda, okul bahçelerinde ve hastane bahçelerinde sigaranın yasaklanmasına rağmen, kanunları hiçe sayan bu tür kadınların, bu davranışının ne kadar sorumsuzca olduğunu düşündüm...
Özgürleşmeyle sorumsuzluğu ayırt edemeyen kadınların çokluğu gerçekten ürkütücüydü...
Bu tür kadınların, özgürlük(!) elde etmek için ölümüne sigara içerek kendi otoritelerini sergilemeleri bir yana, başkalarının havasını ihlal ederek, rahatsız olanlara karşı umursamaz davranışlarda bulunmaları da çok garip!..
Kendi özgürlüklerini önemseyen, başkalarının özgürlüklerine aldırmayan insanların, gün geçtikçe daha da artış göstermesi endişe verici...
Kendi nefislerine acımayan bu insanların, hastane bahçesinde başka insanlara saygı göstermemesi, hiç bir mantıkla izah edilemez...
SİGARA İÇENLERİN ELLERİ, AYAKLARI, PARMAKLARI KESİLMİŞTİ!..
Sigaranın sağlığı bozan yüzlerce madde taşıdığını insanların bilmemesi veya bilerek içmelerini anlamak mümkün değil...
Bir belgesel yapımında, hastane koğuşlarında yüzlerce insanın elleri, ayakları, parmaklarının kesildiğine şahit oldum...
Bazılarının ise soluk borusuna delik açılarak, protez parçalar takıldığını gördüm...
Hatta bir tanesi vardı ki iki ayağı ve bir eli kesilmişti, ona mikrofon tuttum...
Ne dese beğenirsiniz: "Ağabey, beni budadılar ama ben inadına yine sigaraya devam ediyorum."
Tek eli kalan, tekerlekli sandalyesinde oturmakta olan bu adama söyleyecek bir söz bulamamıştım...
Özellikle vücudun oksijenini azaltan ve de içindeki zararlı maddelerle sağlığı bozan sigaraya bu kadar bağımlılık, gerçekten ürkütücü...
Cerrahlarla konuştuğumuzda, akciğer kanserine yakalananların yüzde 90'ın sigara içenler olduğunu söylediler...
Ne yazık ki insanlar yaşlandıkça bu gerçeği daha çok fark ediyor...
SORUMLULUKLA ÖZGÜRLÜK KARIŞTIRILIYOR... AH BU KADINLAR!..
Hastane bahçesinde bu kadar fütursuzca sigara içen kadınların olmasının mantıkla izah edilecek bir tarafı yok...
Doğrusu, bu tür kadınların canları istedikçe her türlü kuralsızlığı ve sorumsuzluğu yapmalarının nedenini bir türlü anlayamadım...
İlginç olan hanımın yanında oturan yaşlı bir teyzenin hanıma söyledikleriydi...
Bu yaşlı teyze, normal konuşma arasında evinde yatalak hasta olan kocasını bırakıp, geldiğini söyledikten sonra “Adamı indiremedik, böylece eziyete devam ediyoruz” diyordu!..
“Adam” dediği de Türkiye'nin cumhurbaşkanıydı...
Bu yaşlı kadının, bir cumhurbaşkanından bahsederken kullandığı saygısız dili geçtik, karşısında tanımadığı bir kadına bunu söylemesi bile çok garipti...
Ayrıca karşısındaki yeni tanıştığı kişinin siyasi görüşünü de bilmeden bunu söylemesi de ayrı bir cahillik alametiydi.
Kendi kendime düşündüm ki o “adam” dediği ve nefret ettiği cumhurbaşkanı, ona da ve yatalak kocasına da aylık bağlamıştı...
Çok yazık...
Sözün bittiği yer galiba burası olsa gerek...
.
Raşit Anaral, dikGAZETE.com