Şair daha; "Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!" dizelerini yazmamıştı. İkinci Dünya Savaşı yeni sona ermiş, Türkiye tercihini Sovyet tehdidine karşı ABD-Batı ekseninde yapmak zorunda kalmıştı.
Türkiye'nin batı ittifakına kabulünün şartı çok partili sisteme geçişti.
Askerî istihbarat ve Milli Amele Hizmet Teşkilatının birçok faaliyetine imza atan Mareşal Fevzi Çakmak; devletin bekasını ölümüne savunacak sivil bir organizasyona girişti.
Millet Partisi kuruluyor!
20 Temmuz 1948'de "Şehitler tepesi boş değil, Biri var bekliyor.
Ve bir göğüs, nefes almak için; Rüzgar bekliyor." düşüncesiyle Millet Partisi kuruldu. Partinin kurulmasının en önemli nedenlerinden biri Demokrat Parti'nin Cumhuriyet Halk Partisi'ne sert muhalefet yapmamasıydı.
Fevzi Paşa, Halk Partisine karşı asıl muhalefeti ancak kendilerinin yapabileceğini, Demokratların çok pasif kaldığını ve uzlaşmacı bir tavır sergilediğini söylüyordu. Efsane general, Genelkurmay istihbarat şube müdürlerinden Fransızca ve Almanca bilen Sadık Aldoğan' da kurmay kadronun içinde Fevzi Paşa'nın yanındaydı.
Millet Partisi Kapatılıyor!
Genel Başkan Mareşal Fevzi Çakmak, 14 Mayıs 1950'de yapılacak seçimlerden bir ay önce 10 Nisan 1950'de vefat etti. Bırakın Mustafa Kemal Paşa'nın silah arkadaşı, İstiklal Savaşı'nın kurmay başkanı için resmi töreni düzenlemeyi, Mareşal Çakmak’ın cenazesinde radyodan oyun havası çaldıran CHP iktidarı, cenaze namazına katılarak Arapça tekbir getiren ve topluca Ezan okuyan onlarca kişiyi tutuklattı.
CHP'nin yapamadığını sözde sağcı Demokrat Parti iktidarı yaptı. Türk Milliyetçiler Derneğini 23 Ocak 1953 günü kapatan DP iktidarı 1954'de Millet Partisi'ni kapattı.
"Tanrı Dağı"ndan gelenler, "Turan"a giden yolda "Kürşad" arıyor..
10 Şubat 1954'te kapatılan Millet Partisi'nin devamı olarak Ahmet Tahtakılıç'ın Genel Başkanlığında Cumhuriyetçi Millet Partisi kuruldu.
CMP, Remzi Oğuz Arık, 3 Nisan 1954 tarihinde bindiği uçağın Adana'dan havalanmasıdan sonra Toroslar üzerinde infilak etmesi sonucu yaşamını yitiren, Remzi Oğuz Arık'ın Genel Başkanlığını yaptığı Türkiye Köylü Partisi ile 16 Ekim 1958'de birleşerek CUMHURİYETÇİ KÖYLÜ MİLLET PARTİSİ (CKMP) adını aldı. Osman Bölükbaşı da ilk Genel Başkanı oldu.
CKMP, MHP oldu... Aranan KÜRŞAT bulundu!
CKMP, 1961 seçimlerinde yüzde 14 oy alarak 3.ncü Parti olarak meclise girdi.
Nisan 1962'de Bölükbaşı, Parti Genel Başkanlığından ve üyeliğinden istifa ederek, 13 Haziran 1962'de kendisi Millet Partis’ini yeniden kurdu.
CKMP'nin Bölükbaşı'ndan boşalan Genel Başkanlığına Ahmet Oğuz getirildi.
31 Mart 1965 yılında Mehmet ALTINSOY, İsmail Hakkı YILANLIOĞLU ve arkadaşlarının daveti ile 31 Mart 1965'te Alparslan TÜRKEŞ ve arkadaşları (14 ler'in bir kısmı) CKMP'ye üye oldular.
Dernekten partiye geçiş…
Türkeş, 1944 tabutluk olayı sırasında işkence gören Türkçüler arasındaydı ve milliyetçi çevrelerde tanınan bir isimdi. Türkeş; 23 Şubat 1963’ta yurda dönünce Türkçü ve muhafazakar grupları bir araya getirmek ve dava arkadaşlarıyla birlikte kadro oluşturup partileşmek amacıyla Mustafa Kemal Erkovan, Zühtü Pehlivanlı, Alaettin Çetin ve İsmail Hakkı Yılanlıoğlu gibi parlamenter arkadaşları ile birlikte, Huzur ve Yükseliş Derneği’ni kurdu. Bu dernek; Türkeş’in siyasetteki ilk basamağı oldu.
CKMP bir durak, MHP menzil, Turan ülkü, lider Başbuğ!
Devlet ve millet sevdasıyla gözlerine uyku girmeyen Türkeş, 1965'te Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi'ne (CKMP) girerek fiilen siyasi hayata atıldı ve aynı yıl partinin genel başkanı oldu.
İlk defa 1965 Türkiye genel seçimlerinde CKMP'nin Ankara milletvekili olarak meclise girdi. 1966 Türkiye cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhurbaşkanı adayıydı fakat seçilemedi. 1975'ten sonra Milliyetçi Cephe adı verilen koalisyon hükümetlerinde başbakan yardımcılığı görevinde bulundu.
10 Şubat 1969’da Adana'da gerçekleştirilen kongreyle partinin ismi MHP olarak değişti.
Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz!..
MHP, 1969’da Adana’da yapılan kongreyle Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’nin adı, Milliyetçi Hareket Partisi olarak değiştirildi.
Tarihi büyük kongreden sonra partinin logosu üç hilal, Ülkü Ocakları’nın amblemi de Hilal içinde bozkurt amblemi oldu.
MHP, 1969 ve 1973 genel seçimlerinde çok büyük başarılara imza attı.
Türkiye’yi 12 Mart (1971) ve 12 Eylül’e (1980) götüren süreçte sağ-sol çatışmalarında ön saflarda bulunan Milliyetçi Hareket Partisi, siyasi söylemine komünizm karşıtlığı ile başladı. Türkiye’de 27 Mayıs 1960 darbesinin ardından güçlenen milliyetçi taban, kurulduğu 1969 yılından itibaren MHP çatısı altında toplandı.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) 12 Mart 1971 muhtırasında MHP, nasyonal sosyalistlikle, ırkçılık ve faşistlikle suçlandı.
Adana'dan milletvekili seçilen Alparslan Türkeş, 1973'e kadar TBMM’de MHP’yi tek başına temsil etti.
Ancak 1973 seçimlerinde 3 milletvekiliyle meclise giren MHP, 1 Nisan 1975'de 1. Milliyetçi Cephe Hükümeti'nde koalisyon ortağı oldu.
22 Temmuz 1977'de Partinin oy oranı yüzde 3.4’ten, yüzde 6.4’e çıktı.
2. Milliyetçi Cephe Hükümetinde biri başbakan yardımcılığı olmak üzere 5 bakanlıkla temsil edildi.
“Fikirleri iktidar, kendisi zindanda…” 12 Eylül darbesinin deviremediği Milliyetçi Hareket…
12 Eylül Darbesi'nden sonra 1985 yılına kadar 4,5 yıl tutuklu kaldı. MHP davası Türk siyasi tarihine, MHP genel başkan yardımcısı Agah Oktay Güner, yargılandığı mahkeme salonunda “Fikirlerimiz iktidarda ama kendimiz zindandayız” sitemiyle geçti.
12 Eylül 1980 ihtilalinde MHP ve Ülkücü kuruluşlar davasında yargılanan ve 27 ay Mamak cezaevinde yattıktan sonra tahliye olan Rıza Müftüoğlu tarihe tanıklığını, "Derin Sayfalarıyla Milliyetçi Hareket" kitabında ayrıntıları ile anlatmıştı.
Yeni açılımların” mimarı olarak bilinen, MHP eski Genel Başkanı merhum Alpaslan Türkeş ve yakın çalışma arkadaşı Rıza Müftüoğlu Mamak günlerini “Copların Askerleri” ismiyle kitaplaştırmıştı.
“Çalışma”dan Harekete geçiş!
Danışma Meclisi üyesi Mehmed Pamak ile arkadaşlarının 7 Temmuz 1983'te kurduğu Muhafazakar Parti, 1980 öncesi MHP çizgisini temsil ediyordu.
Mehmed Pamak'tan sonra Parti başkanlığına Ahmed Özsay, İsmail Hakkı Yılanlıoğlu ve Ali Koç getirildi. Partinin ismi 30 Kasım 1985'te yapılan genel kurulda Milliyetçi Çalışma Partisi (MÇP) olarak değiştirildi. 28 Eylül 1986'da yapılan milletvekili ara seçimlerine katıldı. Yüzde 10'luk oy barajını geçemediği için milletvekili çıkaramadı.
