GİRESUN
Eynesil ilçesinde temeli 1987'de atılan Yeşil Cami, Selçuklu ve Osmanlı mimarisiyle inşa ediliyor. İnşaatı tamamen bitirilmemesine rağmen 2012'de ibadete açılan cami, iki dönemin sentezini barındırıyor.
Batı kapısı, Sivas Divriği Ulu Cami'nin kuzey kapısının 5'te 4 oranında küçültülmüş şekliyle inşa edilen Yeşil Cami'de, Selçuklu örneği mihrap da yer alıyor.
Yapının inşasında doğal taş dışında hiçbir beton malzeme, süslemelerde ise fırça ve boya kullanılmıyor.
Yapımı uzun süredir devam eden camide, ustalar ülkenin farklı yerlerinden gelen taşları titizlikle işleyip belirlenen noktalara yerleştiriyor.
İnce işçilik istediği için taş ustası zor bulunan caminin yapımında 4 usta çalışıyor.
Ayhan Tufanoğlu ile caminin müezzini de olan kardeşi Bahattin Tufanoğlu 31, Kenan Küçüker 25 ve Hayrettin Kibar 11 yıldır camiye emek veriyor.
Büyük taşları sanat yapısına dönüştüren ustaları en çok zorlayan ise taşların ağırlığı.
Ustaların halen 40 metre yükseklikte minaresini inşa ettiği eserin 6 yıl sonra tamamlanması bekleniyor.
Ustabaşı Ayhan Tufanoğlu (56), ecdadın sanat ve el işçiliğini uygulamaya çalıştıklarını söyledi.
Yaptıkları işin önemine işaret eden Tufanoğlu, "Ben ve ekip arkadaşlarımın bu esere aşkı ve inancı var.
Neticede yaşlarımız 50-60'a geldi, geride ecdadımıza layık olabilecek bir eser bırakmanın gayreti içerisindeyiz." dedi.
Tufanoğlu, yalnızca ticari yönden düşünüldüğü takdirde böyle bir yapının inşaatında çalışılamayacağını belirterek, "Sanata olan aşkımızı taş üzerinde konuşturmaya çalışıyoruz.
Bu aralar 40 metrede minarede çalışıyoruz, yaklaşık 7-8 metre daha inşaatımız var.
Tek muradımız minareyi tamamlayıp bayrağımızı dikmek, İstiklal Marşımızı okuyup, geçip karşısına seyretmek." diye konuştu.
"Allah bana hem müezzinliği hem de taş sanatı ustalığını lütfetti"
İnşaatında çalıştığı caminin müezzinliğini de yapan Bahattin Tufanoğlu ise taş ustalığını gönül rızasıyla yaptığını belirtti.
Yaptığı işten memnun olduğunu dile getiren Tufanoğlu, "Allah bana hem müezzinliği hem de taş sanatı ustalığını lütfetti. Bu eserde uzun yıllardır çalışıyorum." ifadesini kullandı.
Tufanoğlu, yapıdaki taşların tamamen yığma olduğuna işaret ederek, "Duvarların kalınlığı 120 santimetre.
Taşlar tamamen elle işleniyor, onun için de biraz zaman alıyor. Futbol topu kadar büyük olmayan taşlar var ancak 10-15 günde işleniyor.
Hem taşın kendi sertliğinden işlemek zor hem de motif meydana getirmek kolay bir şey değil." değerlendirmesinde bulundu.
"Her geçen gün taş biraz daha ağırlaşıyor"
Ustalardan 50 yaşındaki Kenan Küçüker ise büyük ebatlardaki taşların ince işçilikle işlenmesi gerektiğine dikkati çekerek şöyle konuştu:
"Her geçen gün taş biraz daha ağırlaşıyor, çünkü gücün kalmıyor. Devamlı aynı taşı işlerken güç tükeniyor.
Böldüğümüz taşlar küçük görünse de kaldırırken, çevirirken bir güç gerekiyor. Burada hem Osmanlı hem de Selçuklu sanatını icra ediyoruz."
Hayrettin Kibar (52) da taş işçiliğinin yanı sıra demir işlerini de kendilerinin yaptığını kaydederek, "Buradaki işlere alıştık, artık bize çok zor gelmiyor.
Taşları minare tepesinde de işlesek, aşağıda da işlesek fark etmiyor." dedi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com