Erasmus programının 30’ncu yılı nedeniyle İstanbul Üniversitesi’nde Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), Avrupa Birliği Bakanlığı, AB Türkiye Delegasyonu, Ulusal Ajans’ın ortak çalışmaları ile bir toplantı düzenlendi. Toplantıya YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, Avrupa Birliğinden yetkililer, çeşitli Avrupa ülkelerinden temsilciler ile öğretim görevlileri ve öğrenciler katıldı. YÖK Başkanı Saraç, toplantıda bir konuşma yaparak, Türkiye’deki yükseköğretim hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına yükseköğretim çalışmalarındaki hedeflerinden ve temennilerinden bahsederek başlayan Başkan Saraç, “Türk Yükseköğretimi olarak bilimin evrensel değerlerine inanıyor, bu değerlerin dünya bilim tarihinde yerleşmesinde kadim geçmişimizin, geniş coğrafyamızın kültürlerinin payının altını çizerek bu payı daha da görünür kılmak istiyoruz. Bunu hem bilimsel birikimimizi daha iyi sergileyerek, hem de ulusal, bilimsel değerlerimize desteği artırarak yapmaktayız. Üniversite sistemi güçlü olmayan bir ülkenin onu yarınlara taşıyacak bir sanayisi, teknolojisi, tıbbı, eğitimi, sanatı ve adalet sistemi olamaz. Biz tüm alanlarda donanımlı gençler, bilim üreten akademisyenler, sanayi ile işbirliği içerisinde araştırma kuruluşları ve toplumun taleplerine duyarlı bir üniversite için çalışıyoruz. Güçlü, istikrarlı ve huzurlu Türkiye’nin gençliğini dünya standartlarında bir donanımla yetiştirmek için çaba gösteriyoruz. Bütün bu kavramlar için Dünyaya ve Avrupa’ya açılan bir gençlik açısından Erasmus programlarını da son derece önemsiyoruz. Ülkenin geleceğinin inşasında yetiştireceğimiz genç nesillerin fikirleri ve ürettikleri en önemli rolü oynayacak. Türk Yükseköğretiminin görevi, bu gençliği güçlü, özgür ve saygın fikirlerle donatmaktır” dedi.
“Öğrenci sayımız pek çok Avrupa ülkesinin nüfusunun daha üzerinde”
Yükseköğretimdeki son durumu sayısal verileri açıklayarak ifade eden Saraç, genç nüfusa ve öğrenci sayısına dikkat çekerek, “Yüksek Öğretim Sistemi’nin gelişmesine baktığımızda, son dönemde bu gelişmenin büyüme tabiriyle tavsif edilmekten çok daha bir tarzda bir sıçrama yaşadığını söylememiz icap eder. 2001 yılında 75 olan yükseköğretim kurumun sayımız son dönemde 182’ye ulaşmıştır. Öğrenci sayımız ise 7 milyon 200 bine ulaşmıştır. 7 milyon 200 bin sayısı gerçekten pek çok Avrupa ülkesinin nüfusunun daha üzerindedir. Öğretim elemanı sayımız ise 150 bini geçmiştir ve bu sayı her geçen gün daha da artmaktadır. Tabii ki şunu da ifade etmek istiyoruz. Bölgenin Rusya’dan sonraki bu öğrenci sayısı ile en büyük 2’nci ülkesi olma durumundayız. Bu sayılar Türk yükseköğretim sisteminin yönetilmesinden koordinasyondan ve denetlemesinde sorumlu olan YÖK’e çok daha büyük sorumluluklar yüklemektedir” değerlendirmesinde bulundu.
Hüseyin Coşkun-Mehmet Altunışık
dikGAZETE.com