Diyarbakır'da iki aylıkken raşitizm (Genetik Vitamin D Metabolizması Bozukluğu) teşhisi konulan, 10 yaşından sonra yürüyemez hale gelen Fikret Ünaldı, bir dizi ameliyatın ardından 25 yaşında yeniden ayağa kalktı ve azmiyle usta öğretici oldu.
Doğduktan 2 ay sonra Genetik Vitamin D Metabolizması Bozukluğu teşhisi konulan 42 yaşındaki Ünaldı, 10 yaşında yürüme kabiliyetini kaybetti.
Hayata küsen ve içine kapanan Ünaldı'nın 18 yaşında başlayan tedavisi 25 yaşına kadar sürdü.
Bir dizi ameliyatın ardından 25 yaşında yeniden ayağa kalkan Ünaldı, 15 yıl sonra adeta hayata yeniden başladı.
İlk, orta ve lise eğitimi tamamlayan, bu süreçte evlenen bir çocuk annesi Ünaldı, Kayapınar Kaymakamlığı Aile Destek Merkezinde el sanatları alanında usta öğreticilik yapıyor, azmiyle örnek oluyor.
"Yürümeyi hayal ediyordum"Ünaldı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, rahatsızlığından dolayı 10 yaşından beri yürüyemediğini, hayata küstüğü için babasının ısrarına rağmen okula gitmek istemediğini söyledi.
"Pencereden dışarıyı izlerken insanların merdivenlerden hiçbir yere tutunmadan inmesini izleyip, o şekilde yürümeyi hayal ediyordum. Neden ben de öyle yürüyemiyorum diye üzülüyordum. 17 yaşında babamı kaybettim. Babamı kaybettikten sonra daha çok boşluğa girdim. Daha çok yalnız hissettim kendimi ve daha çok üzüldüm." diyen Ünaldı, 18 yaşına kadar kemik gelişiminin sürmesi nedeniyle tedaviye geç başlandığını aktardı.
Ünaldı, ameliyatların 25 yaşında tamamlandığını ve yürümeye başladığını, hayallerinin gerçek olduğunu dile getirerek, kimseye tutunmadan yürüyebilmenin mutluluğunu yaşadığını belirtti.
"Yeni hayatımda kendime güvendim"Bu süreçte okumadığı ve evde oturduğu için kendisini işe yaramaz hissettiğini anlatan Ünaldı, şöyle konuştu:
"Açıktan eğitimimi tamamladım. İş hayatına atılmak istiyordum. 2003 yılında bir toplantıda tanıştığım Necla Hattapoğlu sayesinde hayatım değişti. Necla hanım beni kendi kurduğu vakfa davet etti. Orada kız çocuklarına el sanatlarıyla ilgili ders veriyorlardı. Gittiğimde bana da çok destek oldular. Vakıfta el sanatlarıyla ilgili kendimi geliştirmiştim. Yeni hayatımda kendime güvendim ve ayaklarımın üzerinde durmayı başardığım için mutluyum. İnsan yeter ki inansın ve kendine güvensin, başaramayacağı bir şey yok. Şimdi üniversite okuyorum. Halk Eğitim Merkezine, el sanatları eğitimi vermek için başvuru yaptım. İlk görev yerim Sur ilçesine bağlı Tanoğlu köyü oldu. Yaptıklarım Dicle Üniversitesinin dikkatini çekti. Üniversiteye el sanatları dersi vermem için davet ettiler. Bir yıl üniversitede çalıştım. Geçen yıl da ADEM'de (Aile Destek Merkezi) çalışmaya başladım."
"Engelliydim, bunu aştım ve insanlara bir şeyler öğretiyorum"Ünaldı, 6 yıl önce evlendiğini, bir erkek çocuğunun olduğunu anlatarak, "Rabb'im herkese güzel bir hayat versin. İnsan isterse başaramayacağı bir şey yok. İlk yürümeye başladığımda üç adım attım. Çok farklı bir duygu. Şimdiki hayatımla o zamanki hayatımı karşılaştırdığımda çok büyük farklılık var. O zamanları çok hatırlamak istemiyorum. İlk yürümeye başladığımda yeniden doğdum, yeniden başladım hayata." dedi.
Herkesin bir engelli adayı olduğuna dikkati çeken Ünaldı, kendi yaşadığı zorlukları kimsenin yaşamaması dileğinde bulundu.
"Engelliydim, bunu aştım ve insanlara bir şeyler öğretiyorum. Savaştım ve başardım." ifadesini kullanan Ünaldı, engellilere başaracaklarına inanmaları çağrısında bulundu.
Kursiyerlerden Hülya Adıyaman da, bir yıl önce tanıştığı Fikret Ünaldı'nın hayat hikayesinden çok etkilendiğini, ondan çok şey öğrendiğini söyledi.
Yaşamını öğrendikçe Ünaldı'ya saygısının daha da arttığını anlatan Adıyaman, "Hayata geç atılmış. Onunla tanıştığımız için çok şanslıyız. Ondan güzel şeyler öğreniyoruz. Hocamız engelleri aşıp buraya geldi. Bütün Türkiye'nin hocamızın başarı hikayesini bilmesini istiyorum. Engelliler istediklerinde her şeyi başarabilir." şeklinde konuştu.
"Hocamız örnek bir insan"Kayapınar Aile Destek Merkezinde koordinatör Nezahat Canpolat, merkezde usta öğreticilik yapan Ünaldı'nın azminden çok etkilendiğini, herkesten takdir gördüğünü belirtti.
Ünaldı'nın işini seven birisi olduğunu vurgulayan Canpolat, "Hikayesini duyduğum zaman duygulandım. Hocamız daha önce içine kapanmış, sonra azmiyle insanlara kendisini kabul ettirmiş. Onu takdir ediyoruz. Hocamız örnek bir insan. Aynı zamanda kendi durumundaki insanlara, hikayesini paylaşıp, azmini gösteren bir insan." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com