?>

Acilci Marx’lar kapitalistin bagajında!

Ulvi Alacakaptan

5 yıl önce

71 yazı, 12 Mart fırtınası boran olmuş esip kavuruyor ülkeyi.

Ben Marmaris Suikast Köyü'nde (*) “DiscJockey”im; siz “DJ" bilirsiniz.

Acar’la İstanbul’a dönüşte "Kuştur Tatil Köyü"nde ömürden 3/5 gün çalacağız.

Denk düştü, İzmit’ten yakışıklı bir arkadaşım var arabalı; Semih.

O da İzmit’e defileye yetişecek “Manken" bizi de aldı.

Acar, bir bavul da kitap almış yanına, hani şu tatil boyunca birinin bile kapağı kaldırılmadan geri götürülenlerden.

Bizim “Manken" yükleniyor gaza; hem bize hava atmak hem de defileye yetişmek endişesi.

Neyse Selçuk’da indik arabadan.

Dakika olmadı.

Acar’da feryat-figan!

- Eyvah nüfus kağıdım arka camın içinde kaldı.

Sıkı, sımsıkı yönetim var; yollarda insan çevirme.

Ne yapacağız?

Şimdi olsa kolay; cep telefonları var.

Yakında bir jandarma karakolu var; gittik anlattık, denemediler değil sonuçsuz!

- Acarcığım; rezervasyonu yaptırıp paramızı ödemişiz, gidelim bir tatil köyüne… Bakarız sonra.

Kısa bir süre önce “Acilciler” İzmir'de banka soymuşlar. Yıllar sonra İzmir Elhamra'da oynarken oyuna geç gelip, balkona yerleştiler.

İnanmayabilirsiniz ben yaşadım da inanıyorum.

Ön sıradan biri:

- Mahiiiiiirrrr...

Bütün gurup:

- Mahiiirrrr…

Biri:

- Hüseyiiiinnn…

Gurup:

- Hüseyiiinnn

- ULaaaaşşş...

Herkes:

- Ulaaaşşşş...

Herkes:

- ACİL DEVRİM... ACİL DEVRİM

Hemen ilk gün, havuzbaşında "İstanbul Erkek"ten beden hocamızı gördük.

Kardeşiyle birlikte, ülkenin önde gelen turizm şirketlerinden birinin sahiplerindendi.

Ad olarak da soyadlarını seçmişlerdi.

"Aman-zaman" dedik; hiç ikiletmediler!

Marks-Engels-Lenin, Mercedes’in bagajına yerleştirildi; Che Guevera’ya da kıyıda bir yer açıldı.

Bizden iki gün önce Kapitalist hocamız, İstanbul’a yollandı.

Ya biz?

Hep yapıldığı gibi, İzmir’e 10 km kala çevirdiler, minibüsten indirdiler.

Aman-zaman anlattık derdimizi…

Hayır, öğrenciyiz; bize, terörist olmasa da “Anarşit" diyorlar.

Komutan; "İzmir Sıkıyönetim’den bir defalık çıkış belgesi alın!.." diye akıl verdi.

Öyle yaptık; “Karayolunda on defa durdurulmaktansa uçağa binelim" dedik.

Benim ilk olacak.

Çiğli havalanı.

Uçak geldi pervaneli.

Ben, “bakım-yıkama-yağlama yapılacak" diye bekliyorum.

Salopetli bir teknisyen geldi, pervanelere eliyle yarımşar tur attırdı.

Kapıları açıp, “Yürüyün uçağa" dediler.

İkram falan hatırlamıyorum, iki hostesle en arka sırada yanyana oturuyoruz.

Uçak bir sallıyor, bir çalkalıyor; sanki Arçelik’in tamburlu çamaşır makinesindeyiz.

Ayağımda lastik tokyolar var, tabanlarım sırılsıklam oldu.

Hayır hostesler de sapsarı ile bembeyaz surat arasındamütereddit.

Şimdi pilot anons yapacak.

"Sayın yolcularımız Türk Hava Yolları’nın imamı birazdan son dini vazifesini yapmak üzere gelecektir.”

Sonra ne mi oldu?

Bu satırları yazacak bir 50 yılımız daha varmış.

(***) "Marmaris Tatil Köyü Turban”, 15 Temmuz 2016’da, Sn. Cumhurbaşkanımıza suikast girişiminde bulunulan "GrandYazıcıTurban Marmaris"tir.

-Hayatta Oynamam adlı çıkacak kitabımdan-

.

Ulvi Alacakaptan, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI