YTB tarafından tanıtımı yapılan projeler arasında "100 Yıl Sonra İlim Heyeti Çanakkale'de", "Çanakkale Savaşı Pul Defteri" ve "100. Yılında Çanakkale Resim, Minyatür, Makale Yarışması" gibi dikkat çeken organizasyonlar yer aldı.
Çanakkale Zaferi'nin her boyutuyla anlatılmasını, savaşın hatıralarıyla tarih bilinci ve kimlik duygusunun güçlendirilmesini amaçlayan YTB, Çanakkale Savaşı'nın 100'üncü yılına özel mali destek programları açıklamıştı. Açıklanan programlarla YTB'ye yüzden fazla proje başvurusu yapıldı. 15 ülkeden gelen en seçkin 37 projeye destek sağlayan YTB, 2015 yılında Çanakkale'ye yönelik önemli çalışmalara imza attı.
"ÇANAKKALE BİR MEDENİYETİN ADETA KÜLLERİNDEN YENİDEN DOĞUŞUDUR""100. Yılında Çanakkale Projeleri" programında konuşan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Doç. Dr. Kudret Bülbül, "Çanakkale bir medeniyetin adeta küllerinden yeniden doğuşudur" dedi.Çanakkale'nin 250 bin yiğidin şehit verildiği onursal bir duruş olduğunu belirten Bülbül, "Çanakkale, bir şaire, 'Dur yolcu, bilmeden gelip bastığın bu toprak bir devrin battığı yerdir' dedirten, aynı zamanda bir devrin de başladığı bir yerdir. Çanakkale sadece şehit olunan bir yer değil aynı zamanda şehit veren bir yerdir. Çanakkale'ye gitmişseniz, Çanakkale'den oraya gitmiş, orada şehit olmuş erlerimizi mutlaka görürsünüz. Çanakkale iyilik medeniyeti ile kötülük simsarlarının devasa, tarihi savaşıdır" ifadelerini kullandı.YTB'nin ortak bir aidiyetin, medeniyetin taşıyıcısı, ortak bir medeniyetin kuşaktan kuşağa gelecek nesillere aktarıcısı olduğunu vurgulayan Bülbül, "Bunu da nerede bir vatandaşımız, soydaşımız ve akrabamız varsa orada faaliyetleriyle gerçekleştirme çabasındadır. Bu perspektiften baktığımızda aslında bütün bir coğrafyayı ve değerleri birleştiren en güçlü unsur herhalde Çanakkale'dedir. Bizim çalıştığımız alanlar açısından bakıldığında ortak bir aidiyeti, ortak bir medeniyeti ve ortak bir geleceği çağrıştıran en güçlü unsur Çanakkale'dir. İnşallah böyle bir işbirliği yapalım, devletimiz belki daha sonra bunu tekrar edebilir. Orada şehit veren tüm ülkelerden katılımcıların olduğu bir program yapalım ve bunu da rutine bindirelim. Her yıl bunu tekrar edelim, bunun çerçevesini daha sonra çalışırız" diye konuştu.
Çanakkale programı ilan etme fikrinin nereden çıktığını anlatan Bülbül, şöyle devam etti:
"Geçen yıl bir Avustralya ziyareti yapmıştık, ani bir ziyaretti bu, çok kapsamlı, çok değerli bir ziyaretti. Oraya gidince daha iyi fark ediyorsunuz Avustralya'da çok büyük anlam yükleniyor Çanakkale'ye, Türkiye'ye. Çok büyük, adeta hacca gidermiş gibi bir bakış açısı var, kotalar var ve herkes Çanakkale'ye gelemiyor. Çanakkale'ye gelebilmek gerçekten bir ayrıcalık. Ben doğrusu Avustralyalı yazarları ve Avustralya devletini çünkü orada karşı karşıya olduğumuz halde bir nefret üzerinden değil, bir nefret üretmeden bizim üzerimizden kendisini kurmaya çalışan ve bunu kuran bir devletten bahsediyoruz. Bu tebrik edilmesi gereken bir şey, çok az devlet bunu başarabilir. Tabii ki bu açıdan bakıldığında biz dünyada örneği çok az olan milletlerden birisiyiz. Kendi varlığını bir başka devleti ötekileştirme üzerine, kendi varlığını bir başka devlet ve milletin nefreti üzerine inşa eden bir devlet değiliz. Genellikle ulus devletler bir nefret ve ötekileştirme üzerine inşa edilir ama Avustralya bir nefret üretmeden bizim üzerimizden bunu inşa edebiliyorsa ki yakın tarih bunu gösteriyor, bunu tebrik etmek gerekiyor. Çanakkale bu anlamda bizim de Avustralya, Yeni Zelanda, diğer ülkeler arasında bir dostluk köprüsüne dönüşmüş durumda. Çanakkale programı ilan etmek bizim orada aklımıza gelmişti. Dostluk köprülerini gerek Batılı ülkeler gerekse İslam coğrafyası açısından inşa edelim diye başlamıştık."
"3 MİLYONDAN FAZLA KAYNAK AKTARDIK"YTB'nin söz konusu proje için 3 milyon TL'den fazla kaynak aktardığını anlatan Bülbül, "Çok sayıda ülkeden binlerce gencimiz değişik ülkelerden gelerek bu programdan faydalandılar. Çok önemli, çok güzel, çok güzide çıktılarından birisi ilim heyetinin 100 yıl öncesi yaptığı ziyaretin 100 yıl sonra tekrar edilmesi" dedi.Resepsiyon sırasında gösterilecek bir başka projenin ise Çanakkale Türküsü'nü, Türkiye'de YTB burslarıyla okutulan uluslararası öğrencilerin söylemesi olduğunu anlatan Bülbül, "Bir Bangladeşli'nin Çanakkale Türküsü'nü söylemesi, Sırp kardeşimizin Çanakkale Türküsü'nü söylemesi, çok farklı ülkelerden... İnanın o günden beri benim dilimin ucunda pelesenk oldu, sürekli kendi kendime söylüyorum. 1915'te ecdadımız çok farklı ülkelerden hepsi bizim ecdadımızdır. Buraya geldiler, kahramanca bir medeniyetin inşası için mücadele ettiler ve veda ettiler. 2015'te biz onları anmak için böyle bir program yaptık, inşallah 2115'te de bizim torunlarımız, benzer bir ruhla bu tür programları tekrar ederler ve gelecek kuşaklara aktarırlar" ifadelerini kullandı.
dikGAZETE.com