Adalet var diyen mi var?!.
Son dönemde yargı ve adalet konusunda acayip şeyler oluyor!..
Örnek verecek olursak; dolandırıcılık ve suç örgütüne üye olmak suçlarından yargılanan sosyal medya fenomeni Bahar Candan ve Nihal Candan adıyla bilinen Gülnihal Çiçek tahliye edildi.
Bahar Candan’ın 14 yıldan 44 yıla kadar, Nihal Candan adıyla bilinen Gülnihal Çiçek’in ise 8 yıldan 24 yıla kadar hapsi isteniyordu.
“Kara para aklama ve vergi kaçırma” suçundan yargılanan Dilan ve Engin Polat, 3 ayrı suçtan toplam 20’şer yıldan 40’ar yıla kadar hapisle yargılanıyordu; tahliye edildiler!..
İzmir Urla’da 30 yaşındaki Semih Kenan Köse’nin markette çıkan ‘omuz attın’ tartışmasında bıçaklanarak öldürüldüğü olayla ilgili davada sanık Sercan B. tahliye edildi!
Tahliye kararı veren 3 hakim ve 1 savcı açığa alındı!..
Hollandalı uyuşturucu baronu Joseph Johannes Leijdekkers’ın Türkiye ayağını yöneten A.A.Ü ile birlikte 15 kişi tahliye edilmişti!..
Tahliye kararı veren 15. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Oktay A. ve mahkeme üyeleri Arzu A. ile Veysi G. açığa alındı!..
Tahliyeler için Mahkeme başkanı ve üyelere 730’ar bin dolar verilerek anlaştıkları iddia edildi!
Son olarak; Ümraniye’de polis memuru Şeyda Yılmaz’ı katleden ve poliste 26 suç kaydı; adliyede ise 24 dosyası olduğu belirlenen 19 yaşındaki Yunus Emre Geçti olayı!..
Yunus Emre Geçti’nin 1 cinsel taciz, 2 çocuğa cinsel istismar, 2 mala zarar verme, 1 hırsızlık, 1 gasp, 2 yağma, 2 kasten yaralama, 8 ayrı uyuşturucu kullanma ve 1 uyuşturucu ticaretinden 26 suç kaydının bulunduğu ve hepsinden adli kontrol kararı alıp, hiç cezaevine girmediği öğrenildi.
Bir örnek… Yunus Emre Geçti’ye “silahla yağma” suçundan 29 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. 11 yıl hapsine karar verildi. Olay tarihinde 18 yaşından küçük olması, mağdurun zararını gidermesi nedeniyle mahkeme indirim yaptı.
Mahkeme, dikkat çekici gerekçelerle bir indirim daha verdi… “Olaydan sonraki ve yargılama sürecindeki olumlu davranışları, duruşmadaki saygılı hali ve cezanın geleceği üzerindeki olası olumsuz etkileri dikkate alınarak cezasında indirim yapıldı” ve bu adam hiç hapis yatmadı!..
Şimdi bu serbest bırakılanlar babalarının hayrına ya da kara kaşı, kara gözü için serbest bırakılmadı!
Yukarıda da belirttiğimiz gibi bazı davaların hakim ve savcıları açığa alındı!..
Yunus Emre Geçti’ye verilen ceza uygulansaydı, karakoldan kaçıp, polisle çatışmaya giremeyecekti!
24 dosyası olan birinin hapse girmemesinin nedenini de o davalarda yargılama yapan hakim ve savcılara sormak lazım!..
Üstelik üyesi olduğu çete, Geçti’nin arkasında olduğu şeklinde ilan yayınlayabiliyor!
Nereden alıyor bu gücü?!.
Elbette önceki davalardan sıyrılmalarından!..
Daha doğrusu paradan!..
Ama bu adalet sisteminde normal bir vatandaş, dava açılmaması gereken bir olayda, yargılanıp, ceza bile alabiliyor!..
Kendimden örnek vereyim…
15/06/2024 tarihinde bu köşede, “Ateistlerin dikkatine!.. Ve Sağlık Bakanı Koca’dan bir talep bir de öneri!..” (*) başlıklı yazı yayımlanmıştı. Dönemin Sağlık Bakanı Koca’ya seslendiğim yazıda geçen 4 Haziran’daki şikâyetimiz, ilçe savcısı tarafından “delil yetersizliğinden” davaya dönüştürülmemiş. Bunu nereden öğreniyoruz?!
‘e-devlet’ten…
Adli tatil olan 20 Ağustos’ta aynı savcı, bana dava açıyor!.. Bizim, “kamera görüntüleri izlensin” dememize rağmen delil kabul edilmeyen görüntüler, benim için açılan davada delil oluyor!..
İlginç bir dava!..
Benim davacı olduğum şahıs değil de aynı yerde çalışan tanımadığım bir başkası bana dava açıyor! Daha ilginç olanı, ben hem müşteki hem sanık oluyorum ama benim haberim yok!..
Orada yaşamadığım için telefonla bilgi almak istiyorum, vermiyorlar!
Annem de şikayetçi olduğundan annem ve bir tanıdığım gidip, görüşüyor…
Benim için, “ona tebligat yapılacak” deniliyor!
Bugüne kadar bana herhangi bir tebligat gelmiş değil!..
Ve 15 Ekim’de duruşmam var!..
Bunu da bana açılan davanın ‘e-devlet’teki duruşma gününden öğreniyorum!..
Kısacası; Yatağan’da görevli Uzman Çavuş Ali Aladağlı’ya, 14 Mart 2022 yılında Muğla’da kurulan kumpasın değişik bir versiyonu bana kurulmak isteniyor!..
Adalet Bakanı da, vatandaşların yargı hizmetlerinden memnuniyetini artırmak için birçok düzenlemeyi hayata geçireceklerini belirterek; “Türkiye Yüzyılı’nı ‘adaletin ve hakkaniyetin yüzyılı’ yapmak için canla başla çalışacağız” diyor!
Benim açımdan, adaletsizlikle karşı karşıya kalmış biri olarak mümkün değil!..
Çünkü ben bir gazeteci olarak geçmişte şahit olduğum olaylar ve başıma gelen bu durumdan sonra kim, “Bu ülkede adalet var. Adaleti sağlayacağız” diyorsa, iyi gözle bakmıyorum!..
O açıdan kim konuşursa konuşsun hatta sittin sene konuşsa da bana göre mümkün değil ve beni ikna edemez!..
Çünkü gerçeği yaşayan, konuşanlar değil, ben ve benim gibi mağdur edilen insanlar!..
.
Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com