19 Nisan 1987'de yapılan olağanüstü kongrede, eski MHP Başkanı Alparslan Türkeş'in desteklediği ekip parti yönetimini ele geçirdi. Genel başkanlığa ise eski MSP milletvekili olan Abdülkerim Doğru getirildi. 6 Eylül 1987'de yapılan halk oylamasının neticesinde siyaset yasağı kalkan Alparslan Türkeş MÇP'ye katıldı. 4 Ekim 1987'de yapılan kongrede Alparslan Türkeş MÇP'nin genel başkanlığına seçildi.
26 Mart 1989'da yapılan belediye başkanlığı seçimlerinde oylarını artırarak 4.26'ya çıkardı. Bu seçimlerde Elazığ, Erzincan, Yozgat ve Kırıkkale belediye başkanlıklarını kazandı.
“Mücahit Türkeş!.. Başbuğ Erbakan!..” sloganları…
Turgut Özal'ın ülke yönetiminde izlediği politikayı milli bulmayan küçük sağ sektör partiler seçimlere tek listeyle girme kararı kararı aldı. O dönemde bu siyasi hamle "Ergenekon'dan çıkış" olarak görüldü.
Ortak mitinglerde kalabalık seçmen kitlesi, RP ve MHP genel başkanlarına birbirlerinin liderlik lakaplarıyla tempo tuttu, “Mücahit Türkeş… Başbuğ Erbakan…” sloganlarıyla meydanlar inledi.
1991'de Türkiye, genel seçimlerinde Refah Partisi ve Islahatçı Demokrasi Partisi ile birlikte üçlü seçim ittifakı başarıyla sonuçlandı.
1992'de 12 Eylül darbesi ile kapatılmış olan partilerin eski adlarını alması hakkında Siyasi Partiler Kanunu'nda yapılan değişiklikle MÇP'nin ismi de 1993'te MHP olarak değiştirildi.
1995 Türkiye genel seçimlerinde partisi parlamento dışı kalan Türkeş, 4 Nisan 1997'de vefat etti.
Merhum Alpaslan Türkeş, MHP’nin öğretisini, “Türk milletinin özelliklerine uygun Müslüman ve Türk realitesini göz önünde bulunduran, modern ilim ve tekniği yol gösterici olarak kabul eden milli bir doktrin” olarak tanımlamıştı.
MHP’nin kurucusu, Türkler’in bir bayrak altında toplanmasının, uzak ama mümkün olan bir hedef olduğu görüşündeydi.
O ülkü gerçekleşmek üzere.
Türkeş sonrası MHP'yi iktidara taşıyan lider Devlet Bahçeli…
Ülkücü kadroların yetişmesinde önemli görevler üstlenen Dr. Bahçeli, Başbuğ Alparslan Türkeş tarafından göreve çağırılması üzerine 17 Nisan 1987 tarihinde, Yrd. Doçent iken üniversitedeki öğretim üyeliği görevinden istifa etmiş, 19 Nisan 1987 tarihinde yapılan MÇP Büyük Kurultayı'nda parti yönetimine seçilmiş ve Genel Sekreterlik görevine getirilmişti.
MÇP ve MHP'nin yönetim kadrolarındaki görevini, kesintisiz sürdüren Devlet Bahçeli, Genel Sekreterlik, Genel Başkan Yardımcılığı, Merkez Yürütme Kurulu Üyeliği, Merkez Karar Kurulu Üyeliği, Genel Başkan Baş Danışmanlığı görevlerinde bulundu.
MHP genel başkanlığına 1997’de yapılan olağan kongrede Alpaslan Türkeş'in oğlu Tuğrul Türkeş'e rağmen diğer başkan adaylarının Devlet Bahçeli lehine adaylıktan feragat etmesiyle MHP yeni liderine kavuştu.
Türk siyasetinin milliyetçi partisi, MHP adını aldıktan tam 20 yıl sonra, en yüksek oy oranını Devlet Bahçeli ile yakaladı.
MHP'nin efsane başkanı Alpaslan Türkeş'in vefatının ardından MHP liderliğine seçilen Dr. Devlet Bahçeli, ilk girdiği seçimlerde yüzde 18'e yakın bir oy aldı ve seçimleri Bülent Ecevit'in liderliğini yaptığı DSP'nin ardından ikinci sırada tamamladı.
