Türk kamuoyu; Trump'ın dost mu düşman mı olduğu meselesinde kararsız!
Ben bu Trump hakkında ne düşündüğümü ABD Başkanı seçilmeden önce yazdım çizdim.
Trump bize Ahmet Ertegün'den miras. Anlayan anlar.
Amerikan’ın Türk çeliğine oyunu…
Türkiye, ABD’ye çelik ihracatında Kanada, Brezilya, Güney Kore, Meksika ve Rusya’nın ardından 6. sırada. Amerika’ya yaklaşık 1.2 milyar dolarlık çelik satan Türkiye, ABD çelik alımının yüzde 5.7’sini karşılıyor.
ABD yönetimi, 10 Ağustos 2018'de yaptığı açıklamayla, Türkiye'den yapılan çelik ithalatına uygulanan vergiyi yüzde 50'ye, alüminyum ithalatına uygulanan vergiyi de yüzde 20'ye çıkarmıştı.
Türk çelik üreticileri bu kararın; ABD’de çeliği hammadde olarak kullanan otomotiv, beyaz eşya, makine imalat, inşaat ve bunun gibi sektörlerin müşterisi olan halkı olumsuz etkileyeceğini, fiyatların artmasından dolayı ABD ekonomisinin büyük zarar göreceğini belirtmişti.
Dedikleri gibi de çıktı!..
Türkiye ise söz konusu kararın Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarına aykırı olduğunu kaydederek, ABD'yi DTÖ'ye şikayet etmişti.
Ne olduysa birkaç gün önce ABD Başkanı Donald Trump, çelik vergisiyle ilgili son düzenlemesinde ABD'nin Türkiye'den yapılan çelik ürünleri ithalatına uyguladığı yüzde 50 oranındaki gümrük vergisini yeniden yüzde 25'e düşürdü. Trump'ın gerekçesi önceki yıla kıyasla Türkiye'den ithal edilen çelik ürünlerinde yüzde 48 azalma görülmesi.
ABD’nin İran'a ambargosu…
Donald Trump'ın, İran’ın petrol dışındaki en önemli ihracat kaynağı olan demir, çelik, bakır ve alüminyum sektörlerine uygulanan yaptırım kararıyla bu sektörlerdeki ihracat gelirleri hedef alınmıştı.
ABD geçen hafta, uçak gemisi USS Abraham Lincoln’ü, muhrip-destroyerlerini, B-52 bombardıman uçakları, F-15 ve F-16 savaş uçaklarından oluşan uçak filolarını bölgeye gönderdi.
ABD’nin hedefi ambagolarla İran ekonomisini ve sanayisini çökerterek işçi temelli halk devrimi yaratmak!..
ABD, İran'ı çepeçevre kuşattı. Ablukanın amacı İran'dan kuş uçurtmamak.
Bu kapsamda geçen hafta, uçak gemisi USS Abraham Lincoln’ü, muhrip-destroyerlerini, B-52 bombardıman uçakları, F-15 ve F-16 savaş uçaklarından oluşan uçak filolarını bölgeye gönderdi.
Trump yönetimi İran’ın ihracatının yüzde 10’nu oluşturan çelik, alüminyum ve bakır endüstrilerini hedefleyen yaptırımlarla İran'ı köşeye çoktan sıkıştırdı bile.
Yaptırımların hedefindeki maden ve madencilik sektörü, bu alanda faaliyet gösteren şirketler doğrudan 600 bin işçiye istihdam sağladığı için İran ekonomisinin bel kemiğini oluşturuyor.
Çeliğe en çok ihtiyaç duyan otomotiv sektöründe 1 milyondan fazla İranlı çalışıyor.
Bu 2 sektör ülkedeki toplam işgücünün % 6’sını kapsıyor…
Günümüzde İran'ın en büyük sanayi birimlerinden olan Mobarakeh Steel Company, Mobarakeh kenti yakınlarındaki 35 kilometrekarelik ve İsfahan'ın 75 km güneybatısında bulunan bir alanda yerleşik.
Mobarakeh Steel Company / Mubarakeh Çelik Şirketi'nin Genel Müdürü Bahram Sobhani, İran'ın 2018-19 mali yılının ilk dört ayında, yerel çelik sevkiyatlarının yıllık yüzde 8 artışla 2,05 milyon mt’a yükseldiğini belirtiyor.
Dr. Ardeşşir Saad Mohammadi'nin CEO'su olduğu İran Ulusal Bakır Sanayii Şirketi, Temmuz 1971'de Sarcheshmeh Kerman Bakır Madenleri A.Ş. olarak kuruldu.
Şirket bakır madenlerinin çıkarılması ve işletilmesi, yüksek kaliteli cevher ürünlerinin üretimi ile katod, slab, kütük ve sekiz milimetre tel gibi bakır ürünlerinin imalatıyla uğraşıyor.
Kerman'daki Sarcheshmeh ve Meidok bakır madenleri ve Doğu Azerbaycan'ın Sungun bakır madenleri ülkedeki en önemli bakır madenlerinden.
Yaptırımların Mubarakeh Çelik Şirketi ve Ulusal Bakır Sanayii Şirketi gibi İran’daki büyük maden şirketlerini büyük ölçüde olumsuz etkileyeceği gibi ağır borç altında olan maden şirketlerinin bütçelerini daha da kötüleştirmesi kimse için sürpriz sayılmaz.
Ruhani yönetiminin bu şirketlerin iflasını önlemek için yapabileceği çok şey yok. Dal kırıldı, köprü suyu beldi geçti.
Tahran'ın enflasyonla mücadele edebilecek ekonomik ve idari gücü yok.
Şirketlere nakit akışının kesilmesi, maaşların ödenememesi işten çıkarmalar ile sonuçlanacaktır.
Uzmanlara göre bu durum İran'da yüzde 40’a kadar düşen üretimin düşmesini ve fiyatların yükselmesini tetikleyebilir. İşten çıkarmalar hızlanır.
CIA; Washington yönetiminin ambargo uygulamasıyla İran'da kamuya ait işletmelerde istihdam edilen ve İran ekonomisinin bel kemiğini oluşturan işçi kitlesinin Velayeti Fakih rejimine başkaldıracağını öngörüyor.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'un Trump’a ABD’nin İran’daki işçi faaliyetlerini daha etkin bir şekilde desteklemesini önerdiği, Sovyetler Birliği’nin dağılması sürecini hızlandıran Lech Walesa liderliğinde Polonya’da işçi sendikalarının yönettiği Solidarity (Dayanışma) hareketi gibi bir plandan söz ettiği biliniyor.
Bu plana işlerlik kazandırmak için maden endüstrisinde toplu işsizlik yaratılarak, hoşnutsuz ve ekonomik krizin etkilediği kalabalık işçi kitlesinin önderliğinde İran sokaklarının karıştırılması hedefleniyor.
İran’da işçi sınıfının sendikal mücadelesi…
İran’da Şah Rıza Pehlevin’in temsil ettiği monarşiye, 1979’da son veren devrimci süreçte, işçi hareketi önemli bir rol oynadı.
İşçi hareketinin mücadelesi şûralar, grev komiteleri ve sendikalar aracılığıyla esas olarak işyeriyle sınırlı kaldı.
Bunun iki istisnası Abadan Petrol Sanayisi İşçileri Sendikası ile Abadan ve Yöresi Taşeron ve Mevsimlik İşçileri Sendikası idi. Bu iki sendika, Huzistan eyaletinde politik, demokratik mücadelelere katıldı.
1990-2010 dönemindeki özelleştirmelerin yüzde 90’ından fazlası Ahmedinejad döneminde oldu. Bu süreçle birlikte taşeron işçiliğinde patlama yaşandı.
Uluslararası Gıda İşçileri Sendikasına bağlı (IUT) bağımsız Haft Tappeh Şeker İşçileri Sendikası, işçi direnişinde öncü olabilir.
İran’da işçi hareketinde belli bir canlanmadan söz edilebilir.
Uluslararası baskının yol açtığı ekonomik kriz nedeniyle işten atmalara, ücretlerin ödenmemesine, tehlikeli çalışma koşullarına karşı gösteriler, grevler ya da protesto eylemleri birbirini izliyor.
Sendika aktivistleri tutuklanıyor ve şiddete maruz kalıyor. Bağımsız sendikalar yasak.
Ülkede işçi hareketi ile demokratik talepler hareketi iç içe geçmiş durumda.
İran, aralarında çelik, maden, eğitim ve ulaşımın olduğu birçok sektörde çalışma koşulları ve ödenmeyen ücretler yüzünden gündeme gelen iş bırakma ve sokak eylemlerine sahne oluyor.
Eğitim emekçileri de ülke çapında iş bırakma eylemi gerçekleştirmişti. Kuzestan vilayetine bağlı Ahvaz’da Iran Ulusal Çelik Sanayi Grubu işçileri de uzun süredir ücretlerini alamadıkları için greve gitmişti.
Etnik kökenli bir başkaldırmanın; İran halkının tamamınca onaylanlanması mümkün değil.
O nedenle işçilerin emek, ekmek ve insanca yaşamak eksenli insani taleplerine İran halkının büyük bir kesimi destek verecektir.
İranlı işçiler; Karl Marx ve Frederich Engels’in kaleme aldıkları Komünist Manifesto’su; “Bütün ülkelerin işçileri birleşin, zincirlerinizden başka kaybedeceğiniz şey yok, ama kazanacağınız koca bir dünya var!” çağrısına kulak kesildiler.
1979'da İran'da gerçekleşen devrimden hemen sonra 12 Eylül 1980'de Türkiye'de askeri darbe yaşanmıştı.
Nereye gidiyoruz?
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete