MOSKOVA
Geçenlerde bir haber dikkatimi çekti..
Konu, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye'ye yaptığı ilk resmi ziyaret ile ilgili.
Haber şöyle: 6 Aralık 2004’te Rusya Devlet Başkanı Putin, Türkiye’ye ilk resmi ziyaretini gerçekleştirdi. Böylece 1972’den beri Türkiye’yi ziyaret eden ilk Rus lider oldu."
Açıkçası "1972'den beri Türkiye'yi ziyaret eden ilk Rus lider" cümlesine takıldım.
Araştırma yaptım.
1972 yılında Türkiye'yi ziyaret eden yetkili, Sovyetler Birliği Prezidyumu Yüksek Konseyi Başkanı Nikolay Podgornıy.
Evet bu üst düzey kurumun başkanı 1936-1989 yılları arasında Sovyetler'in "başkanı" olarak nitelendiriliyordu.
Yurtdışında da "Sovyetler Birliği Devlet Başkanı” olarak adlandırılıyordu.
Fakat bu "başkanlık" sembolik bir makam idi.
Çünkü Sovyetler'in asıl “Şef"i SSCB Komünist Partisi Genel Sekreteri'ydi.
Zaten 1989 yılında Mihail Gorbaçov'un Devlet Başkanı seçilmesiyle “Prezidyum" kurum olarak kaldırıldı.
Dolayısıyla, yaklaşık 500 yıllık Türk-Rus ilişkilerinde Türkiye'yi resmi olarak ilk kez ziyaret eden Rus lider Putin oldu.
Putin’den önce, 500 yılda hiç bir Rus Çarı, Sovyet Genseki (Komünist Partisi Genel Sekreteri) ve Rusya Devlet Başkanı, Türkiye’ye resmi ziyarette bulunmadı.
Bu ilki Putin yaptı.
Rusya Devlet eski Başkanı Boris Yeltsin zamanında, yani 1990'lı yıllarda, Rus-Türk ikili ilişkileri iyi sayılmazdı.
Rusya ile arası daha kötü olan ülkelere giden Yeltsin, bir kere de olsun Türkiye’ye resmi ziyarette bulunmadı.
Sadece 1999 yılında İstanbul'daki AGİT Zirvesi protokolüne katıldı.
Bu arada, Putin, 2004 yılında Türkiye izlenimlerini Türk basınına şöyle anlatıyordu:
“Benim için Türkiye güneyimizdeki NATO üyesi bir ülkeydi. Yani, bizim düşmanımız olarak görülüyordu…
Antalya’ya birkaç sefer gittim.
Ve size samimi olarak söyleyeyim, mest oldum.
Bu ziyaretlerim sayesinde ülkeniz hakkındaki düşüncelerim kökünden değişti.
Yukarıda bahsettiğim 'NATO ülkesi düşman Türkiye’ kalıpları, bir anda kafamdan silindi gitti.
Ziyaretlerim sırasındaki Türk halkının bize gösterdiği ilgi, Türkiye hakkındaki düşüncelerimin temeline yerleşti.
Yanlış hatırlamıyorsam 92-93 başlarıydı.
Üç sefer gittim.
İkişer üçer hafta kaldım.
O tarihlerde St. Petersburg’da bir görevdeydim.
Antalya veya başka bir yer olması önemli değil.
Biz küçük bir tekne kiralayıp, kıyılarınız boyunca tura çıktık.
Teknenin iki Türk personeli vardı.
Aramızda anlayış ve dostluk öyle süratli kuruldu ki; böyle insanların düşman olamayacağını anladım.
Bu iki adam ne politikacıydı ne de birer işadamıydı.
Çıkarları olmayan, sadece işini yapan insanlardı.”
Kısaca Putin’in 2000’li yılların başlarında iktidara gelmesiyle ikili ilişkiler arttı, ticaret hacmi büyüdü.
Türkiye, Rusya’nın stratejik partneri oldu.
Putin, defalarca Türkiye’yi ziyaret etti.
En son geçtiğimiz günlerde, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte İstanbul’da açılışı gerçekleştirilen Türk Akım Doğalgaz Boru Hattı törenine katıldı.
Ve her ziyaretinde olduğu gibi bu sefer de Putin, yine ikili ilişkilerinin önemini vurguladı.
.
Fuad Safarov, dikGAZETE.com