129 milletvekili çıkardı ve DSP-ANAP-MHP koalisyonunda 12 bakanlık elde ederek hükümetin ikinci büyük ortağı oldu.
MHP’nin dış politika parametresi…
MHP, Türk dünyasının öncü ve lider partisi olduğu gibi, lider ülke Türkiye Ülküsü’nün de fedaisi. MHP, siyasi varlığını ve kadrolarını Türk devletinin ve milletinin bekası için feda etmeye kodlanmış bir partidir.
MHP, sıradan bir parti değil! Mustafa Kemal Atatürk'ün “10. Yıl Nutku”nda belirttiği gibi "Ebediyete akıp giden her senede, bu büyük milletin daha büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah içinde yaşaması"nı dava edinen milli bir teşekkül.
MHP; Atlantik ve Avrasya denkleminde "Tam bağımsız Türkiye"den yana ama milli ülkü ve milli çıkarların gerektirdiği uluslararası bağlantılara da sıcak bakabiliyor.
MHP'nin dış politika stratejisi, Türkiye'nin Kafkasya ve Balkanlar'da lider olmasının yanı sıra Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, Kıbrıs, Kafkasya coğrafyasında kurulacak stratejik ve ekonomik ortaklık ile kültürel ve siyasi işbirliklerini öngörüyor.
MHP, Orta Doğu’da işbirliği ve istikrar sağlayıcı politika üretilmesinden yana.
Türkiye’nin en önemli milli meselesi Kıbrıs'ta; Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin kaldırılması MHP için asla kabul edilemez.
MHP'ye göre Kıbrıs’ta tek gerçekçi uygulanabilir ve sürdürülebilir çözüm; iki bölgeli, iki milletli ve iki devletli bir ortaklık.
MHP, Avrupa'yla entegrasyon projesi, AB başvurusunun zorunluluk gerektirmediği, Türkiye-AB ilişkisinin “kimlik ve kader sorunu” olarak görülmemesini savunuyor. Çünkü Türkiye; AB'nin yörüngesinde sürüklenmeye mecbur, mahkum ve muhtaç değildir. Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.
Tam üyelik dışındaki yaklaşımların kabul edilmemesi gerektiğini savunan MHP, birliğin Kıbrıs, Yunanistan ve Ermenistan konularındaki yaklaşımının da Türkiye’nin çıkarlarına zarar vermemesi gerektiğini, ancak bu koşulla müzakerelerin sürdürülebileceğini söylüyor. Ve tarihi gelişmeler MHP'yi haklı çıkarıyor...
ABD ile ilişkilerde ‘karşılıklı çıkar’ ilkesini savunan MHP, ekonomik, siyasi ve güvenlik alanlarında bu esasa bağlı kalınmasını benimsiyor.
Rusya ve İran gibi Karadeniz ve Hazar havzası ülkeleri ile Balkan ve Orta Doğu ülkeleriyle ortak projeler geliştirilmesini savunan MHP, Afrika, Uzak Doğu ve Güneydoğu Asya ülkeleriyle ilişkilerin geliştirilerek ekonomik işbirliğinin sağlanmasını önemsiyor.
Bir ülkünün peşinde 50 yıl…
Dünya Türklüğünün rehber ve önderi, Türk milliyetçiliği mefkuresinin Türkiye siyasetinde tek temsilcisi, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), kuruluşunun 50. yıl dönümünü kutladı.
Tam elli yıl önce Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi'nin (CKMP) iki gün süren ve Başbuğ Alparslan Türkeş'in MHP Kurucu Lideri olarak çıktığı Adana Adnan Menderes Spor Salonu'nda, elli yıl sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ülküdaşlarına seslendi.
1969 yılındaki ilk kongrede Alparslan Türkeş'e çiçek sunan 76 yaşındaki Selver Gedikbaş, 50 yıl sonra benzer bir çiçeği ve Çanakkale Savaşları'nda kullanılan bir tüfeği Bahçeli'ye hediye etti.
Hediye büyük!.. Anlam büyük!.. Mesaj büyük.
Fevzi Çakmak ve arkadaşlarının Millet Partisi'ni kurdukları 1948 senesinde dünyaya gelen Devlet Bahçeli, 71 yaşında.
Atatürk'ten Fevzi Paşa'ya Fevzi Paşa'dan Osman Bölükbaşı'na ve ondan da Alpaslan Türkeş'e intikal eden Türk milletinin birlik ve dirlik davasının vârisi 71 yaşında.
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete